İHH'dan Başbakan'a çağrı
İHH Arakan Koordinatörü Said Demir; Arakan izlenimlerini Timetürk'e anlattı. Başbakan'a çağrıda bulunan Demir; Gerek Başbakanımızın gerek Dışişleri Bakanımızın gerekte diğer hükümet yetkililerimizin mutlaka bölgeye gitmeleri gerekiyor. Fakat bölgeyi tanımıyorlar. Öncelikle bölgeyi tanımaları gerekiyor.Bölgeye dair en geniş bilgiye kurum olarak biz sahibiz ve o bölge bizden yardım alınarak tanınabilir' dedi.
13 Yıl Önce Güncellendi
2012-07-31 15:00:27
Dünden Bugüne
28 Mart 1942’de başlayan katliamların üzerinden tam 70 yıl geçti.O günden bugüne Müslümanların ağır eziyetlere maruz kaldıkları vatanlarından, Arakan’dan sürgün edilmesine şahit oluyoruz yaklaşık 1 aydır.
Arakan’lı Müslümanlar vatanlarından zorla Bangladeş’e gönderilmekle, açlıkla, susuzlukla ve hak ihlalleriyle cezalandırılıyorlar.
Bu cezalandırma 1784 yılında Burma işgali ile başlayıp, 1826 İngiliz işgali, 1942 katliamı, 1954 Muson Operasyonu, 1962 askeri darbesi, 1978Kral Dragon Operasyonu’ndan günümüze kadar Müslümanların ağır katliam ve işkenceye maruz kalmasıyla devam etmiştir.
Müslümanların hiçbir şekilde insani ve anayasal haklarının bulunmadığı Arakan’da; Müslümanların kimlik ve pasaport edinmeleri, seyahate çıkmaları, cep telefonuna sahip olmaları, devletten izinsiz evlenmeleri, devlet dairelerinde çalışmaları, en önemlisi de ibadet alanı inşa etmeleri, ve ibadet etmeleri kesinlikle yasak.
Mülteci Sorunu
Burma askeri yönetiminin baskıları nedeniyle bugün yüz binlerce Arakan’lı Müslüman, Burma sınırları dışında mülteci olarak yaşamaktadır. Fakat hiçbir şekilde mülteci haklarına da sahip olamayan Arakan’lı Müslümanlar, göç ettikleri ülkelerde de ağır baskılara maruz kalıyorlar.Mülteci kamplarından zorla geri gönderilmek istenen Arakan’lılar, şu durumda nereye gideceklerini şaşırmış durumdalar.
Yaklaşık 16 yıldır Arakan ve çevre coğrafyalarında yardım çalışmalarında bulunan İHH bugünlerde yine Araka'da.Oradaki çocukların bir nebze olsun yüzünü güldürmek, insanların bir nebze olsun acılarını dindirmek ve yaşam koşullarını iyileştirmek amacıyla çalışmalarını hala sürdürüyor.
Yardım dağıtmaya ve oradaki durumu dünya kamuoyuna duyurmak üzere Arakan’a giden birçok gönüllü ve gazeteci, gördükleri karşısında hayrete düştüklerini ve dünyada ki bir çok mülteci kamplarından daha kötü bir hal içinde olan kampların yaşanamayacak yerler olduklarını belirtiyorlar.
Bizde bu durumu oraya giden ve durumu yakından inceleyen İHH Arakan Koordinatörü Said Demir’le konuştuk.
Arakan’da ki katliamların temeli nereye dayanmaktadır?
1942 yılında başlayan katliamlar günümüze kadar aralıklarla devam ediyor. Arakan; dünya kamuoyunun haberi olmadan yıllarca İngilizlerin ve Burmalıların işgali altında yaşadı. Biz İHH olarak 16 yıldır oraya yardım götürüyoruz. Haziran ayından itibaren de çalışmalarımızın sonucunda artık dünya kamuoyu Arakan’da kanayan yarayı öğrenmiş oldu.
Mülteci kamplarında ki durum nedir?
Bu kamplar insana pes dedirten yerler. Bataklığın içinde kalmış insanlığın yaşamına çok uzak yerler. Somali mülteci kamplarını da gördüm fakat böyle açlığı böyle sefaleti ne gördüm ne işittim. İnsanlar o rezelet kamplarda hayata tutunmaya çalışıyorlar.Akla hayale sığmayacak durumlarda yaşamaktalar. Halen insanlar kimliklere, pasaportlara, cep telefonlarına ve hiçbir insani haklara sahip değiller. Burma’lılar tarafından zorla çalıştırılıp ücretleri verilmiyor. Ve insanlar zorla Bangladeş’e göç ettirilmekteler.
Arakan’a girişte nasıl zorluklarla ve zahmetlerle karşılaştınız?
Arakan’a girmek zaten yasak. Sadece AB ve BM gözlemcilerinin giriş izinleri var. Arakan’da karartma uygulanıyor. İçeride ne olup bittiğini bilemiyorsunuz. Arakan’a girişte alınması gereken izinler var ve genelde bu izinleri vermiyorlar.
Arakan’da süre gelen bu katliam nasılda oldu bütün dünyaya duyuruldu?
Arakan’lıların cep telefonu kullanması yasak.Biz oradaki insanlara cep telefonu, Bangladeş hattı ve yedek bataryalar dağıttık.Oradakiler zamam zaman bizi arayıp bilgi veriyorlar ve oradan fotoğraf gönderiyorlardı.Bizde bu fotoğrafları ve aldığımız bilgileri sosyal medyada dağıtmaya başladık.Yaşanan bu insanlık dramında patlama noktası buydu.Artık tüm dünyanın haberi var ve kimse sessiz kalmıyor.
Hükümet yetkililerimizle Arakan yetkilileri arasında görüşmeler başladı. Bu gelişmelerin önemi nedir?
Gerek Başbakanımızın gerek Dışişleri Bakanımızın gerekte diğer hükümet yetkililerimizin mutlaka bölgeye gitmeleri gerekiyor. Fakat bölgeyi tanımıyorlar. Öncelikle bölgeyi tanımaları gerekiyor.Bölgeye dair en geniş bilgiye kurum olarak biz sahibiz ve o bölge bizden yardım alınarak tanınabilir.
Dünya’nın üzerine düşen görev nedir bu süreçte?
Biraz öncede belirttiğim gibi öncelikle bu coğrafya tanınması bilinmesi lazım. Sonrasında insanlar hakkında yada yaşananlar hakkında çok daha kolay fikir sahibi olurlar. Fakat daha buraya gelen yardım kuruluşları bile burayı tanımıyor. Bir yerler gidip oraya yardım ediyorlar ama onlar kim, neden oradalar ve ne gibi zorluklar çekiyorlar haberleri yok. İHH bu coğrafyada en kapsamlı bilgiye sahip kuruluş. Bizim istediğimiz Arakan’a daha fazla yardım götürebilmek fakat yinede götürdüğümüz yardımlar yetersiz kalıyor. Daha geçtiğimiz gün 4 kişinin açlıktan öldüğü haberini aldım. Daha çok yardım gönderilmesi gerekiyor. Bu konuda tüm yardım kuruluşlarının duyarlı olması gerekiyor.
SON VİDEO HABER
Haber Ara