Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

'Suriyeli Kürtlerin lideri, Barzani olacak'

Suriyeli Kürtlerin liderinin PYD değil, Barzani olacağını düşünen Henri Barkey şöyle diyor: Irak'taki Kürt örneğini gördükten sonra Suriye'deki Kürtlerin 'Biz de bir otonom, federal bölge istiyoruz' demeleri gayet normal. Yeni bir Kürdistan kuruluyor mevhumu bir yerde doğru. Fakat bunun Türkiye'ye karşı büyük bir tehdit olarak görülmesi için neden yok. Kuzey Irak'taki Kürtlerle nasıl iyi geçiniyorsanız, Suriye'deki Kürtlerle de iyi geçinebilirsiniz

13 Yıl Önce Güncellendi

2012-07-30 08:26:51

'Suriyeli Kürtlerin lideri, Barzani olacak'
Satır arası...

'Esad gitti, gidiyor' derken, birdenbire düğmeye basılmış gibi 'Suriye'nin kuzeyinde İkinci Kürdistan kuruluyor' paniğine düştük. Şu aralar, Kürt milliyetçilerinin sevinç çığlıklarıyla Türk milliyetçilerinin Sevr ve Büyük Kürdistan travmaları çarpışıyor. Tarihi günlerden geçtiğimiz kesin. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu bu hafta Erbil'e giderek Irak'ın kuzeyindeki Kürt yönetiminin lideri Mesut Barzani'yle görüşecek, durumun Türkiye'nin istemediği bir şekle dönüşmesine engel olmaya çalışacak. Suriye-Esad-Kürtler-Sevr eksenli sorularıma cevap için yıllardır Kürtleri ve bölgeyi çalışan bir ismi telefonla aradım: Henri J. Barkey... Barkey, CIA'in üst düzey yöneticilerinden Graham Füller'le birlikte yazdığı Türkiye'nin Kürt Sorunu (Turkey's Kurdish Question) adlı kitapla Türkiye'de tanınıyor. Ortadoğu uzmanı Barkey, Lehigh Üniversitesi'nde siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler dersleri veriyor.

Ortadoğu, Türkiye ve Kürtler üzerine çalışmalarıyla tanınan Lehigh Üniversitesi'nden Henri J. Barkey Suriye'deki son durumu AKŞAM'a yorumladı:

- Esad'ın Suriye'de hava gücü kullandığı haberleri geliyor birkaç gündür. Bu, uluslararası müdahalenin önünü açar mı?

Bence hayır. Savaş uçaklarını kullanmanız kadar, nasıl kullandığınız da önemli. Çok büyük zahiyat olur, bir anda yüzlerce insan ölürse dış ülkeler kendilerini zor durumda bulabilirler ama o koşullarda bile Rusya'nın bir operasyona izin vereceğini tahmin etmiyorum. İkincisi, Batı'da bu işe girmek için hiçbir istek yok. Hele ABD'de seçimler geliyor, bu nedenle ABD dış politikada hiçbir şekilde ilerlemeyecek. Esad'ın hava gücü kullanmak zorunda kalmasının bir nedeni de Suriye askerleri çok zor durumda. Su, benzin bulmakta zorluk çekiyorlar. Bu, artık çözülmenin başlangıcı demek. Rejim yarın düşecek değilse bile 'Görünen köy kılavuz istemez' noktasındayız. Bu aşamada çok büyük bir katliam olmadıkça, dış ülkeler 'Nasılsa bu adam düşüyor' diye operasyona sıcak bakmayacaktır. Ayrıca, Suriyeli muhalifler de artık zaferi tatmaya başladılar. Onlar da ne kadar yardım isteyeceklerdir dışarıdan, emin değilim.

SİZE SALDIRI YOKSA NE YAPACAKSINIZ?

- Kendimiz başaralım psikolojileri var yani...

Eminim, çoğu böyle düşünüyor. Çünkü kimseye borçlu olmak istemiyorlar. Türkiye de aslında çok konuşuyor şu anda, ama bunu yapacak gücü yok. Ben kendi sınırına yakın Kürt bölgelerine bile müdahalede bulunacağını zannetmiyorum, Türkiye'nin girmesi büyük bir felaket olur.

- Gerçi Başbakan Erdoğan sınırlarımızdaki operasyon hakkımıza vurgu yaparak, bu olasılığın masada olduğunu söyledi.

Evet, ama adam sana saldırmadıktan sonra sen ne yapacaksın? Eğer bir oluşum var diye saldırıyorsan, şimdiye kadarki bütün tezlerini çürütmüş oluyorsun. Türkiye etrafında bir barış bölgesi kurmak istediği için, aniden Suriye'ye girmesi, oranın içişlerine karışmak olacaktır.

- Peki, böyle bir operasyon olursa uluslararası camianın tepkisi nasıl olur?

Uluslararası camia bir şey demez. Çünkü Suriye meselesi yüzünden Türkiye'ye ihtiyaçları var. Bu nedenle de Türk hükümetiyle ters düşmek istemeyeceklerdir. Ama Türkiye oraya girerse, askerlerine saldırılacak, ölümler olacak, işin içine siviller karışacak... Bu çok karmaşık bir olay. Erdoğan böyle sert mesajlar vermeye kendisini mecbur hissediyor. Fakat bence bu sert söylem ona karşı olan Kürtlere, mesela PYD'nin eline koz veriyor. Eninde sonunda PYD orada bir şeyler yapacak. Suriye'de Kürtler, Esad uzaklaştırıldıktan sonra önemli bir denklem unsuru olacak.

IRAK'TA TALABANİ DENGE UNSURU

- Öyle görünüyor ama tam olarak nasıl bir tablo ortaya çıkacak?

Bunu aslında Irak'ta da gördük. Maliki ile Barzani belki pek geçinemiyor ama arada bir denge unsuru olarak Talabani var. Şu anda Talabani hasta ve dışarıda bir yerde olmasına rağmen, Kürtler Irak'ta Sünni ve Şiiler arasında denge unsuru oldular. Dolayısıyla Suriye'deki Kürtler de kendilerini organize ederse Irak'taki gibi bir güç haline gelebilirler. Şunu biliyoruz ki Suriye'de Esad uzaklaştırıldıktan sonra ciddi bir merkezi hükümet kurulmayacak. Uzun müddet, bir galeyan olacak Suriye'de. Bu galeyanda Nusayriler, Sünniler, Dürz”ler, Hıristiyanlar, Kürtler olacak. Bunlara bakınca, iki büyük ayrılık, Nusayrilerle Sünniler arasında olacak. Hıristiyanlar da Nusayrilerin yanında olacak. Böyle bir ortamda Kürtler denge unsuru olarak ortaya çıkabilir. Bir de Türkiye'de yanlış bilinen bir şey var: Kürtler sadece kuzey Suriye'de değiller, Şam'da da önemli Kürt mahalleleri var ve bunlar Şam'ı kontrol etmek açısından önemli bölgeler. Dolayısıyla Kürtler Şam'da da çok önemli.

'İKİNCİ KÜRDİSTAN GELEBİLİR'

- Suriye'de, Esad güçlerinin çekilmesiyle beraber güç kazanan Kürt oluşumu birkaç gündür Ankara'yı ayağa kaldırdı. Siz bu gelişmeleri 'İkinci bir Kuzey Irak kuruluyor' diye yorumluyor musunuz?
Suriye'de Kürtler Baas rejimi altında çok ezildiler. Esad'ın babası kendi Kürtlerini de baskı altında tutabilmek için Öcalan'ı uzun zaman Suriye'de yaşattı. Suriye'de Kürtlere hiçbir hak verilmedi, büyük çoğunluğu vatandaşlıktan atıldı, bunların doktor görme, hastaneye gitme hakları olmadı, okula gidemedi. Kürtlerin Esad sonrasında çok daha büyük rol oynayacakları kesin. Irak'taki Kürt örneğini gördükten sonra Suriye'deki Kürtlerin 'Biz de bir otonom, federal bölge istiyoruz' demeleri gayet normal. Dolayısıyla, yeni bir Kürdistan kuruluyor mevhumu bir yerde doğru. Bu geliyor olabilir. Fakat bunun Türkiye'ye karşı büyük bir tehdit olarak görülmesi için neden yok. Sen bugün Kuzey Irak'taki Kürtlerle nasıl iyi geçiniyorsan, Suriye'deki Kürtlerle de iyi geçinebilirsin.

TÜRKİYE KARAR VERMELİ

- Suriye'de oluşan yeni durumun Türkiye'de büyük endişe kaynağı olmasının nedeni Sevr Anlaşması ile hayata geçirilmek istenen Büyük Kürdistan Devleti'ne doğru gidiş olarak görülmesi. Sizce Sevr'in Büyük Kürdistan'ına doğru mu gidiyoruz?

Kuzey Irak'la Suriye'nin kuzeyi arasında büyük fark var. Bugün Kuzey Irak'ta egemen olan Kürt güçlerinin hiçbiri Türkiye'ye karşı bir tutum içinde değil. Ama PKK yüzünden PYD'nin Türkiye'ye hasmane biçimde bakıyor olduğunu kabul etmemiz lazım. Ben PYD'nin uzun vadede Suriye Kürtlerini kontrol edip, en büyük güç olarak kalacağına inanmıyorum.

SEVR AŞISI YAPILIYOR!

- Neden?

Çünkü eninde sonunda bütün Kürdistan'da en güçlü kuvvet Barzani. İleride Suriye'de Barzani olacak. Barzani'nin elinde bir sürü kart var. Para, organize güç, dünya, bölge ve Türkiye tarafından tanınmışlığı var... Suriye'deki Kürtlerin istediği şey PYD kontrolü altında savaşan bir Kürdistan değil. Onların istediği Irak'taki Kürdistan. Zengin, tam demokratik olmamasına rağmen rahat, terör yok, Türkiye sayesinde muazzam bir zenginlik var... Dolayısıyla ben PYD'nin uzun vadede Suriye'de güç kazanacağına veya en güçlü kuvvet olarak çıkacağına inanmıyorum. Şu anda iyi organize edilmiş askeri gücü olan PYD var. Dolayısıyla onlar ön saflara çıkıyorlar.

- Barzani'nin güçleneceği projeksiyonunuz da tam da o korkulan Büyük Kürdistan'a gidişi çağrıştırmıyor mu?

Türkiye'de çocuklar doğar doğmaz bir sürü aşı verilir. Bunlardan biri de Sevr aşısıdır. Doğduğun andan itibaren sana Sevr propagandası yapılır 'Batı güçleri Sevr'i yaşatmak istiyor, Büyük Kürdistan kurulmak isteniyor' diye. Türkiye bugün 80'lerden, 90'lardan çok daha varlıklı. Kendi Kürt sorununu çözebilse, Türkiyeli Kürtler niye ayrılmak istesin? İkincisi, milletin çoğu Sevr'in ne olduğunu bir türlü anlamıyor.
- Ne kastediyorsunuz Sevr'in ne olduğunu anlamakla?

19. yüzyıl boyunca Sevr'e giden süreçte Rusya'nın da dahil olduğu Batı ülkeleri Osmanlı Devleti'ni parçalamaya çalıştılar. Osmanlı bir imparatorluktu ve imparatorluklar her zaman birbirlerini parçalamaya çalışmışlardır. Osmanlılar da Viyana'ya otostopla gitmedi, savaşarak gitti ve Sevr bir imparatorluğun çöküşüydü. Eğer sen bugün Sevr'den bahsedeceksen, Osmanlıların yaptığı bütün fetihleri de geri çağırman lazım. Siz şu anda Avrupa'da 'Türkler geliyor, Viyana'yı yeniden kuşatacaklar, Osmanlı'yı yeniden yaratmaya çalışıyorlar' diye bir korku duyuyor musunuz? Yok! Ama Türkiye'de Sevr konusunda korkunç bir sosyalizasyon var. Kemalistlerin, ilk Cumhuriyet döneminin kendisini müdafaa etmek için, bir ulus devlet çıkartmak için yarattığı mitlerden (efsanelerden) biri. Osmanlı İmparatorluğu Birinci Dünya Savaşı'nda yanlış tarafı seçti ve kaybetti. Kazansaydı ne yapacaktı? Toprak alacaktı. Aynı şeyi başkaları yapınca 'Bizi bölmeye çalışıyor' diye düşünülüyor. Bugün Türkiye bir imparatorluk değil; bir devlet ve uluslararası camianın bir parçası. Evet, Kürtlerle bir problem var ve bu problemi çözmesi lazım. Çözmediği sürece başı dertte olacak. Türkiye 1984'ten beri PKK ile uğraşıyor. NATO'nun ikinci büyük ordusu ama PKK'yı bir türlü çözemiyor. Neden? Çünkü Güneydoğu'da PKK'ya destek var.

DIŞ DESTEK TABİİ Kİ OLUR

- PKK'ya çok güçlü bir uluslararası destek olmasaydı da ayakta olabilir miydi peki?
Bu kadar güçlü olmayabilirdi. Ama dış destek dediğimiz mevhum da değişti. Küreselleşmiş bir dünyada Şili'de oturan bir Kürt de, Almanya'daki de PKK'ya destek verebilir internet üzerinden. Dış destek tabii ki olur, çünkü Kürtler her tarafa yayıldılar.

OK YAYDAN ÇIKTI

- Bu, dış destek realitesi de Sevr fikirlerinin ayakta kalmasına neden oluyor...

Hepimiz biliyoruz ki Türkiye bulmadı Abdullah Öcalan'ı Kenya'da. Mademki ABD veya Batı Türkiye'yi bölmek istiyor niye Öcalan'ı yakalayıp Türk Devleti'ne hediye etti? PKK ile savaş meselesinde niye hiçbir zaman Türkiye'yi tenkit etmiyor? Bugün Kuzey Irak'taki istihbaratın çoğunu da ABD'nin yardımıyla alıyor Türkiye. Barzani'ye sürekli 'PKK'ya baskı yap' diye bastırıyor. Neden yapsın ki o zaman? ABD'yi o kadar güçlü görenlere söylüyorum: 'Amma da beceriksizmişiz yahu! 1920'lerden beri aynı şeyi yapmaya çalışıp bir türlü beceremiyoruz o zaman, öyle mi?' Bakın, Suriye'de, Türkiye'de, Irak'ta ve İran'da bir Kürt etnisitesi var. 'Bunlar yok' dersek, ortadan kalkmayacaklar. Ok yaydan çıktı. Artık yapılması gereken bunun yönetilmesi süreci.

HER ÜLKEDE FARKLI SONUÇ

- Ok Irak süreciyle mi, Suriye ile mi yaydan çıktı?

Hepsini kastediyorum. Ama her ülkede cevap aynı olmayacak. Türkiye, Suriye, Irak
ve İran'daki sonuç birbirinden değişik olacak. Fakat Türkiye'de bu bir yönetim sorunu. Türkiye demokratik bir ülke özünde. Evet, muazzam baskı yaptı, Kürtleri asimile etmeye çalıştı ve başaramadı. Zamanla Kürt oluşumu gelişti. Bundan sonra Türkiye'nin artık bir karar vermesi lazım.

YARA KABUK BAĞLAYAMIYOR

- Nasıl bir karar?

Bence Türkiye demokratik bir ülke olarak Kürtlerin demokratik haklarını vermeli. Vermediği sürece geri tepecek. Mesela KCK davası, mesela Diyarbakır'da 14 Temmuz'da olan olaylar... Tüm bunlar o yaranın devamlı deşilmesi ve bir türlü kabul bağlayamamasına neden oluyor. Ben burada PKK'nın saçmalıklarını savunmuyorum ama devlet devlettir. Katillerin salıverildiği bir ortamda, kimsenin kılına dokunmamış insanlar senelerce hapiste. AKP hükümeti şimdiye kadarki hükümetlerden çok daha fazla adım attı, bunu da kabul etmek lazım. Bir yandan bunları yapıp, bir yandan insanları hapse tıkıyorlar. AKP zamanında da Türkiye'nin kötü olan yargı sistemi düzelmedi. Bu da bence en büyük başarısızlıkları.

YARIN:

- Irak'taki Kürt bölgesi ile Suriye'deki Kürt bölgesi birleşecek mi?
- Menaf Tlas'ın, Esad sonrası başa geçmesi için neden 'Allah korusun' diyor?

(Şenay Yıldız-Akşam)
SON VİDEO HABER

Suriye'deki dehşeti anlattı: İşkenceden derimiz yüzülüyordu

Haber Ara