Bacık: Türkiye'nin başarısı yeni Kürt yapılarıyla çalışmasına bağlı

Brüksel merkezli muteber düşünce kuruluşu Avrupa Siyaset Merkezi (EPC) Türkiye'nin Ortadoğu siyasetini mercek altına alan bir analiz yayınladı. Zirve Üniversitesi Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (OSAM) Müdürü Doç. Dr. Gökhan Bacık tarafından kaleme alınan analizde Ortadoğu'daki son gelişmeler çerçevesinde Şii ve Kürt dinamiklerinin çok önemli hale geldiği vurgulanıyor ve Türkiye'nin başarısının bu iki unsurla ilişkisi çerçevesinde şekilleneceğine işaret ediliyor.

Bölgede Şiiliğin hiç olmadığı kadar etkili hale geldiğine dikkat çeken Bacık, Irak'ın Şiilerin denetimine girmesinin Abbasiler'in 800'li yıllarda Bağdat'ı Sünniliğin merkezi haline getirmesi kadar 'tarihi' olduğunu vurguluyor. Şii mihverinin Ortadoğu'da yükselişinin Türkiye için 'hayati ehemmiyette' olduğuna işaret eden analiz Irak Başbakanı Nuri El Maliki'nin Şii kampına katılması ile bölgedeki dengelerin derinden değiştiğini belirtiyor.

Sünni ile Şii elitlerin idare ettiği ülkelerin dünya siyasetini algılama tarzlarının farklı olduğuna işaret edilen makalede, Türkiye ve İran'ın Suriye siyasetleri mukayese ediliyor. Son gelişmelerle bölgedeki Sünni-Şii dengesinin geleneksel parametrelerin aleyhine değiştiğini ortaya koyan analiz, Türkiye'nin Bağdat'ın içinde bulunduğu bir Şii mihverine tahammül edemeyeceğini savunuyor. Ankara'nın yeni şartlar çerçevesinde Sünni Kürtleri de kapsayacak şekilde bölgenin Sünni grupları ile işbirliğini derinleştireceği, Suudi Arabistan, Katar ve Mısır gibi ülkelerle safları sıkılaştıracağı öngörülüyor.

Analizde ele alınan ikinci değişken Kürtlerle ilgili ise ilginç gözlemler yapılıyor. Bölgedeki Kürtlerin 'çok ihtiyatlı' davrandığı ve ikili bir gündem takip ettiğine işaret eden çalışma, Kürt grupların aynen Irak'ta olduğu gibi Suriye'de de bir taraftan Esed'i devirmeye çalışırken bir yandan da kendi siyasi kazanımlarını maksimize etmeye çalıştıkları vurgulanıyor. Suriye'de Kürtlerin Araplarla 'omuz omuza' görüntü vermediğine işaret eden analiz, sözkonusu grupların tek amacının Esed'i devirmek olmadığını, Esed'i devirirken kendileri için de uygun şartları üretme mücadelesi verdikleri kaydediliyor. Arap Baharı ile birlikte bir Kürt Baharı'nın da başladığının artık anlaşılması gerektiği uyarısı yapan analiz, 'Kürtler iki bölgesel hükümet kurmakta başarılı olursa ulus devlet içinde çözüm stratejisi ebediyen çökebilir' tespiti yapıyor. Ankara'nın tek seçeneğinin Şii eksenine karşı yeni yeni filizlenen-özerk Sünni Kürt yapıları ile işbirliğini artırmak olduğunu savunan çalışma Ankara'nın ne kadar başarılı olabileceği konusunda herhangi bir tahminde bulunmuyor.