Aziz Yıldırım: Operasyon bana yönelikti
Yüksek Divan Kurulu'nda konuşan Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, 2 Temmuz'daki tahliye sonrasında sessizliğini bozuyor.
13 Yıl Önce Güncellendi
2012-07-28 17:21:42
Yüksek Divan Kurulu'nda konuşma yapan Yıldırım şunları söyledi: "Bize düzenlenen operasyonun başlangıcı 3 Temmuz değildir. Amaç bizi Ergenekon gibi suç örgütlerine monte etme çabasıdır. 3 Temmuz'un amacı Fenerbahçe üzerinden Türk sporunu ele geçirmekti. Bu süreçte en acı veren, en ağırımıza giden dostumuz olarak yanımızda yer alan kişilerin bizleri dinliyor olmalarıdır. Kısaca onlara ahlaksız diyorum. Bizi bir örgüte bağlayamalanlar yeni suçlama yarattılar, şike suçlaması. Bunun için yeni yasalar gerekmekteydi. Yasaya ben ve Mosturoğlu dahil olmamıştır. Kanun çıktıktan sonra gördük. Beni değersizleştirmek için yasa hazırlandı. Operasyon sadece Fenerbahçe ve bana yönelikti. Gizliliği delenler için hiçbir soruşturma açılmadı.
Benim kaçacağımı söylüyorlardı. Benim mezarım belli ama bunu yazan şerefsizler nereye kaçacak merakla bekliyorum. Sözde resimler çekmişler hiçbir şey yok. Türk polisi çok çalışıyor, Buca'ya gidiyor. Buca maçında şike diye yayın yapıyorlar. Sonradan vazgeçiyorlar.
Sabrımız sınırlı değildir. Savcı Berk, görev ve yetkileri elinden alındıktan sonra bakın neler demişti. 'Ben cemaatçi değilim, olsam Ali Koç ve Murat Özaydınlı'yı almaz mıydım' 'Yasa çıkmasaydı Aziz Yıldırım'ı alıp bırakacaktık' İşte bu suçüstüdür. Bu operasyonun şike değil, Balyoz ve Ergenekon zihniyetiyle yürütüldüğünün kanıtıdır. Sürecin başından beri bizler hakkında ağıza alınmayacak ithamlarda bulunanlar şimdi farklı söylemlerde bulanmaktadırlar. Topluma delikanlılık dersleri vermeye kalkanlar neden ben içerideyken başka, dışarıdayken başka konuşmaktadırlar?"
Aziz Yıldırım'ın hatırlattığı o Hıncal Uluç yazısı!
Fenerbahçe başkanı Aziz Yıldırım usta yazar Hıncal Uluç'un 1976 yılında yazdığı bir yazıyı hatırlatarak "Şikenin nereden başladığını Uluç herkese umarım hatırlatmıştır" dedi.
Fenerbahçe Spor Kulübü başkanı Aziz Yıldırım Divan Kurulu'nda açıklama yaparken şike konusunda çarpıcı sözler söyledi. Yıldırım "Şikenin nereden başladığını sayın Hıncal Uluç size iyi hatırlatmıştır" diyerek duayen yazarın 1976 yılında Cumhuriyet gazetesinde yazdığı bir yazıdan pasajlar sundu.
İŞTE O YAZI;
"Geçen hafta İzmir'de olup da, Galatasaray - Göztepe maçını izleyen Galatasaraylıların tümü, Galatasaraylılıklarından utandılar. Gözleri önünde oynanan oyunu (Ama futbol değil oyundan kastımız) bütün çıplaklığı ile anladıkları için... Göztepelilerin tümü değilse de, yürekten Göztepeli bir kısmı, Göztepeliliklerinden utandılar. Böyle kümede kalmaktansa, düşmeyi yeğledikleri için...
"Geçen hafta sonu ben de İzmir'deydim. Bir ay önce, kulüplerin taa içinden haber alması gayet kuvvetli dostlarımın bana açıkladıkları çirkin bir iddianın son ayağını yakalayabilmek için. Şöyle demişlerdi: Göztepe ve Giresun, kendilerine deplasmana gelecek Trabzon'a birer puan bırakacaklar. Bu birer puana karşılık Galatasaray'dan ikişer puan alacaklar. Galatasaray'a ligde verilen puanların bedelini Trabzon ödeyecek. Yani Trabzon, Galatasaray sayesinde ulaşacağı lig şampiyonluğuna karşılık kupayı Galatasaray'a bırakacak. Trabzon ligi, Galatasaray kupayı almıştı. Giresun kümede kalmıştı. Şimdi geriye iddia edilen dörtlü anlaşmanın bir ayağı kalmıştı. Göztepe'nin Galatasaray'ı yenerek kümede kalması.
Saat beşe on kala tribündeydim. Galatasaray sahada ısınma hareketleri yapıyordu. Her zamanki parçalı formasını çıkarmış, düz beyaz forma giymişti. Yanımda İzmirli arkadaşım Çetin Esen Kaftan vardı. "Boşuna bekleme. Bu maç 17.00'de değil, 17.10'da başlayacak. Göztepe beyaz formayla çıkacak. Hakem onları formlarını değiştirmeleri için içeri yollayacak ve böylece usulüne uygun bir gecikme sağlanacak" dedi. Esen Kaftan'ın dedikleri aynen çıktı. Maç 17.10'da başladı. Stat hoparlörleri, bu sırada gümbür gümbür Zonguldak - Adana Demirspor maçını veriyordu.
10 dakikadan ne fayda var, diye düşündüm önce. Puan cetveline şöyle bir baktım. Balıkesir, Adana'da, Adanaspor'u yenerse, Ankaragücü ile birlikte küme düşecek takım ya Göztepe olacaktı ya Zonguldak... İkisi de kendi sahasında oynuyordu. İkisi de kazanırsa, küme düşecek takımı averaj belirleyecekti. Öyle olunca maçı geç bitiren takım, rakibini geçecek avantajı sağlama şansına sahip olacaktı . Göztepe, ilk yarım saatte iki gol atıp, skoru 2-0 yapınca durdu. Adana, Balıkesir'e goller sıralayınca da averaja ihtiyacı kalmadı. Ya kalsaydı? Son 10 dakika içinde Galatasaray kaç gol daha yiyecekti kimbilir?"
"Maç başladı, bir de baktık ki, Galatasaray'ın rakip sahaya geçmek gibi bir sıkıntısı yok. Futboldan önce atletizm yapan 100 metreci Şevki (Şenlen), önüne atılan toplata yetişmemek için yavaşlatılmış film gibi koşuyor.
Peki ama ya Fatih (Terim)? O niye devamlı kendi defans çizgisinin beş metre gerisinde durup Göztepe forvetlerinin ofsayta düşmesini önleme çabası içinde... Belki de kademeli liberolukta bu yeni bir taktik! İşte ikinci gol... Sabahattin, Galatasaray defans hattından üç metre ileride bomboş. Ofsayt değil ama. Zira Fatih, taa sahanın öteki ucunda gene beş metre geride. Allah Allah...
... İşte o zaman İzmir seyircisi, "Artık bu kadarı olmaz" dedi ve kararını verdi. Oyunun sonuna kadar Göztepe lehine tek tezahürat duymadık. Tribünler "Cim Bom Bom" diye inledi durdu. Maç bittiği zaman alkışlanan yine Cim Bom Bom'du. Zaten ikinci devrenin yarısına doğru seyirci sahayı boşaltmaya başlamıştı. Ortada futbol olmadığını anlamayan kalmamıştı ki!
... Ama elimizi vicdanımıza koyup düşündük ve kümede Balıkesir'in mi, yoksa Siyah-Beyaz formalı hakemlerin mi kaldığına pek karar veremedik. 17'si kendi sahasında olmak üzere, oynadığı 30 maçın sadece 5'ini kazanan Beşiktaş'ın kümede kalmak hakkı var mıydı?" (ntvmsnbc- ajanslar)
SON VİDEO HABER
Haber Ara