Başbakan
Başbakan
Babacan Avrupa’da yaşanan ekonomik kriz hakkında değerlendirmelerde de bulundu. Devletlerin de güvenilirliğinin sarsılır duruma geldiğini kaydeden Babacan, Türkiye’nin böyle bir ortamda güven ve istikrar ortamı olmaya devam ettiğini söyledi.
“HAK ETMEDİĞİ REFAHI YAŞAMAYA ÇALIŞAN ÜLKELERİN BAŞINA ER YADA GEÇ KÖTÜ ŞEYLER GELİR”
Ekonomide üzerinde çalışılması gereken bir çok konunun da bulunduğuna dikkat çeken Babacan, şöyle devam etti: “Tasarruf oranlarımız az. Tasarruf oranlarımızı yükseltmemiz gerekiyor. Kazanmadan harcıyoruz. Kendi tasarrufumuz yetmiyor, yabancıların tasarrufu ile ülkenin ekonomisini büyütmeye çalışıyoruz… Önce kazanalım sonra harcayalım. Hak etmediği refahı yaşamaya çalışan ülkelerin başına er ya da geç kötü şeyler geliyor. Avrupa’da bunların örneği çok.”
BABACAN’DAN İŞ ADAMLARINA ÇAĞRI
Babacan, konuşmasında Borçlar Kanunu ve yeni teşvik sistemine de değindi. Türk Ticaret Kanunu ve Borçlar Kanunu’nun aynı tarihte Meclis’ten geçtiğini hatırlatan Babacan, “Ama uygulama tarihini 1 Temmuz 2012 olarak attık. Dedik ki, bu arada Meclis’ten geçmiş haliyle Resmi Gazete’de yayınlansın, problemler, sıkıntılar bize gelsin, kanun yürürlüğe girmeden, düzeltme paketi ile birlikte yürürlüğe girsin.” dedi.
Türk Ticaret Kanunu için bunu yaptıklarını ve 70-80 maddenin değiştiğini hatırlatan Babacan, “Ancak Türk Ticaret Kanunu üzerine öyle yoğunlaştık ki, iş dünyamız bize Borçlar Yasası ile ilgili yeteri kadar problemleri sıkıntıları anlatmadı, belki anlatamadı. Meclis’in kapanacağı günlerde 7-8 maddesinde değişiklik yaptık (yani bize ulaşan problemler kadarını yansıttık) ama Meclis kapandıktan sonra da şimdi ardı ardına problemler geliyor. Aynı, Türk Ticaret Kanunu gibi Borçlar Kanunu’nda da değişiklik paketine ihtiyaç var. Türk Ticaret Kanunu ve Borçlar Kanunu, Meclis’ten geçerken, sosyal kesimlerin ilgili tarafların, iş dünyasının, paydaşların görüşü tam yansıtılarak geçmedi. Biran önce geçsin, sonra problemleri çözülür dedik… Sırada Borçlar Kanunu var. İş dünyasını olumsuz etkileyen, günlük işlemleri sıkıntıya sokan ne varsa bize bildirin. MÜSİAD başta olmak üzere iş dünyamızın tüm örgütlerinden bunu bekliyoruz.” şeklinde konuştu. Babacan, bu sayede bir orta yol bulunarak, problemlerin ortadan kaldırılacağını da dile getirdi.
DESTİCİ: BUDİSTLERİN TAPINAKLARI BAŞLARINA YIKILMASI GEREKİYORSA BU DA YAPILMALI
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, konuşmasında dünyada en çok zulüm gören coğrafyanın İslam coğrafyası olduğunu belirtti. Arakanlı Müslümanlara yönelik katliama tüm dünyanın seyirci kaldığını kaydeden Destici; Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a da çağrıda bulundu. Destici, “Bu zulme karşılık fiili olarak ne yapılması gerekiyorsa, hangi türlü yardım eli uzatılması gerekiyorsa uzatılmalı. Budistlerin tapınakları başlarına yıkılması gerekiyorsa bu da yapılmalı. İyi dilek temennisi yeterli değil, bunlar fiiliyata da dönüştürülmeli.” diye konuştu.
Destici, Suriye konusunda da değerlendirmelerde bulundu. Suriye’nin Türkiye sınırında bir PKK devleti kurulmaya çalışıldığını ifade eden Destici, “Türkiye bir yıllık politikalarını tekrar gözden geçirip yoluna devam etmeli.” dedi.
KAMALAK: MAZLUMLAR AYAĞA KALKMADIKÇA ZALİMLER DİZ ÇÖKMEZ
SP Genel Başkanı Mustafa Kamalak, Suriye ve Myanmar’da yaşanan olaylara dikkat çekti. Dünyada 60’ın üzerinde İslam ülkesi bulunduğunu kaydeden Destici, “İslam coğrafyasını parça parça etmişler. Hiçbir İslam ülkesi kendi sınırını kendi çizmiş değil. Dışarıdan gelecek tehlikeyi bertaraf edecek güçte de değiller.” şeklinde konuştu. İslam ülkelerinin birbirine karşı silahlandığını kaydeden Kamalak, “Mazlumlar ayağa kalkmadıkça zalimler diz çökmez… İslam birliğini kurmamız, barış zincirini oluşturmamız mümkün değil mi? Gelin, barış zincirini oluşturalım.” dedi.
MÜSİAD BAŞKANI OLPAK: ORTA GELİR TUZAĞINA DİKKAT
MÜSİAD Başkanı Nail Olpak, konuşmasının başında tüm mazlumların acılarının son bulması, barış iklimini hakim olması temennisinde bulundu. Mevcut ekonomik göstergeler doğrultusunda, yüzde 4 bandındaki yıl sonu büyüme tahminlerini muhafaza ettiklerini söyleyen Olpak, bununla birlikte orta gelir tuzağına dikkat çekti. Olpak, “Orta gelir seviyesini yakalayan ülkemizin yerinde saymak yerine, yüksek gelirler kategorisine atlaması, orta gelir tuzağına düşmemesi gerekir. Bir çok ülke bu düzeye ulaştığında takılıp kaldılar. O yüzden hedefe yürürken atacağımız adımlara dikkat etmemiz gerekir. ” diye konuştu.