Dolar

34,8654

Euro

36,6039

Altın

3.048,64

Bist

10.058,47

Destansı, trajik ve karanlık

Yönetmen Christopher Nolan “Kara Şövalye Yükseliyor” (The Dark Knight Rises) ile bir kez daha tadı damağınızda kalacak bir aksiyon filmine imza atıyor

13 Yıl Önce Güncellendi

2012-07-27 16:50:00

Destansı, trajik ve karanlık
Yönetmen Christopher Nolan “Kara Şövalye Yükseliyor” (The Dark Knight Rises) ile 2005'te “Batman Begins” ile başladığı destansı, trajik üçlemeye son noktayı koyarken bir kez daha kahramanlık kavramını sorguluyor ve tadı damağınızda kalacak 164 dakikalık bir aksiyon filmine imza atıyor

Filmin fragmanı için tıklayınız...

2008'deki “Kara Şövalye” (The Dark Knight), süper kahraman filmlerinde hiç alışık olmadığımız karanlık bir final sundu bize. Saf kötülüğün temsilcisi Joker'in tek zaferi, iyi adam Harvey Dent'i kötü adama dönüştürmüş olmak değildi. Çok zor seçimlerle yüz yüze bıraktığı Batman için de kazanmakla kaybetmeyi farksız hale getirmişti. Batman (Christian Bale), Gotham'ın iyiliği için günah keçisi olmak ve ortadan kaybolmak zorundaydı.

Kahramanlığın aslında barışı sürdürmeye yarayan sahte bir imaj olduğunu vurgulayan bu final; “Kara Şövalye Yükseliyor”a da bir çıkış noktası oluşturuyor. Yazar ve yönetmen Christopher Nolan, Gotham'ın gerçek kahramanlara ihtiyaç duyduğu bir kaos ve yıkım dönemine götürüyor bizi. Ama bundan önce “Kara Şövalye”de olduğu gibi yine gün ışığında, açık havada geçen nefis bir aksiyon sahnesiyle açıyor filmini. Kötü adam Bane de (Tom Hardy), Joker gibi asıl maskesinin önünde bir başka maskeyle çıkıyor karşımıza.

BAŞARISI YAZDIĞI HİKAYELERDE
Filmin ilk yarısında, Gotham şehri ve Batman'ın yaşadığı, büyük bir hezimete şahit oluyoruz. Nolan, Bane karakterinde ABD'nin bütün güncel korkularını bir araya getiriyor. Onun imajında her tür uluslararası terörizm tehdidini görüyorsunuz. Eylemine borsadan başlaması ve zengin düşmanlığıyla Wall Street protestocularını da hatırlatıyor. Ama anarşi emeli ve kıyamet özlemi dışında Bane'deki her şey sahte. Tuhaf maskesi ve boğuk sesiyle, sürprizini sona saklayan bir korku filmi figüründen farksız ve bence filmi onun üzerinden değil “kara şövalyeyi yükselten” nedenler üzerinden değerlendirmek gerekiyor. Nolan film aracılığıyla, zaaflar, korkular ve arzulara sahip olmadan; büyüklük kompleksini yenmeden ne insan ne de kahraman olunamayacağını söylüyor. Alt sınıftan gelen, yalancı, bencil ve çıkarcı Selina / Kedi Kadın (Anne Hathaway) filmin anahtar karakterlerinden biri. Onun dürüstlüğü Batman'i farklı bir biçimde etkiliyor. Baba figürü Alfred'in (Michael Caine) “Artık kahramanlığı bırak, düz insan ol” isyanı da kuşkusuz önemli.

Nolan'ın asıl başarısı, bir tür sirk eğlencesine dönüşmüş çağdaş aksiyon sinemasına tragedya ciddiyeti ve ağırlığı getiren hikayeler yazması. Anlatım olarak da buna uygun bir üslup geliştirmeyi başarıyor. Görüntü yönetmeni Wally Pfister ile gerçekçi, soğuk renkler kullanan Nolan, aksiyon sahnelerinde hızlı montajdan ziyade mizansene ve kamera hareketine önem veriyor. Sahnelerini o kadar iyi planlıyor ki, dijital efekt hissi vermeden her şeyin bire bir çekildiği duygusunu yaratıyor. Gary Oldman, Morgan Freeman, Joseph Gordon-Levitt, Marion Cotillard gibi oyuncuları çok iyi kullanıyor ve Hans Zimmer'in müziklerinden de maksimum fayda sağlıyor.

Bir önceki “Kara Şövalye”nin daha parlak bir film olduğu kesin. Ama üçlemenin sinema tarihinde benzerine rastlamadığımız türden bir “süper kahraman destanı” olduğunu ve bu filmin de gayet doyurucu bir final sunduğunu düşünüyorum.


SON VİDEO HABER

Kassam, İsrail askerlerini araçlarıyla birlikte imha etti

Haber Ara