Namazda cemaati nasıl azarladığını anlattı
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, çocukluk yıllarında Ramazan'da yaşadıklarını anlattı. Bayraktar o heyecanı bu sözlerle dile getirdi.
13 Yıl Önce Güncellendi
2012-07-26 13:58:59
Çocukluğunda geçirdiği ramazanları gülümseyerek hatırladığını belirten Bakan Bayraktar çocukken tuttuğu oruçları, teravihlerde yaşadıklarını AA muhabirine şöyle anlattı: ''Çocukluğumda ramazan gelmeden üç beş gün önce, 'Ben de oruç tutacağım' demeye başlardım. Ailem de çocuk olduğum için 'yarım gün oruç tut' derdi. 'Yarım gün oruç nasıl oluyor?' onlar kafamıza takılırdı. Köyde ramazanda kandil olurdu ve bu kandiller iple minareye çekilirdi, ışık yanardı, arkasından top atılır ve akşam ezanı okunurdu. Akşam ezanı öncesi ise 'kandil ne zaman yanacak?', 'top ne zaman atılacak?' diye herkes balkonlara çıkardı. Çocuklar da sofraya oruç tutanlardan daha çok otururlardı. Ramazanda sofralarımızda daha çok çeşitlilik ve bereket olurdu. O bakımdan çocukların ilgisini çekerdi. Ramazanda yatsı ve teravih namazında kadınlar, erkekler ve çocuklar camilere koşardı ve bu durum çok neşeli olurdu. Akşamları çocuklarla beraber camiye teravih namazı için giderdim. Çocuk olduğumuz için namaz sırasında güldüğümüz zaman ramazanın ahengini bozar, muzurluk yapardık. O zaman da yaşlıların namazı bozup bizi azarladıklarını çok bilirim.''
''Babam ölmüştü. Annem ve iki tane ablamla dört kişilik bir aileydik'' diyen Bayraktar, sözlerine şöyle devam etti: ''Ramazanda ablalarım oruç tutardı. Annem çok becerikliydi ve sofralarımız bol olurdu. Soframızda etinden tatlısına, sebzesine varıncaya kadar her şey olurdu. Ben de şu an kalabalık nüfuslu bir aile oldum. 5 çocuğum, 3 tane gelinim, 2 damat, 8 torunum var. 19 kişilik bir ailenin reisiyim. Ramazanlarda da bir iki sefer bir araya geliyoruz. Herkes kendi evinde oluyor, bazen grup grup bir araya geliyoruz. Ramazan sofrasında bazen 19 bazen de 12 kişi olduğumuz oluyor. Ama 19 kişinin sofrada olduğu zaman dışarıda ramazanda bir araya geliyoruz.''
Siyasetçi olduğu için dışarılarda da iftara sık sık katıldığını ifade eden Bayraktar, ramazanda hemşehrileri ve bakanlığın yaptığı iftar davetleri nedeniyle 17-18 gün dışarıda iftarı geçirdiğini ve geri kalan 12 günü de kendi ailesine ayırmaya çalıştığını söyledi.
-''Ramazan ruh, gönül ve beden temizliğidir''-
Ramazan deyince aklına barış, kardeşlik, bolluk, bereket, sabır, temizlik geldiğini söyleyen Bayraktar, ''Ramazan İslam kardeşliğinin pekişmesidir, gelişmesidir. Tüm dünya insanlığının barışına vesile olmasıdır. Ramazanda insanlar şükretmesini öğrenirler. Sabır göstermesini ve hoşgörüyü öğrenirler. O bakımdan ramazanın bizim dünyamızda ve hayatımızda çok büyük bir önemi var. Ramazan ruh, gönül ve beden temizliğidir'' dedi.
'Komşusu açken tok yatan bizden değildir' hadisini hatırlatan Bakan Bayraktar, ''Zekat, yardımlaşma, dayanışma vakıflar bunlar hep İslamiyet'in bize bahşettiği müthiş imgeler. Ramazan, getirdiği insanlık, paylaşma, fakirlere yardım etmeyi öğrenme, açın halinden anlama, düşkünlere, yetimlere, hastalara yardım etmeyi özümseme, bu doğrultuda insanlara şefkatle akl-ı nazar etmenin özüdür. İstanbul'da da belediyeler iftar sofraları düzenliyorlar. Zenginler erzak dağıtımı gerçekleştiriyorlar. Bunların artarak ve gerçek yerine ulaşacak şekilde olduğunda çok büyük faydaları var. Dünya gelişiyor ama Afrika'da da aç insanlar var. Komşularımız arasında Suriye'de ciddi sıkıntı var. Ramazanda umarım, Suriye ve diğer İslam ülkelerinde yaşanan sıkıntıların kalkmasına vesile olur'' şeklinde konuştu.
SON VİDEO HABER
Haber Ara