Burmalı Müslümanlar anlatıyor!
Gazeteci Abdurrahim Ebu Tahir, Burma’daki Müslümanların acılarını kendi dillerinden anlattı. Yazar, mazlum Müslüman Burma halkına yönelik tutuklama kampanyalarında kendilerine ‘El Kaide’yle bağlantılı olma’, ‘isyan’ ve ‘bozgunculuk’ suçlamaları yöneltildiğine dikkat çekti.
13 Yıl Önce Güncellendi
2012-07-18 13:01:14
Burma’daki kamplarda ve Bangladeş’teki mülteci kamplarında gerçekleştirdiğimiz gizli kamera çekimleri Rohingya Müslümanlarının çok ciddi insani bir kriz içinde olduğunu, bu krizin kendini gıda ve temiz su ile ilaç noksanlığında kendini gösterdiğini açıkça ortaya koydu. Aynı şekilde ne sığınacak bir ev ne de giysi bulabiliyorlar. Medyasal ve siyasi anlamda kendilerine önem veren kimse de yok. Budist Burma yetkilileri tarafından evleri yakıldıktan, akrabaları öldürüldükten sonra Bangladeş’teki kamplara kaçmaktan başka bir yolları kalmamış.
Burma Müslümanlarının günümüzde yaşadığı acılar yeni değil. Ancak yenilenmiş. Zira kendileri daima baskı, katliam, yerinden edilme, mukaddesata saldırı, camilerin yıkılması, kadın ve kızlara tecavüz eylemlerine maruz kalmaktadır. O kadar ki yaşadıkları bu zulümler kendilerini defalarca ülkelerini terketmeye itmiştir.
Burma hükümeti 2012 yılında Rohingya Müslümanlarına karşı soykırım savaşı başlatması, kadın, erkek, çocuk; suçsuz Müslümanların öldürülmesi, Allah’ın mescidlerinin yakılması ve mallarının yağmalanması için bazı radikal Budistlere talimat vermiş gibi görünüyor. O kadar ki sonunda Arakan toprakları Müslüman kanından denizlere dönüştü. Evlerini kaybettikten, Burmalı yetkililerin yardımıyla Budist teröristler tarafından koyunları, inekleri, tavukları ve yerel paraları yağmalandıktan sonra Bangladeş’teki kamplara kaçtılar.
Rakamlara göre geçtiğimiz ay başlatılan soykırım savaşı neticesinde mültecilerin ve evsiz kalanların sayısı 200 bini aştı. Özellikle de yağmurlu şu günlerde Mangado ve Akiab şehirlerinde sıkıntılı, zor bir yaşam sürüyorlar. Burmalı mültecilerin trajedisinin anlatılması için çeşitli görüşmeler yaptım. Örneğin görüşme yaptıklarımdan Mangado kampında kalan ve geçen hafta eşini kaybetmiş Esma Hatun şöyle diyor: ‘Budistler, çarşıdan dönerken eşimi öldürdü. Aynı günün gecesi Burmalı yetkililer evimize saldırdı ve büyük oğlumu tutukladı.’
Esma Hatun gözyaşları içinde sözlerini şöyle sürdürdü: ‘Burmalı yetkililer gittikten sonra Budistler eve saldırdı ve her şeyimizi çaldılar. Sonra da evi ateşe verdiler.’
‘Hiçbir yardım görmüyoruz’
Mangado şehrindeki kampta kalan yaşlılardan biri olan Ahmedullah Miyah ise şöyle konuştu: ‘Budistler evimi yaktığından beri; yani yaklaşık on gündür burada yaşıyoruz. Ne hükümetten ne de uluslararası kuruluşlardan şu ana kadar bir yardım gördük. Rakhine ve Budist topluluklar ise zarara uğramadıkları halde hükümetten yardım alıyor. Temiz su ve uygun ilaçların bulunmaması nedeniyle bulaşıcı ve salgın hastalıklar yayıldı.
Rohingya Müslümanları Burma’daki askeri yetkililer, emniyet güçleri ve Budistler tarafından keyfi taciz, haksızlık ve zulme maruz kalıyor. Ordu ve polis güçleri kampları kuşatmış durumda; ellerinde silahlarla kamplardaki Müslümanların dışarı çıkmalarını engelliyorlar. Çocuklar ve yaralılar açlık ve acı içinde bağırışıyor. Aynı şekilde hamile Müslüman kadınlar da birçok sorunla karşı karşıya kalıyor ancak zalim hükümet kendilerine hiç acımıyor.
Aynı hükümet yetişkininden yaşlısına tüm erkekleri ‘El Kaide’ ile bağlantılı olma, isyan ve bozgunculuk suçlamalarıyla tutukluyor. Aralarından kaçmaya çalışanların üzerine kurşun sıkıyor. Kaçan Müslüman hemen ölmese de aldığı kurşun yarasının giderek kötüleşmesi sonucu daha sonra hayatını kaybediyor. Arakan’ın içinde doktor yok. Bu nedenle bazıları gizlice Bangladeş’e kaçmaya çalışıyor ancak yeterli hizmetin ve doktorun bulunmaması nedeniyle ölüyorlar.
Yaralılar ve çocuklar yolda ölüyor
Bangladeş’teki mültecilerin trajedisine gelince; Rohingya Müslümanları Arakan’da öldürülme, evsiz bırakılma, mukaddesata saygısızlık, ibadethanelerin yıkılması, kadınlara tecavüz edilmesi gibi her türlü acıyı yaşadıktan sonra bu cehennemden Bangladeş’e kaçma dışında bir yol bulamadı. Ancak Bangladeşli yetkililer bu şiddetli yağmurlu günlerde ülke topraklarına girmelerini engelleyerek kendilerini Burma’ya geri gönderdi. Aralarından yaralı olanlar hayatlarını kaybetti. Bazı çocuklar da açlıktan öldü.
Çocuklarının açlıktan ve Burma’nın zalim güçleriyle kayıtsız Bangladeş kuvvetlerinden kaçarken öldüğünü gören bazı Müslüman annelerin ise kendilerini, Müslümanlardan çoğunun -Burma Sınır Muhafızları Nasaka tarafından ateş edilerek kovalanırken- boğulduğu Naf Nehri’ne atarak intihar ettiği doğrulandı.
Yaklaşık 3 bin kişilik 1000 aile kurtulup gizlice Bangladeş sınırlarını geçmeyi başardı. ancak çoğunluğunu kadın, çocuk ve yaşlıların oluşturduğu bu ailelerin yeterli derecede ne yiyecekleri ne de içecekleri bulunuyor. Hayatlarını da polisten saklanarak geçiriyorlar. Rohingya Müslümanlarına karşı öldürme ve tutuklama kampanyasının devam etmesi nedeniyle Bangladeş’e kaçanların sayısı da hergün artıyor.
Haber Ara