Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Derviş Eroğlu: Ucu açık müzakerelerde artık yer almak istemiyoruz

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, 50 yıldır yapılan görüşmelerde bir sonuç alınamadığını, artık ucu açık müzakerelerde yer almak istemediklerini söyledi.

        Cihan

13 Yıl Önce Güncellendi

2012-07-17 07:44:53

Derviş Eroğlu: Ucu açık müzakerelerde artık yer almak istemiyoruz
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, 50 yıldır yapılan görüşmelerde bir sonuç alınamadığını, artık ucu açık müzakerelerde yer almak istemediklerini söyledi.

        Cihan Haber Ajansı'na açıklamalarda bulunan KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu, iki seneden beri Rumların karşısında oturan biri olarak, onlarda çözüm iradesinin olamadığını gördüğünü söyledi. Rum tarafının hiçbir zaman çözüm konusunda samimi davranmadığını aktaran Eroğlu, "Sadece ucu açık müzakereler devam etsin istiyorlar. 1968'de ilk görüşmeler başladı, hala görüşme masasındayız. Kıbrıs Türk halkı, daha ne kadar bu masada oturacak. Güneydeki cumhurbaşkanlığı seçimi önümüzdeki şubat ayında olacak. Bizim ortaya koyduğumuz görüşlerimiz belli. Güneydeki seçimlerden sonra yine bir müzakere masasına geçeceğiz. Ucu açık değil, belli bir zaman limiti içerisinde bu görüşmelerin sonuçlandırılması ve 3 garantör ve bizimle birlikte 5'li bir konferansla son noktayı koymak istiyoruz. Yeni politikamız bu olacaktır. Rumlar bunu da kabul etmiyor. Ucu açık görüşmelere devam edelim istiyorlar. Buna insan ömrü yetmez. Bizden birkaç nesil geldi geçti hala bize görüşün diyorlar. Biz bu görüşmeleri sürdüren son nesil olmak istiyoruz. Bir 50 sene daha bu görüşmelerin devam etmesini istemiyoruz." dedi.

        KKTC'nin en önemli meselesinin ambargolardan kurtulmak olduğunu aktaran Eroğlu, bunu sürekli gündemde tutmaya çalıştıklarını ifade etti. Bu durumun adaletsizlik olduğunu her yerde anlattıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Eroğlu, "Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti halkının bir suçu yok. 1960 ortaklık devletini kuran tarafın biri Türk tarafı. 1963 yılında bu devletten dışlanan ve 1975 darbesiyle de bizleri toplu imhalarla tüketmeye çalışan, planlar kuran bir halkın temsil ettiği devlet Avrupa Birliği'nde. Kıbrıs'ta olayları başlatan, toplu katliamlarla insanlara karşı kimsenin tasvip etmeyeceği hareketler içine girenler AB'de nefsi müdafaa yapan Türkler ise ambargo ile karşı karşıya. Bunun izahı olamaz.

        Sadece bizim uğraşımızla bu ambargonun altından kalkacağımızı sanmıyorum. Bu ambargoyu maalesef İslam ülkeleri topluluğu da bize uygulamaktadır. Bu gibi teşkilatlarda olan Türkiye'nin oralarda daha fazla ses çıkarması gerek. Türkiye Cumhurbaşkanı, Başbakanı ve Dışişleri Bakanı bu örgütlerin toplantılarına katıldığında gündemlerinin çoğunu bu meseleye ayırdığını da biliyoruz. Ancak müspet bir sonuç almış değiliz." " diye konuştu.

        "MARAŞ BÖLGESİYLE İLGİLİ İNİSİYATİF ALACAĞIZ"

        KKTC için çok önemli bir turizm alanı olan Maraş bölgesinin 1974 barış harekatından beri kapalı tutulduğunu hatırlatan Eroğlu, "Bize söylenen, Ecevit yönetiminde Makaryos'la Kıbrıs sorununu hallederken o bölge iade edileceği. Makaryos, 1977 yılına kadar müzakere masasından kaçmıştır. Maraş, Kıbrıs'taki çözümün bir parçasıdır. Müzakereler devam ettiği sürece bütünlüklü çözümün bir parçası olarak kalacaktır. Ama artık müzakerelerden bir sonuç alınamayacağı ortaya çıkarsa, elbette Maraş'la ilgili düşüncelerimiz, inisiyatiflerimiz vardır. Onları günü gelince ortaya koyacağız." açıklamasında bulundu.

        Adada esas ihtiyacın yatırım olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Eroğlu, üniversite mezunu sayısının her geçen gün arttığını, bunun da eğitimli genç işsizi çoğalttığını vurguladı. İstihdam konusunda devletin, alabileceği yükü aldığını dile getiren Cumhurbaşkanı Eroğlu, "Bundan sonra devlete daha fazla yük yüklemek doğru değildir. Bu yüzden hizmet sektörlerini ekonominin itici gücü olarak görüyoruz. Yatırımlar biraz yavaş gidiyor. Anavatandan gelen müteşebbislere turizm bölgesinden araziler vererek yatırım yapmalarını sağlamaya çalışıyoruz. Üniversite, bizim için çok önemli. Organize sanayi bölgeleri kurduk, sanayi teşvik yasasını çıkararak. İdeal noktaya gelemedik. Az da olsa yatırımlar oluyor. Ambargo altındayız. Özellikle AB'nin uyguladığı ambargo nedeniyle bu ülkelere gidilemiyor. Bazı eksiklerimiz olabilir ama esas ambargo nedeniyle dış piyasada istediğimiz pazarı bulamıyoruz. Bunun için de istihdam gerçekleşmiyor. KKTC'nin en büyük ihtiyacı nüfusu tutmaktır. İstihdamı artıramazsak bunu sağlayamayız. Devlette emeklilik garantisi var. Özelde bunu görmedikleri için devlet daha çok tercih ediliyor. Özel teşebbüs istihdam sağlarsa işçilerin sigorta ücretlerini biz yatırarak onların yükünü azaltmayı amaçladık." ifadelerini kullandı.

        TÜRKİYE İLE İLİŞKİLER

        KKTC'nin, henüz kendi kendine yeterli bir durumda olmadığına dikkat çeken Eroğlu, maddi ve manevi olarak Türkiye'nin desteğine ihtiyaç duyduklarını aktardı. Türkiye'nin her yıl belli bir rakam verdiğini aktaran Cumhurbaşkanı Eroğlu, şöyle devam etti: "Türkiye bütçesi geçerken, ağustostan itibaren görüşmelere başlayıp bize verilecek bütçeyi görüyoruz. Bizim gelirlerimize takviye yapılıyor. Güvenlik kuvvetlerimizin giderleri, altyapı yatırımları için kullanılıyor. Bu katkıya ihtiyacımız var. Bu katkı yapılmazsa bugün 'ne paranı ne memurunu istemeyiz' diyenler, yarın maaşları eksik yattığında yine bağıracaklardır. Öncelikle kendi devletimize sahip çıkalım, Türkiye'nin desteğine ihtiyaç olduğu bilinci içinde hareket etmeliyiz. Yanıbaşımızda Türkiye'nin olması bizim devlet çatısı altında oturmamızı sağlamıştır. Bunu görmezden gelemeyiz. Sonuçta herkesin ağzını kilitleyemeyeceğimize göre Türkiye'yi hedef göstermeye çalışanlar var. Türkiye'nin varlığı bizim en büyük güvencemizdir."

Haber Ara