Bu olaylar sıcaklığını korurken İngiltere merkezli Irk İlişkileri Enstitüsü'nün hazırladığı rapor Avrupa'da her geçen gün büyüyen aşırı sağ tehdidin ulaştığı boyutları gözler önüne serdi. Rapora göre aldıkları ölüm tehditleri yüzünden uzman kişiler aşırı sağ konusunda artık mahkemelerde tanıklık yapmaktan kaçınıyor. Pek çok akademisyen de göçmenlerle ilgili tartışmalarda görüş belirtmeye yanaşmıyor. Raporda Avrupa'yı geniş kapsamlı bir ırk savaşına doğru sürükleyen aşırı sağ örgütlerin, bu amaçla silah depoladıkları vurgulanıyor. 'Nefret Tacirleri: Avrupa Aşırı Sağının Şiddetli Darbesi' isimli raporda Nisan 2010 ile Nisan 2012 tarihleri arasında Avrupa'nın çeşitli yerlerinde meydana gelen 100 şiddet olayı derinlemesine inceleniyor.
Rapora göre yıllardır sadece nefret söylemleri yaymakla suçlanan aşırı sağcılar artık şiddet eylemlerine karışıyor, camilere saldırıyor, sokaklarda insanları öldürüyor hatta muhtemel bir ırklar savaşı için silah depoluyor. Aşırı sağcıların ana hedefinin Müslümanlar olduğunun vurgulandığı raporda, solcu, liberal ve sosyal demokrat politikacıların yanı sıra gazeteci ve akademisyenlerin de tehdit altında olduğu belirtiliyor. Raporda ekonomik kriz derinleştikçe aşırı sağ terörün artma eğilimi gösterdiğinin altı çiziliyor.
Nefreti 'internet'ten öğreniyorlar
Avrupa'da faaliyet gösteren aşırı sağ örgütlerle ilgili olarak son dönemde hazırlanan en kapsamlı çalışmalardan biri olan raporda internetin hızla yayılmasıyla birlikte aşırı sağcılar da propaganda imkânlarını artırdıklarına işaret ediliyor. Günlük hayatın vazgeçilmezleri arasına giren sosyal paylaşım sitelerinin, aşırı sağcılara fikirlerini son derece hızlı bir şekilde yayma ve daha fazla destekçi toplama imkânı sağladığı ifade ediliyor. Öyle ki, bazı ülkelerde istihbarat teşkilatları sosyal paylaşım siteleri üzerinde özel taramalar yaparak aşırı sağcı gizli örgütleri takip etmeye çalışıyor.
Rapora göre Finlandiya Milli İstihbarat Teşkilatı, Neonazi yanlısı bir internet sitesi tarafından çok kültürlülüğe destek veren 50 Finlandiyalının isimlerinden oluşan bir 'vurulacaklar listesi' oluşturulduğunu tespit etti. Ülkedeki aşırı sağcı örgütler arasında paylaşılan listede Finlandiya Cumhurbaşkanı Tarja Halonen ve eski Başbakan Matti Vanhanen'in de adı geçiyordu. Finlandiya'dakine benzer bir liste, Danimarka'da varlığı geçtiğimiz yıl ortaya çıkarılan ORG isimli aşırı sağcı gizli örgüt tarafından da hazırlandı. Bir polis tarafından hazırlanan ve 'Hainler Listesi' adı verilen listede çok kültürlülüğe destek veren aydınların ve başarılarıyla topluma örnek olan göçmenlerin isimleri yer alıyordu. Raporda Finlandiya'da göçmenlerle ilgili araştırma yapan akademisyenlerin de ölüm tehditleri aldığı, bu yüzden göçmenlerle ilgili tartışmaların dışında kalmayı tercih ettikleri belirtiliyor. Raporda dikkat çeken bazı tespitler de şöyle:
Çek Cumhuriyeti'nde 'aşırılıklar' konusunda uzman bir akademisyen, aldığı tehditler nedeniyle mahkemede tanık olmaktan vazgeçti.
Finlandiya'da entegrasyon konusunda çalışma yapan uzmanlar, ailelerine yönelik tehditlerden sonra demeç vermeyi bıraktılar.
Avusturya'da sosyal demokrat partinin önde gelen isimlerinden birisi 'Auschwitz Anma Günü'nde ağır şekilde darp edildi.
İncelemelere göre Atina'da görev yapan polislerin yarısından fazlasının ırkçı Altın Şafak Partisi'ne oy verdi.
Almanya'da aralarında başarılı Türklerin ve entegrasyon yanlısı Almanların da olduğu 88 kişilik bir ölüm listesi ele geçirildi.
Fransa'da Kurban Bayramı'nda 'bir Müslüman boğazla' başlıklı bir internet sayfası hazırlandı.
İtalyan ırkçılar, aralarında Müslüman ve Yahudiler ile göçmenlere yardım eden papazların da bulunduğu bir 'kara liste' hazırladı.
Irk savaşının ayak sesleri
Raporda, ekonomik krizin aşırı sağcıların göçmen karşıtı politikalarını yaymasına imkân verdiğine dikkat çekiliyor. Krizde işini kaybeden birisine yapılan, 'senin işini bir yabancıya verdiler' propagandası, farklı milletlerden gelenlere yönelik nefreti artırıyor. Raporun sonuç kısmında bugüne kadar çoğunlukla tehdit seviyesinde bulunan ırkçı reaksiyonları artık çok ciddi şiddet eylemlerine dönüşmüş durumda. Şiddetin geldiği noktayı endişe verici olarak değerlendiren rapor, ırkçı katil Breivik'in Norveç'tekini eylemini ve o boyutta olmasa da benzer olayların sürekli hale geldiğine işaret ederek "Tedbir alınmazsa Avrupa'da bir 'ırklar savaşı'nın ayak sesleri duyuluyor." değerlendirmesini yaptı.
ZAMAN