Arafat suikastında gerçek nasıl saklandı!
Filistinli araştırmacı ve İsrail konusunda uzman gazeteci Salih En Neami, iki gün önce yayınlanan makalesinde Filistin Sultası’nın bugüne kadar Arafat suikastının soruşturulmasındaki ciddiyetsizliğini ve ayrıntıları kaleme aldı.
13 Yıl Önce Güncellendi
2012-07-14 23:52:44
Filistinlilerin kanını hafife alarak nasıl da tam gerçekler ortaya çıkmaya başladığı bir dönemde, askerlerine ‘her gün 70 Filistinli bedenin yok olmasını istiyorum’ diyen İsrail başbakanının yardımcısı Shaul Mofaz’la görüşmeye kalktığını ve suikasta karıştığını savunduğu bu iki tarafın (Filistin Sultası ve İsrail) ileriki aşamalarda ne gibi tavırlar sergileyebileceğini anlattı.
İşte En Neami’nin o yazısı:
El Cezire kanalı tarafından Filistin Devlet Başkanı Yaser Arafat suikastının gerçekleri hakkında hazırlayıp yayınladığı detaylı araştırma Filistin Sultası’nı çok utandırdı. Zira bu araştırma, Arafat’ın ölümünün ardından Filistin Sultası tarafından oluşturulan soruşturma komisyonunun gerçeğe ulaşma isteğinde hiç de ciddi olmadığına tartışmasız şekilde delil teşkil etmiştir. Bu utançları Sulta’daki liderleri, El Cezire’nin soruşturmasına katılan bilimsel ekiple işbirliği içinde çalışma sürecinde olduklarını açıklamaya itti. Aynı şekilde Ebu Ammar’ın zehirlenmesinin ardında İsrail’in olduğundan en ufak bir şüphe bile duymadıklarını ve gerçeğin açığa çıkması hususunda kararlı olduklarını vurguladılar.
Bu konumlarını güvenilir gösterebilmek için de Filistin Sultası sözcüleri, Güvenlik Konseyi’nden Arafat suikastını araştıracak –Eski Lübnan Başbakanı Refik Hariri suikastını araştırmak için komite gibi- uluslararası bir soruşturma komitesi kurulması için bir karar çıkarılmasının sağlanması amacıyla uluslararası düzeyde harekete geçilmesi çağrısı yapmada adeta yarışa girdi.
Ancak burada şu soruyu sormak gerekir: ‘Sulta yetkilileri gerçekten Arafat suikastından ötürü İsrail’i kınamaya önem veriyor mu?
Sulta liderliği ve Arafat’ın siyasi olarak tasfiyesi
Sultanın başkanı ve bazı yardımcılarının temsil ettiği mevcut Filistin Sultası liderliği, Arafat’ın uluslararası meşruiyetinin kaldırılması için zemin sağlanmasına katkıda bulundu. 2003 yılı Mart ayında ABD dışişleri bakanının sırf Arafat’tan kurtulma hedefiyle ortaya attığı bir girişim olan Yol Haritası planının yayınlanmasında Amerikan yönetimi ve İsraille işbirliği yaparak Arafat’ı fiziksel olarak tasfiyesinin yolunu açtı. Zira kendisinin (Arafat) Batı Şeria ve Gazze Şeridi’ndeki Filistin direnişi ortadan kaldırmanın önünde bir engel teşkil ettiğine inanılıyordu. Filistin Sultası’nın bu işbirliğine girişmesi ise, Filistin direnişinin; özellikle de Batı Şeri’daki direnişin Sulta’ya bağlı güvenlik birimleri ve İsrail istihbaratı arasında yakın bir işbirliği sağlanmadan ortadan kaldırılamayacağı kesin delillerle Siyonist güvenlik birimlerince anlaşıldıktan sonra gerçekleşmiştir.
Bu hedefe ulaşmak için hazırlık olarak başbakanlık makamının ilk defa ortaya konması için Filistin siyasi sistemi yeniden netleştirildi. Şu da bilinmelidir ki bu bir sır değildi. Bush başkanlığında Amerikan yönetimi de Ariel Şaron başkanlığında İsrail hükümeti de bu konumu sultanın şimdiki başkanı Mahmud Abbas için hazırlamıştı. Zira bu makama ulaşması, Arafat’tan fiziksel olarak kurtulunması için Şaron tarafından alınan kararın –bunu kanserden ölmeden kısa bir süre önce danışmanı ve en güvenilik dostu Uri Don ortaya koymuştur- uygulanmasının ardından sultanın başkanlığına geçmesini sağlayacaktı.
Ne yazık ki Abbas, Amerikan-İsrail planında belirlendiği üzere oynaması gereken rolün doğasının farkındaydı. Ancak itiraz etmeyi denemedi ve onlarla işbirliği yaptı. Belki de bugün direnişin-direnişçilerin peşine düşülmesinde ve Filistinli vatandaşlara saldırıp eziyet ettikleri bir zamanda Batı Şeria’daki Yahudi yerleşimciler için güvenlik koşullarının sağlanmasında Siyonist güvenlik birimleri ile işbirliğini çaresizce savunmasının sebebi de belki de bu(işlediği suç)dur.
Liderlik Filistinlilerin kanını hafife alıyor
Göze çarpan nokta ise Arafat suikastıyla ilgili yeni gerçeklerin ortaya çıkmasının, Ramallah’ta Abbas ile Netenyahu’nun yardımcısı Shaul Mofaz arasında yapılması planlanan toplantının iptal edilmesi için Filistinli gençler tarafından düzenlenen protesto gösterilerinin başarılı olmasının aynı zamana denk gelmesidir. Bu eşzamanlılık durumu büyük anlam içeren sembolik bir önem taşımaktadır. Öyle ki Mofaz, Arafat’ın zehirlenerek öldürülmesi görevinin uygulanması sırasında Siyonist savaş bakanı idi. Aynı şekilde Şaron hükümetinin Arafat’tan kurtulmaya en hevesli bakanıydı. Bunu birden çok kere dile getirmişti.
Mofaz’ın İsrail Ordusu Genelkurmay Başkanı iken yaptığı ünlü açıklaması Sulta liderliğinin Filistinlilerin kanını gerçekten hafife aldığını kanıtlamaktadır. Aksa İntifadası’nın zirvesinde olduğu vakit ordusundaki tabur ve tugay liderlerine şöyle demişti: ‘Her gün ortadan kalkan 70 Filistinli beden istiyorum.’ Bu, sadece öldürmüş olmak için öldürme adına verilen açık talimatlardandı.
Gerçeği saklamak için ne yapacaklar?
Şu andan itibaren ileriye dönük olarak, Sulta liderliği ve İsrail arasında, Arafat’ın tasfiye koşullarının gerçeğinin ortaya çıkmaması için yoğun çaba harcanmasında rollerin nasıl da değişeceğine dikkat edin ve bunu keşfetmeye çalışın.
Sulta liderliği, Arafat’ın cesedinden numune alınmasını ve kendisini çevreleyen toprağın incelenmesini kabul ettiğini açıkladı. Ancak bu Arafat’ın dünyanın sadece üç ülkesi; İsrail, ABD ve Rusya tarafından üretilen polonyum maddesiyle öldürüldüğünün kesin bir kanıtı olarak sunmak üzere İsviçreli bilimadamlarının numune almaya gelmesini gerektirir. Peki o vakit ne olacak? İsrail, İsviçreli bilimadamlarının ekiplerinin girişini engelleyecek ve o ya da bu bahane ile bu yaptığını haklı gösterme fırsatını da kaçırmayacak.
Filistin Sultası liderliği ise İsrail’in Arafat suikastı suçundan ötürü kınanmasını önlemek için büyük çaba sarfedecek. Çünkü bu liderlik, İsrail’in sonuç olarak Arafat suikastından suçlu görülmesinin işgalci ile müzakerelerin sürdürülmesini ve güvenlik işbirliğini sıfır düzeyine indireceğinin farkında. Sulta liderliği, özellikle küçük düşürücü ve utandırıcı güvenlik işbirliğinin ve müzakerelerin sürdürülmesine karşı güçlü popüler reddin varlığının da bilincinde.
Bu nedenle Sulta liderliğinin, Arafat suikastının çözülmesinde uluslararası tıbbi kesimlerle işbirliği yapmaya hazır olduğunu vurgulamasına karşı dikkatli olmak gerekir.
SON VİDEO HABER
Haber Ara