“Hukukun üstünlüğü sağlanamazken Tacikistan’da işkence denetimsiz kaldı”
Polis bana “Seni öldürürsek vücudunu kanala atarız
ve seni kimse bulamaz, biz de cezalandırılmayız” dedi.
İşkence mağduru 2012
ve seni kimse bulamaz, biz de cezalandırılmayız” dedi.
İşkence mağduru 2012
“Parçalanan Hayatlar: Tacikistan’da hukuki yaptırım yetkisine sahip olan yetkililer tarafından işkence ve diğer kötü muameleler” adlı rapor, gözaltının ilk safhalarında bireylerin karşı karşıya kaldığı riskleri, işkence iddialarına yönelik yetersiz soruşturmaları ve Tacikistan yetkililerinin sorumluları adalete teslim etme konusundaki başarısızlığına dikkat çekiyor.
Uluslararası Af Örgütü Tacikistan Uzmanı Rachel Bugler, “Güvenlik güçlerinin kullandığı şoke edici işkence yöntemleri arasında elektrik şoku, kaynayan su, boğma, dayak, sigara söndürme, tecavüz ve tecavüz tehdidi bulunuyor. Bunlardan kaçmanın tek yolu ise bir itiraf imzalamak ya da bazen rüşvet ödemek. Bu tarz muamele mağdurların sadece patlak kulak zarı, kırık dişler ya da çıkık çene gibi fiziksel yaralanmalardan değil aynı zamanda depresyon, kronik uykusuzluk ve kabuslar gibi travma sonrası stres bozukluğundan da muzdarip olmasına neden oluyor. Gördükleri kötü muamelenin hem kendileri hem de aileleri üzerinde ömür boyu süren etkileri söz konusu” dedi.
Bugler ayrıca “Çok sık bir şekilde bu tarz muameleler bireylerin polis gözetimindeyken ölümü ile sonuçlanıyor. Bu vakalar düzgün bir şekilde soruşturulmuyor ve suçu işleyenler etkili bir şekilde adalete teslim edilmiyor” diye konuştu.
İşkence ceza kanununda bir suç olarak daha yeni tanımlandığı için resmi istatistikler sorunun kapsamını tam olarak yansıtmamakta. Bu durum işkence mağdurlarının ve ailelerinin konu ile ilgili açıkça konuşmaktan korkması ve konuştukları zaman polis yetkilileri tarafından gözleri korkutulması sonucu daha da kötü bir hal alıyor.
İşkence Tacikistan’da herkesi etkileyebiliyor ama fakirlik içinde yaşayanlar gibi savunmasız bireylerin şikayette bulunması daha belirgin bir risk taşımakta.
Tacikistan’da polis yetkililerine, bu yollara başvurmamaları için caydırıcı birçok kurala rağmen işkence ve diğer kötü muameleyi kullanmaları için daha fazla teşvik tedbiri sağlanıyor. Hukuki yaptırım yetkisine sahip olan çoğu yetkili, resmi olmayan bir şekilde, çözdükleri vaka sayısına göre değerlendiriliyor.
Polis tacizi ve yolsuzluk genelde çok yakın ilişki içinde. Yerel bir gazeteci Uluslararası Af Örgütü’ne “İşkence bir gelir kapısı. Polis gözaltına alıyor, işkence ediyor ve insanları suçluyor. Ardından satın alınabilir olduklarını hissini veriyorlar” dedi.
Ulusal güvenliğe tehdit olarak görülen gruplar tespit edilmeye çalışılırken insan hakları ihlal ediliyor. İslami hareketlerin ve İslami grupların ya da partilerin üyeleri özellikle işkence ve kötü muamele riski taşıyor.
Ülkeye zorla geri döndürülen ya da başka ülkelerden Tacikistan’a iade edilen insanlar, döndükten sonra işkence ya da diğer kötü muamelelere maruz kalıyor.
İşkence ve diğer kötü muameleler üzerine haber yaptıkları zaman bağımsız gazetecilere genelde güvenlik güçleri tarafından göz dağı veriliyor.
Bugler, “Üst düzey yetkili devlet yetkilileri sık sık insan haklarına, insan haklarının korunmasına, hukuk ve düzenin üstünlüğüne olan bağlılıklarını dile getiriyor. Yine de gerçeklerle yüzleşince bu sözler inandırıcı olmuyor” diye konuştu.
İşkenceye karşı tedbirler genelde uygulamaya konmuyor; rutin olarak gözaltındaki bireylerin iletişimine izin verilmezken, ön sorgulamalar çoğu zaman bir avukat olmaksızın gerçekleştiriliyor.
İşkence iddialarının bağımsız bir şekilde soruşturulması için güvenilir bir sistem mevcut değil. Hakimler rutin olarak mahkemelerde sunulan işkence iddialarını görmezden geliyor ve gözaltına alınan bireylerin duruşmalarında işkence ile elde edilmiş bilgiler kanıt olarak sunuluyor.
Bugler, “İşkence ve kötü muamele konusunda cezasızlık Tacikistan’da bir norm haline geldi. Böylesi hak ihlallerinin oluşmasına izin veren kurumsal gizli anlaşmalara bir son verilmediği sürece de bu durum değişmeyecek. Güvenlik güçlerini denetleyecek ve eylemlerini dengeleyecek şekilde çalışacak bağımsız bir kurumun açıkça belirlenmesi konusunda acil bir ihtiyaç söz konusu.
Gözaltına alındıkları anda bireylere haklarını bildirmek, aile bireylerine haber vermek, bir avukatla temasa geçmek ve gözaltını kayıt altına almak, düzgün gözaltı kayıtlarını muhafaza etmek gözaltında bulunulan süre zarfında işkence ve kötü muameleye karşı ana tedbirleri sağlayabilir. Tacikistan’ı hukukun üstünlüğüne yaklaştıracak ve uluslararası yükümlülüklerini yerine getirme konusunda ilerletecek adımlar bunlardır. Bu, aynı zamanda halkın, sözde onlar için çalışması gereken, polise güvenmesini de sağlayacaktır” dedi.