Sel baskınları, taşkın risk haritaları ile önlenecek
Samsun'da selde 9 vatandaşın hayatını kaybetmesinin ardından başlayan 'konutlar dere yatağında mı' tartışmasına son vermek için Orman ve Su Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü çalışma başlattı. Sel baskınlarında can ve mal kayıplarının önüne geçilm
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-07-05 10:35:23
Cihan TV Network'te Anadolu'da Sabah programına katılan Su Yönetimi Genel Müdürü Cumali Kınacı, sel baskınlarına karşı alınacak tedbirlerle ilgili bilgi verdi. Su Yönetimi Genel Müdürlüğü bünyesinde Taşkın ve Kuraklık Yönetimi Planlaması Dairesi kurulduğunu ifade eden Kınacı, "Türkiye'de 25 havza var. Temel hedefimiz her havza için taşkın risk haritalarını hazırlamak; taşkın risk analizi yapıp taşkın risk haritalarını hazırlamak; değişik yağış şiddetlerine göre meydana gelecek riskleri ortaya koymak; bu riskler sonucunda meydana gelecek zararları haritalar halinde göstermek. Daha sonra bunu ilgili kurum ve kuruluşlara bunları kullanmaları için vereceğiz." diye konuştu.
Çalışmalara bu ay içinde Samsun'un da içinde olduğu Batı Karadeniz'den başlayacaklarını ifade eden Genel Müdür Kınacı, iki sene sürecek çalışmanın Avrupa Birliği tarafından desteklendiğini belirtti. "Önce risk haritaları sonra da taşkın yönetim planları hazırlayacağız." diyen Kınacı, şöyle devam etti: "25 havza için bu çalışma yapılacak. Taşkın yönetim planlarına göre oradaki yapılaşma ve diğer tedbirler alınacak. Şu ana kadar yapılanlar şunlar: Bir il bazında düşünürseniz oraya gelecek yağışın debisi tahminen belirlenir. O zaman buna göre bir kanal yapalım, inşa edelim denir. Taşkın risk analiziyle taşkının meydana getireceği zarar ortaya konur. Biz bu alandaki boşluğu doldurmak üzere çalışacağız. Bildiğiniz gibi değişik yağış şiddetleri var. Yani diyelim ki bir günde 5 mm, 10 mm, 100 mm, 1000 mm gibi. Böyle değişik yağış şiddetleri var. Bu yağış şiddetlerine göre bunlar yağdığı zaman nereler su altında kalabilir, ne kadar debi meydana gelir, o debiye göre nereler su altında kalabilir, bunun meydana getireceği zarar ne kadar olur; işte bunlar belirlendiği zaman ona göre kanal yapılacak, ona göre yapılaşmaya karar verilecek. Yerel yönetimler taşkın yönetim planına uymak zorundalar. Ona göre altyapıyı kuracaklar. Ruhsatları da ona göre verecekler." Kınacı, haritalar hazırlandığında uyulmaması durumunda müeyyidelerinin de olacağını kaydetti.
ERGENE 2014'TE TEMİZ AKACAK
Ergene havzasında yaşanan sorunun temel kaynağının havza bazında yönetim olmaması olduğunu vurgulayan Su Yönetimi Genel Müdürü Cumali Kınacı, havzanın ıslahı için 15 eylem planı hazırladıklarını vurguladı. Kınacı, 2014 yılı içerisinde bütün eylemlerin tamamlanmış olacağını kaydetti. Bölgede havza bazında yönetim olsaydı bunların yüzde 99 daha az olacağını belirten Kınacı, şöyle devam etti: "Ama şu anda fiili bir durum var. Fiili durumla ilgili çalışmalarımız yoğun bir şekilde sürüyor. Bizim temel yaptığımız koordinasyon. Her kurum ve kurumlar üzerine düşeni yapmakla mükellef. Ama böyle bir koordinasyon olmadığı için herkes suçu birbirinin üzerine atıyor. Biz işte bütün kurum kuruluşların bir araya gelmesini ve üzerine düşen mükellefiyeti yerine getirmesini sağlıyoruz. Şu anda biz hem Ergene hem de Gediz ile ilgili eylem planları hazırladık ve bunların uygulanmasını takip ediyoruz. Ve bunları sıkı bir şekilde kontrol ediyoruz. Çok büyük bir proje Ergene. Bunun bütçesi 2 milyar lira civarında bir yatırım gerektiriyor. Bir bölgenin tümünü gerektiriyor. Bununla ilgili yaptığımız 15 tane eylem var. Buralarda derelerin ıslahı, belediye ve sanayi atık sularının arıtılması kolay değil. 2 binden fazla sanayi tesisi var. Ve bu sanayi tesisleri her gün farklı farklı üretim yapıyor. Birbirinden çok farklı karakterde atık su ortaya çıkıyor. Bu atık suların ayrı ayrı kontrolü kolay değil."
TRAKYA'DA ARITILAN SULAR MARMARA DENİZİ'NE DEŞARJ EDİLECEK
Havza içerisindeki sanayi tesislerinin 9 organize sanayi bölgesi altında toplandığını belirten Kınacı, tesislerin atık sularının buralarda kurulacak tesislerde arıtılacağını söyledi. Arıtılan sanayi sularının tekrar Ergene Nehri'ne verilmeyeceğini ifade eden Kınacı, "Tarımda sanayi sularını kullanmayı düşünmüyoruz. Onlara alternatifler sunduk. Arıtılan suyu Ergene'ye verecek ise tuzluluk ve renk dahil ileri derecede arıtılmaları gerekiyor. Bu da çok pahalıya mal oluyor. Onun için renk ve tuzluluğun dışındaki renklilikleri belli bir seviyeye düşürdükten sonra, şu anda genel eğilim bunu Marmara'ya deşarj etmek. Ama ileri derecede arıtma yapılacak yine. Tuzluluğu gidermesine gerek yok denize vereceği için, aynı şekilde çok ileri derecede bir renk gidermesine gerek yok. Bunların dışındaki kirlilikleri normal kabul edilebilir seviyeye düşürüp denize verecekler."
Bölgedeki yerleşim yerlerinin arıtma tesisi olmadığı gibi kanalizasyon şebekesinin de yetersiz olduğunu kaydeden Kınacı, "Arıtma tesisi kurulacak, atık su gelmeyecek. İşte onun da kurulması için belediyelerin üzerine gidiyoruz. Eğer başlamazlarsa belli bir sürede birkaç ay içerisinde onlar hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunacağız." dedi.
"SU KANUNU TASLAĞINI ÖNÜMÜZDEKİ HAFTA KAMUOYU İLE PAYLAŞACAĞIZ"
Su Yönetimi Genel Müdürlüğü'nün kurulduğu günden bu yana Su Kanunu üzerinde çalıştıklarını anlatan Cumali Kınacı, taslağı önümüzdeki hafta kamuoyuna açıklayacaklarını belirtti. Taslağın açıklanmasından sonra sivil toplum ve ilgili kuruluşlardan bir ay içinde görüş isteyeceklerini anlatan Kınacı, "Eleştirilerini getirecekler. Biz bu arada bir de çalıştay yapmayı düşünüyoruz. Ve burada da karşılıklı görüşler alacağız, çünkü değişik kesimlerin farklı görüşleri var ve bu görüşler birbiri ile çelişiyor. Çelişince şunu aldın bunu aldın diye bütün sorumluluk bize... Değişik kesimlerin bunu kendi aralarında tartışması daha faydalı olur diye düşünüyoruz." şeklinde konuştu.
SON VİDEO HABER
Haber Ara