Sonraki adım ne olacak?
Türkiye'nin girmek için kapılarını aşındırdığı Avrupa Birliği'nde İslam karşıtlığı hız kesmeden yayılıyor. Müslümanların tacize ve hakaret uğramadığı Avrupa ülkesi yok denecek kadar az. Müslümanlar için en önemli dini vecibelerden biri olan sünnetin Almanya'da yasaklanması bardağı taşıran damla oldu. Müslümanlar, bir sonraki adımın ne olacağını merak ediyor.
Almanya'da Köln Eyalet Mahkemesi sünneti yaralama suçu sayarak resmen yasakladı. Bununla birlikte sünnet olan çocuğun anne babasına dava açılabilecek. Karar Köln Savcılığının temyize gitmemesi üzerine geçerlilik kazandı.
Din özgürlüğünü kısıtlayan bu gelişmeye Müslüman kuruluşlardan tepki yağıyor.
Son sözü anayasa mahkemesi söyleyecek
Karardan sonra Almanya'nın değişik şehirlerinde buna benzer kararlar alınması ve ardından konunun Anayasa Mahkemesi'ne taşınması bekleniyor. Bu durumda son sözü, Anayasa Mahkemesi söyleyecek. Müslümanlar sünnetin cezalandırılmasına sert şekilde karşı çıkıyor. Örgütler böyle bir yasağı "din özgürlüğüne müdahale" olarak yorumluyor.
Dini vecibelerin yerine getirilmesi yasadışıdır deniliyor
Köln Mahkemesi'nin kararını değerlendiren İGMG Almanya Bölge Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu da "Mahkeme bütünlüğü ve neticesi itibariyle çok açık bir meseleyi sonuçlarını düşünmeden yanlış bir gerekçe ile hükme bağlamıştır. Buna karşın uzman çevrelerle, siyasetçilerin bu hükmün yanlışlığını görüp kısa bir zaman içinde çözüm talep etmeleri ise sevindirici bir gelişme. Ceza ya da dinler hukuku alanında bir çok uzmanın da verilen kararın bu şekilde geçerlilik kazanmaması gerektiği konusunda, hem fikir olduklarına şahit oluyoruz. Çünkü salt hukuki bir değerlendirmenin ötesinde, mahkemenin verdiği bu karar, Almanya'da yaşayan bütün Müslümanların dini vecibelerini yerine getirmelerinin yasa dışı olduğu mesajını veriyor. Bu mesajın devamını kimse düşünmek bile istemez."şeklinde konuştu.
Anayasa mahkemesi harekete geçmeli
"Zira bu kararın nihai sonucu, Almanya'da hem Müslümanların dinlerine göre bir hayat sürmelerinin kabul edilmediği anlamına gelir." diyen Yeneroğlu "Bundan dolayı yasak koyucu bu meseleyi anayasa mahkemesini kararını bekleyip ötelemek yerine , hemen harekete geçip yasal düzenlemeyle kararlılık göstermesi gerekmektedir. Bu arada Müslümanlara ve çocuklara sünnet yapan doktorlara rahat olmalarını ve hangi yönde olursa olsun, aceleci sonuçlar çıkarmamalarını tavsiye ediyoruz. Söz konusu olan karar nihayetinde 'sadece' Köln Eyalet Mahkemesi'nin bir hükmüdür ve dini bir vecibe olan sünnet mevzusunun mahkemeye taşınması, Köln savcılığının böyle bir harekette bulunması Berlin, Hamburg ya da Münih savcılıklarının da sünneti aynı şekilde bir yaralama suçu olarak değerlendireceği anlamına gelmez."ifadelerini kullandı.
İnançlar mahkeme kararıyla engellenemez
Kararı değerlendiren Avrupa Türk-İslam Birliği Genel Başkanı Fikret Ekin:"Almanya'daki bu olay ilk değil. Daha önce Neo-Naziler tarafından 10 Türk öldürülmüş ve soruşturma sonunda çıkan rapor ortadan kaldırılmıştı. Olay örtbas edilmişti. Hayvan haklarını kullanarak hayvanların şokla kesimiyle ilgili fetvalar verilmişti. Biz buna çok karşı çıktık. Sünnet yasağı ise Müslümanlara baskı kurmanın bir diğer parçası. Burada hukuki olarak kabulü olmayan bir durum söz konusu. İşte Avrupa budur. Yeri geldiğinde özgürlükten bahseder yeri geldiğinde özgürlükleri kısıtlar. Kutsal değerleri işlerine geldiği gibi kullanırlar. İnançlar mahkeme kararıyla engellenemez. Bu karar aynı zamanda anayasanın din ve vicdan özgürlüğü maddesine ters düşer. Hakkımızı aramaktan aciz, teslimiyetçi bir politikamız var. " şeklinde konuştu.
İslamafobya hukuken de tescillenmiş olur
AB Uzmanı Dr. Can Baydarol: "Sünnet konusuna ise tıbbi bir olay olarak bakıyorlar. Ancak ben bu kararın Alman Anayasa Mahkemesinden döneceğine inanıyorum. Anayasa Mahkemesinin siyasi bir polemik malzemesi çıkaracağını sanmıyorum. Eğer Anayasa Mahkemesinden de geçerse tıbbi sorunlarda artış olur ve en önemlisi Almanya'daki İslamafobya hukuken de tescillenmiş olur."
Karar Almanya'nın itibarını zedelemiştir
İGMG Fransa Bölge Başkanı Eyüp Şahin:"Almanya'daki sünnetin yaralama suçu olarak kabul edilmesi biz Müslümanları derinden etkiledi. Bu olaya tepki göstermemek mümkün değil. Biz de teşkilat olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Karar Almanya'nın dünya siyasetindeki itibarını zedelemiştir. Hıristiyan ülkelerinde artan AIDS hastalığından sonra sünnet uygulaması uygulamaya başlanıyor. Böyle bir dönemde Almanya'da bu kararın çıkmasını anlamak mümkün değil. Yüksek Mahkemenin dini özgürlüklere saygılı olarak bu kararı düzelteceğine inanıyorum. Eğer Anayasa Mahkemesi kararı onaylarsa Müslüman aileler sünnetleri Avrupa'nın diğer ülkelerinde yaptırmaya devam ederler."ifadelerini kullandı.
Yasağın çıkma gerekçesi
Karara Müslüman bir ailenin 4 yaşındaki çocuğunu sünnet ettirmesinin ardından yaşanan olaylar zemim hazırladı. Sünnet ettirilen çocukta iki gün sonra kanama görüldü. Köln savcılığı bunun üzerin doktor hakkında dava açtı. Savcının doktor hakkındaki soruşturmasından sonra açılan davada mahkeme doktorun eylemini, "vücutta ağır ve giderilmesi mümkün olmayan bir tahribat" olarak değerlendirdi. Mahkeme, doktorun aslında yaralama suçu işlediğini ve bu yüzden sünnetin yasadışı olduğuna hükmetti. Mahkeme kararında, "Ne ebeveyn hakkı ne de anayasal güvence altında olan din özgürlüğü, böyle bir ameliyata gerekçe olamaz" dedi. Ancak yaptığı işin "yasa dışı olduğunu bilmediği" gerekçesiyle doktorun beraatına karar verdi. Mahkeme sünnetin ancak tıbbi gereklilik söz konusu olduğunda yapılmasına hükmetti.
İşte Avrupa Birliği'nin medeniyet kriterleri
Başörtüsü ve peçe takmayacaksın
Sünnet olmayacaksın
Ezan okumayacaksın
Minare dikmeyeceksin
Helal kesim yapmayacaksın
Peygamber Efendimize hakareti özgürlük sayacaksın
Irkçı saldırılara ses çıkarmayacaksın...
AB kriterleri aslında asimilasyonu işaret ediyor. Kısacası Müslümanlığı terk edin diyor...
Milli Gazete