Katolik Başpiskopos, “Karar, ebeveynlerin kararına karşı devlete bir koruma yükümlülüğü getiriyor ki ebeveynlerin söz konusu kararı, Yahudilerde kutsal kitaba dayanan bir vecibe, Müslümanlarda da kökeni dinî bir geleneğe bağlı bir yükümlülüktür” ifadesini kullandı. Meisner, Hrıstiyanların, tıpkı Yahudiler ve Müslümanlar gibi, “Din özgürlüğüne müdahale anlamına gelen bu kararın daha yüksek mahkemeler tarafından bozulmasını” beklediklerini söyledi.
"Din özgürlüğünün sınırlanmasına karşı koymalıyız"
Meisner, “Almanya’da din özgürlüğünü ve bununla birlikte ebeveynlerin dinî eğitim verme hakkını sınırlama eğilimlerine kararlı bir şekilde karşı koymalıyız” şeklinde konuştu. Mahkemenin kararı Almanya’daki Yahudilerin ve Müslümanların yanı sıra, kiliselerin temsilcilerinden de yoğun tepki görmüştü.
"Sünnet yaralamaya giriyor!"
Köln Eyalet Mahkemesi'nde salı günü görülen davada, Müslümanlar ve Yahudiler tarafından dinî çerçevede tatbik edilen sünnet eyleminin, "yaralama" eylemi içine girdiği ve ceza gerektirdiği hükmüne varılmıştı. Mahkeme, "Çocuğun kendi bedeni üzerindeki tasarruf hakkının, dinî özgürlükten daha ağır bastığına" hükmetmiş, tıbbî gerekçelerle yapılan sünnetler ise bu durumun dışında tutulmuştu. Yargıç, çocuklarının ileri yaşta sünnet olup olmama yönünde kararını beklemeleri halinde, ebeveynlerin dinî özgürlüğünün ve eğitim hakkının ölçüsüz bir şekilde kısıtlanmadığı yönünde görüş belirtmişti.
© Deutsche Welle Türkçe
