Kenan Evren ruhu hala üniversitede
Yrd. Doç. Lütfiye Bozdağ, Kenan Evren'i protesto ettiği için üç kez Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi'nden uzaklaştırıldı.
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-06-29 17:13:11
Yrd. Doç. Dr. Lütfiye Bozdağ, 2002 yılında Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim Anabilim Dalı’nda öğretim üyesi olarak göreve başladı. O dönem Muğla’nın Marmaris ilçesine bağlı Armutalan Beldesi’nde yaşayan Kenan Evren ’in üniversitede gerçekleştirilen tüm resmi törenlere davet edilmesinden rahatsız olan Bozdağ, arkadaşlarıyla birlikte bu durumu protesto etti.
Bozdağ, Evren’in özel kütüphanesini 2007 yılında gerçekleştirilen törenle üniversiteye bağışlamasını da “Kitap yakanın kitabını istemeyiz” diyerek protesto eden akademisyenlerin içindeydi. Son olarak Bozdağ’ın Muğla Üniversitesi bünyesinde açılması kararlaştırılan uygulama okuluna Kenan Evren ’in adının verilmek istenmesine de muhalefet etmesi üniversite yönetimi için bardağı taşıran son damla oldu.
Mahkeme dön, üniversite git diyor
Bozdağ’ın iddiasına göre, üniversitedeki çalışma koşulları 2007 yılından itibaren katlanılmaz hale geldi. Hakkında resmi soruşturma olmamasına rağmen bahar şenliklerine katılmadığı, ders programında değişiklik talep ettiği gibi gerekçelerle sürekli sarı zarflarla uyarı aldı. Bozdağ’ın yardımcı doçentlik görev süresi 30 Aralık 2007’de YÖK ’ün belirlediği ölçütleri yerine getirmesi ve üç jüri üyesinden olumlu rapor almasına rağmen uzatılmadı. Görev süresinin hukuksuz bir şekilde uzatılmadığını düşünen Bozdağ, konuyu mahkemeye taşıdı. Bozdağ, Aydın Bölge Mahkemesi’nin aldığı yürütmeyi durdurma kararıyla 6 ay sonra 1 Şubat 2008’de akademideki görevine geri döndü. Fakat üniversitenin itirazı üzerine üst mahkeme bu kararı iptal etti ve dönemin rektörü Prof. Dr. Şener Oktik, Bozdağ’ın üniversiteyle ilişiğini yine kesti.
Bu durum karşısında Bozdağ, Danıştay 8. Daire’ye başvurdu. Danıştayın aldığı kararla 14 Mayıs 2008’de ikinci kez görevine geri dönen Bozdağ’a çalışma odası verilmedi. Uzmanlık alanındaki derslerin dahi kendisine verilmemesine rağmen üniversitedeki çalışmalarını aksatmadan devam ettiğini söyleyen Bozdağ’ın üniversiteyle olan ilişiği son olarak Mart 2010’da, Eğitim Fakültesi Eski Dekanı Prof. Dr. Şule Aycan’ın olumsuz görüşleri referans gösterilerek, verilen görevleri yerine getirmediği, meslektaşlarıyla geçinemediği ve kurumuna karşı aidiyat duygusuna sahip olmadığı gerekçeleriyle üçüncü kez kesildi.
Bozdağ, üçüncü kez üniversiteyle ilişiğinin kesilmesini de yargıya taşımış durumda. Danıştay 8. Daire’de görülen davanın sonuçlanmasını beklediğini söyleyen Bozdağ, “Bu süreçte çok yoğun bir psikolojik baskı altında kaldım. Okula her dönüşümde hakkımda bir dedikodu çıkarıldı. ‘Komünist hoca yine dönmüş, ama yakında gider’ dendi. Politik kimliğimle öğrencilerin gözünde itibarsızlaştırılmak istendim” diye konuştu.
Konuyla ilgili ulaştığımız MÜ Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Volkan Coşkun ise“Yakın bir zamanda bu göreve atandığım için konuyla ilgili objektif bir bilgi veremem. Süreci bilmiyorum. Açıkçası bu konu hakkında hiçbir bilgiye sahip değilim.”
Şahinkaya ve Evren’in davası bugün
12 Eylül askeri darbesine ilişkin, dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren ile dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı emekli orgeneral Tahsin Şahinkaya ’nın yargılandığı davanın 5. duruşması bugün saat 09.45’te başlayacak. Ankara 12. Ağır Ceza’daki son duruşmada, Evren ve Şahinkaya’nın duruşmaya gelip gelemeyecekleri konusunda, sağlık durumlarının belirlenmesi için Adli Tıp’a yazı yazılmasına karar verilmişti.
Eski dekan: İddiayı kabul etmiyorum
MÜ Eğitim Fakültesi’nin eski dekanı, Prof. Dr. Şule Aycan: ”Ben 60 yaşını geçmiş bir insanım. 12 yıl dekanlık yaptım ve Lütfiye Bozdağ’ın Kenan Evren ’i protesto ettiği gerekçesiyle üniversiteden uzaklaştırıldığı iddiasını kesinlikle kabul etmiyorum. Herkesin demokratik haklarına saygı duyuyorum.
Kenan Evren ’le ilgili protestolarla ilgili bir soruşturma da açılmadı. Bozdağ’ın üniversiteyle ilişiğinin kesilmesinin nedeni derslere girmemesi, jüri raporlarının olumsuz olması ve kişiler arasında sürtüşme yaratmasıdır. Sonuçta biz raporumuzu sunarız ve bunun nihai kararını da rektörlük verir. Hiç kimse, kimseyi ekmeğinden etmek istemez. Fakat işini yapmayan, bilimsel bir üretimde bulunmayan kişilerle üniversitenin gelişmesi de mümkün değil.”
SON VİDEO HABER
Haber Ara