Dolar

34,8720

Euro

36,7454

Altın

3.040,03

Bist

10.058,47

Yıldırım'dan beraat isyanı

Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, savunmasında hakimlere, ''Sizler benim örgüt kurmadığımı, bu insanların örgüt üyesi olmadıklarını çok iyi biliyorsunuz'' diyerek, beraatini talep etti.

14 Yıl Önce Güncellendi

2012-06-27 22:24:46

Yıldırım'dan beraat isyanı

''Futbolda şike'' iddialarına ilişkin davanın tutuklu sanıklarından Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, savunmasında hakimlere, ''Sizler benim örgüt kurmadığımı, bu insanların örgüt üyesi olmadıklarını çok iyi biliyorsunuz'' diyerek, beraatini talep etti.

Özel yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davada verilen aranın ardından Aziz Yıldırım savunmasına devam etti.

3 Temmuz sabahı, ''silahlı örgüt kurdukları'' iddiasıyla gözaltına alındıklarını hatırlatan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Aziz Yıldırım ve arkadaşları, Fenerbahçe'yi şampiyon yapmak için silahlı suç örgütü kurmuştu. Evlerimizi aramadılar, bahçelerimizi de kazmadılar. Bu örgütün silahlarını kimse aramadı, sormadı... Sonradan anladık ki amaç 'bir yerlerden bir örgüt bulmak ve bizleri oraya katmaktı ve öyle de oldu. Tam silahlı suç örgütü suçlamasına alışmıştık ki, sorgular başladı. Gördük ki 6222 sayılı yasa uyarınca 'şike' yapmışız. Herhalde 'şike' yapmak için 'silahlı suç örgütü' kurduk diye düşündük. Tutuklama müzekkerelerinde gördük ki, sadece 'şikeden' tutuklanmışız. Yine anladık ki, hakkımızda hüküm verenler şike suçunun cezasının daha ağır olduğunu anlayınca, sağ olsunlar bizleri silahlı suç örgütünden çıkartıp, şike maddesine sokmuşlar ve tabii ki tutuklandık. Bugün anlamaktayım ki, Aziz Yıldırım'ın aslında en özgür olduğu günlerinin başlangıç tarihiymiş 3 Temmuz.''

-''Televizyonlarda kendilerinden menkul adamlar türedi'' -

Bu süreçte hakkında itibarsızlaştırma ve toplum önünde küçük düşürmeye dönük planların hayata geçirildiğini ileri süren Yıldırım, şöyle konuştu:

''Televizyonlarda, gazetelerde kendinden menkul adamlar türedi. Bizlere her gün küfreden, özel resim ve haberlerimizi yayınlayan, bizleri hedef alan, iki lafı bir araya getiremeyen bu şahısların birçok ortak noktaları vardı. Savcı ve polis onlarındı. Bizlerse karşıt güçler. Hep aynı ağızdan konuşuyorlardı, aynı yere bağlı olduklarını söylüyorlardı. Sözde bu haberciler savcıdan ve polisten, gizlilik kararı olan dosyadan bilgiler alıp basına sızdırma yarışına girmişlerdi. Aslında buna en güzel cevabı Savcı Mehmet Berk vermişti. Medyada ve basında konuşulanların yüzde 90'ının yalan olduğunu açıkça ifade eden savcımız, bu yalanlarla bir yıl boyunca kişiliklerimize tecavüz edilmesine de izin vermiştir. Gerçi aynı Mehmet Berk, 'Sivas maçının sonucu böyle olmasaydı bu davayı açmayacaktım' demek suretiyle davadaki ciddiyetini ve bakış açısını ortaya koymuştu; ancak biz anlamamıştık.''

Yıldırım, Futbolda Şike ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun'da yapılan değişikliğin de ''Aziz Yıldırım'' yasası olarak lanse edilmesine karşın bu yasadan tek bir Fenerbahçeli'nin yararlanamadığını ileri sürdü.

- ''İddialar komikti'' -

İddianame açıklanınca rahatladıklarını ifade eden Yıldırım, ''Çünkü iddialar yetersizdi. Hukuka açıkça aykırı şekilde toplanan deliller bizleri suçlamaya yetmezdi. İddialar gerekçesizdi, komikti. Tıpkı savcının huzurda verdiği iddianamenin diğer sureti olan mütalaa gibi. Ama iddianamede bir şey değişmiş, değiştirilmişti. Bizler bu sefer de 'haksız ve ekonomik çıkar amaçlı suç örgütü' olmuştuk. Kısacası silahlı suç örgütünden soruşturulup, şikeden tutuklanıp, haksız ve ekonomik çıkar amaçlı suç örgütünden yargılanacaktık. Bu kadar telaşa, böylesine önemli makamları sırf bizleri buralarda yargılamak için bu durumlara düşürmeye ne gerek vardı. İstenilse bizler burada, özel yetkili ağır ceza mahkemelerinde yargılanmak için dilekçe dahi verebilirdik. En azından devletin ciddiyetine gölge düşürülmemiş olurdu diye düşündük'' şeklinde konuştu.

Yargılama başlayınca hak ettikleri saygıyı gördüklerini ve bu konuda müteşekkir olduklarını dile getiren Yıldırım, ''Yargılama tarafınızdan hızlı bir şekilde yapılıyordu. Yine tutukluyduk ancak daha da özgürdük. Tam bir şeylerin değişmeye, bazı oyunların bozulmaya başladığını düşünmeye başladık, bu sefer de 'hızlı bir şekilde ceza vermek için yargılama yapıldığı' dedikoduları çıktı karşımıza. Şu anda bu dedikodular ve sizlerle baş başayım'' dedi.

- ''Örgüt kurmadığımı çok iyi biliyorsunuz'' -

Hakimlere hitaben, ''Sizler benim örgüt kurmadığımı, bu insanların örgüt üyesi olmadıklarını çok iyi biliyorsunuz'' diyen Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Kenan Yaralı'ya şike parası yollamadığımı, İbrahim Akın'a hiçbir Fenerbahçeli yöneticiden para gitmediğini, bu paralar tespit dahi edilmeden suçlandığımızı, kulübüyle sözleşmesi devam eden bir oyuncuya 'transfer şikesi' teklif edilemeyeceğini, Sivas'taki çantanın içinde şike parası değil, biletler olduğunu, Ümit Karan'a, Bülent Uygun'a, Sezer Öztürk'e, Emenike'ye şike veya teşvik teklifinde bulunmadığımızı konuşmalardan açıkça anlıyor, biliyorsunuz. Üç tarlanın şike söylemi olduğuna kendisi bile inanmayan savcı gibi sizler de eminsiniz. Bu tür söylemlerle bizlere ceza verilmemesi gerektiğini... Biz de herkes kadar temiziz derken, diğer takım ve yöneticilerin tapelerini çok iyi biliyorsunuz ve bin 300 tapeden tarafıma ait 103 tapeden bir tanesinin bile bu nitelikte olmadığını biliyorsunuz. Türkiye Cumhuriyeti ve Fenerbahçe'den başka aşkımız ve zayıf noktamız olmadığını, Fenerbahçe'ye ve bizlere yaşatılanları hak etmediğimizi biliyorsunuz. Bu ülkeyi, bu vatanı bölmeye çalışanlara övgü ve ayrımcılık yarışında olanların, konu biz olunca nasıl acımasız olduklarını görüyorsunuz.''

Hakimlerin bildiklerini okumaktan vazgeçmemelerini isteyen Yıldırım, ''Çünkü Aziz Yıldırım'ın bundan önce olduğu gibi bundan sonra da bildiği ve inandığı yolda yürüyeceğini tüm kamuoyuna ilan ederim. Vereceğiniz karar sadece Aziz Yıldırım'ın bağımsızlık kararı olmayacaktır. Bu karar, aynı zamanda Türk yargısının bağımsızlığına dair olacaktır. Bilinmelidir ki, adaletsizliği engelleyecek gücümüzün olmadığı zamanlar olabilir ancak mücadele etmediğimiz hiçbir zaman olmamıştır ve olmayacaktır'' şeklinde konuştu.

-UEFA'nın verdiği karar-

Aziz Yıldırım, savunmasında, UEFA'nın, Fenerbahçe'nin Avrupa Şampiyonlar Ligi'ne katılabileceğine dair kararına da yer verdi.

Yargılamanın özel yetkili mahkeme yerine spor mahkemesinde görülmemesine anlam veremediklerini kaydeden Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Spor hukukuna ait bir ihtilafın neden spor hukuku düzenlemeleri tahtında çözümlenmediğini defalarca sorduk, söyledik. Bu sırada bunu birileri daha söyledi. UEFA... Evet, Fenerbahçe üzerinden oynanan oyunların bittiği bu günlerde UEFA, ders niteliğinde bir karar verdi bizlere, hepimize. Aslında bu kararda önemli olan kararın kendisi ya da sonuçları değildi. Karar, sadece spor hukuku yargı organlarının yaptığı yargılamayı esas alıyor, özel yetkili organize ve özel yetkili savcılığın hiçbir işlemi ve tasarrufunun adı dahi anılmıyordu kararda. Bizlerin haklıyken peşinen haksızlığı seçeceğimiz yegane durum; Türkiye Cumhuriyeti menfaatleridir. Bu kararınız Fenerbahçe'den öte Türk futbolunun geleceği ile, itibarı ile ilgilidir. UEFA kararı göstermiştir ki, yapmış olduğunuz bu yargılama, spor hukuku hükümleri itibarı ile tanınmamakta; hatta UEFA'da aleyhe durum ve delil olarak dahi değerlendirmeye tabi tutulmamaktadır.

Uluslararası kurum ve kuralların Türk ve dünya futbolu üzerindeki hakimiyeti kamuoyunun malumudur. Bu nedenle sizlerin sırf soruşturmayı yapan polis ve savcıları incitmemek, kamuoyunun bazı kesimlerini tatmin etmek ya da belki de Aziz Yıldırım'ın tasfiyesini sağlamak için sadece vicdanen vereceğiniz karar, inanın Türk futbolunun sonu olacak ve futbolda Türkiye'nin her platformda lekelenmiş, damgalanmış 3. dünya ülkesi muamelesi görmemiz sonucunu doğuracaktır. Unutulmamalı ve şu sıralar sıklıkça hissedilmektedir ki, Türkiye her geçen gün damarlarındaki asil kanın farkına biraz daha varmak zorundadır.''

Aziz Yıldırım, sözlerini, ''Sayın makamınız tahtında tüm Türk yargısına olan inancımı yineler, son sözümüzün 'Bu sevda bitmez' ve 'Her koşulda Fenerbahçe' olduğunu dosta, düşmana ilan ederim. Bununla birlikte mütalaada yer alan itham ve iddiaların asılsızlığı yapılan savunmalarımızla açıkça ortaya konulmuştur. Hiçbir maçta şike ve teşvik yoktur. Şike teşebbüsünde bulunulmamıştır; teşvik primi verilmemiştir. Tüm kamuoyunun malumu olduğu üzere, tüm hesaplarımız resen atanan bilirkişi ve Dernekler Masası tarafından incelenmiş ve hiçbir hukuka aykırı tasarrufa ya da usulsüzlüğe tesadüf edilmemiştir. Bu gerçeğin sayın mahkemece tespit edileceğine dair olan inancım tamdır. İş bu açıklamalar ve tespitler tahtında tahliye ve beraat yönünde karar vermenizi talep ederim'' diyerek tamamladı.

Yıldırım, hakimin sorusu üzerine, ceza verilmesi durumunda hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükmünden yararlanmak istemediğini de tekrar etti.

AA

SON VİDEO HABER

Kassam, İsrail askerlerini araçlarıyla birlikte imha etti

Haber Ara