Suudi rejiminden dinadamlarına Suriye baskısı
Suudi rejiminden ülkedeki din adamlarının Suriyeli muhaliflere ve mültecilere yaptığı yardım kampanyalarına engellemeler geldi. Rejimin, bu kampanyalarla El Kaide'ye yardım edileceği, ülkede son yıllarda etkinliğinin sınırlanan din adamlarının popülaritesinin tekrar yükselişe geçeceği ve Suudi toplumunun 'radikalleşeceği' endişeleri taşıdığı tahmin ediliyor.
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-06-23 15:26:50
Geçtiğimiz günlerde Suudi kralı Abdullah ülke çapında tanınmış bazı İslamcı önderlerin Suriyeli mülteciler için düzenlediği yardım kampanyalarına yasak getirdi.
Bu isimler de karara, sosyal medya üzerinden takipçilerine faaliyetlerine yasaklama getirildiğini, yardımlarına engel olunduğunu bildirerek cevab verdiler.
Kararın ülkede rejimle ulema sınıfının ilişkilerinin kritik bir dönemden geçtiği sırada alınması dikkat çekti. Ülkeyi Batılılaştırmak ve Liberalleştirmek istediği bilinen Kral Abdullah'ın ulema sınıfının siyasi etkisini ortadan kaldırmanın ötesinde toplumsal etkinliğini de minimuma indirmeyi hedeflediği biliniyor.
Yakın zamanda ulemadan, rejimle iyi ilişkilere sahip olmasına rağmen yerel bir radyo istasyonunun yayını üzerinden Kral Abdullah'ın ülkeyi Liberalleştirme ve Batılılaştırma politikalarını eleştiren Abdulmuhsin Ubeykan görevinden alınmıştı. Benzer uygulamalar geçtiğimiz yıllarda da sık sık yaşanmıştı.
Suriye krizinde Esed rejimi aleyhinde ve rejim karşıtlarını destekler mahiyette açıklamalar yapan Suudi alimler ve davetçiler toplum nazarında saygınlık kazanmışlardı. Cuma hutbeleri, sosyal medya üzerinden yaptıkları paylaşımlar ile Suriye halkına destek ve cihad çağrıları yapan alim ve davetçilerin Suudi rejiminin Suriye politikası ile de örtüştüğü düşünülmekte idi. Fakat gelinen noktadan rejimin endişe duyduğu anlaşılıyor.
Ülkede ulema sınıfından bazı isimlerin bağımsız komiteler kurarak "Suriye Cihadı" ve mülteciler için para yardımı toplamaya başlamasını ve halkın bu kampanyalara yoğun ilgisini rejimin bu faaliyetleri yasaklaması izledi. Krallığı korkutan başka bir unsur da kampanyaya Afganistan, Irak ve diğer bölgelerde Amerikan karşıtı direniş faaliyetlerine destekleri, Batılılaşma karşıtı fikirleri ve Suudi rejimine eleştirileri ile bilinen alim ve davetçiler Nasır el-Amr, Salah el-Mahmud ve Abdulaziz bin Merzuk et-Turayfi'nin bu kampanyaların başını çekmesiydi
Kararın ardından sosyal paylaşım siteleri üzerinden açıklama yapan bu isimler üzerlerindeki baskı ve engellemeler nedeniyle yardımları kabul edemediklerini bildirdiler. Ülkenin tanınmış vaizi Muhammed Arifi de Suriye'ye yardım toplamaması için taahhüt imzalamaya zorlandığını bildirdi. Yardım komitesinden bir diğer isim olan Hasan Hamid de aynı konuda Suudi polisinin evine gelerek kendisini uyardığını bildirdi.
Suudi rejiminin esas korkusunun ise geçmişte yaşanan Afganistan, Kafkasya, Bosna ve Irak tecrübelerinin tekrarlanması olduğu tahmin ediliyor. Sovyetler Birliği'ne karşı verilen Afganistan Savaşı'ndan itibaren dini gerekçelerle pek çok Suudi genci farklı coğrafyalarda gönüllü olarak savaşmış, askeri ve siyasi bilgiler, tecrübeler edinerek ülkelerine döndüklerinde ise Krallığın Batı yanlısı politikalarına gösterdikleri tepkiler nedeniyle rejimce tehlike olarak görülmüşlerdi.
90'lı yıllardan itibaren toplumu radikalleştirdiği düşünülen bu isimlere karşı yürütülen operasyonlar 2001'den itibaren El Kaide'ye karşı Krallığın ABD ile birlikte ortak savaş vereceğini ilan etmesi ile yoğunluğunu artırmış, geçtiğimiz günlerde ölen içişleri bakanı ve Suudi veliahtı Prens Nayif bin Abdulaziz (1933-2012) öncülüğünde ülkedeki El Kaide hücrelerine karşı mücadele edilmişti.
Rejim nazarında "radikalleşme" ve El Kaide'nin ortaya çıkmasının baş sorumlusu olarak "radikal", Batı karşıtı düşünceleri yayan alimler, davetçiler ve Bosna Savaşı'nda olduğu gibi Suudi rejiminin tutumu ile örtüşüyor görünse de Müslüman halkların yanında savaşlara katılan Suudi gönüllüler olarak görülüyor.
Ülke içinden Suriye halkına verilen destek, Afganistan ve Irak gibi örneklerden farklılık arz edip şu an için Suudi rejimi için bir tehlike oluşturmuyor gözükse de Batılılaşma ve Liberalleşme hedeflerine sahip, ulema sınıfının etkinliğini ortadan kaldırma ve ABD ile ittifakını sürdürmek isteyen Suudi rejimi tarafından, ülkede artan alim ve davetçi etkinliğinin, özellikle de cihad söyleminin geçmiş örneklere de bakılarak tehlikeli görüldüğü anlaşılıyor.
(Press Medya)
SON VİDEO HABER
Haber Ara