Dolar

34,9483

Euro

36,7407

Altın

2.989,09

Bist

10.032,03

Medyanın kandil hamaseti

Genelkurmay Başkanı Necdet Özel'in beyanlarından kalkılarak hemen hemen bütün basında 'Genelkurmay Başkanı Özel: 'Kandil'e Girmek Üç Şarta Bağlı'' başlığı atılmış vaziyette.

14 Yıl Önce Güncellendi

2012-06-21 14:55:55

Medyanın kandil hamaseti
Genelkurmay Başkanı Necdet Özel'in beyanlarından kalkılarak hemen hemen bütün basında "Genelkurmay Başkanı Özel: 'Kandil'e Girmek Üç Şarta Bağlı'" başlığı atılmış vaziyette.

Sınır ötesi operasyonlar tarihinin bugüne değin Kürt sorunun ve bu sorunun bir boyutu olan PKK meselesine ne oranda katkı sağladığı bir yana son Dağlıca olayının sıcaklığı içerisinde bir kısım medya organının sadece basiret körelmesi değil aynı zamanda gelişmeleri de eksik görme körlüğüne saplandığı görülmektedir.

Bunun son örneği yukarıdaki manşete konu olan konuşmadır.

Buna göre Genelkurmay Başkanı Necdet Özel olaydan bir gün önce BBP heyetiyle Karargâhta bir görüşme yapmış ve Muhsin Yazıcıoğlu olayını değerlendirmiş. Öte yandan konu güvenliğe gelince de Özel, bugün manşetlere taşınan sözü söylemiş.

Sormak gerek: Peki, Özel'in sözleri sadece bununla mı sınırlı?

Hiç de değil!

Öyle olmadığı haberin içindeki detaylarda açıkça ortaya çıkıyor.

Ve gözden kaçırılan ya da yorumsuz geçilen bu ince detaylar aslında medyanın büyük bir hamaset eşliğinde öne çıkardığı "Kandil'e girme" vurgusundan çok daha önemli nitelikte.

ÖZEL'İN AÇIKLAMALARINDA MEDYANIN YORUMSUZ GEÇTİĞİ DETAYLAR

1. Uludere Katliamına Maruz Kalan Kafilede "Silahlı teröristler vardı." İddiası

Özel'in açıklamalarında üzerine eğilmeyi gerektiren detaylardan biri Uludere katliamıyla ilgili yapılan vurgudur.

Sayın Genelkurmay Başkanı söz konusu beyanında Uludere'deki katliamla ilgili olarak; kafilenin içinde "silahlı teröristler" olduğunu, askerin olay yerine ulaştığı sırada silahların yok edildiğini iddia ediyor ve ekliyor: "Yakında bütün gerçekler ortaya çıkacak."

"Gerçekler" ortaya çıksın çıkmasına da ortaya çıkacak olan hangi "gerçek" katliam gerçeğini örtebilir? İşte ne Necdet Özel bunun hesabını vermeye yanaşıyor ne de medyamız söz konusu beyanı karşısında böyle bir soru sormayı aklından geçiriyor.

Özel'in Uludere katliamı karşısında bu kadar rahat ve hatta pişkince davranmasının elbette ki Erdoğan'ın TSK'dan yana tutumunun payı büyük. Ne Erdoğan ve ne de Genelkurmayı ulu orta yaşanan bu devasa katliamın hesabını vermemekte, olayın çevresinden dolanarak çarpıtmaya çalışmaktadır. Sanki kendilerince ortaya çıkaracakları "gerçekler" katliam gerçeğine meşru bir kılıf olmaya yetecekmiş gibi...

2. "Terörle Mücadele Eden Asker"e Koruma Kalkanı Talebi

Özel'in beyanlarında atlanan bir diğer husus da "MİT kıskançlığı" olarak yorumlanabilecek örtük "koruma kalkanı" talebiydi.

Genelkurmay Başkanı, özel yetkili savcıların ifadeye çağırmasının ardından MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın sorgulanmasını Başbakan iznine bağlayan yasaya atıf yaparak "terörle mücadele eden askerler" için de "koruma kalkanı" mesajı veriyor. Söz konusu görüşmede hazır bulunanların aktarımına göre Özel, "Terörle mücadele eden askerin elini güçlendirecek hukuki düzenlemeler gerekiyor." diyor.

"Terörle mücadele eden asker"in elini güçlendirmeye hukuki bir düzenlemeye gerek mi var? Bugüne kadar ülkede toplum ve siyaset üzerinde asker zaten "terörle mücadele" adı altında saltanat kurmadı mı? Bu uğurda ortaya bunca pislik koyarken elini güçlendirecek hiçbir hukuki düzenlemeye gerek de duymadı üstelik. Çünkü zaten İç Hizmet Kanunu kendisi için bağlayıcı tek anayasaydı ki, kendisini layüsel algılıyordu.

Gelinen noktada ise ülke siyaseti son on yıldır bu vesayeti kırmaya çalışmakta.

Şimdi böyle bir vasatta Özel'in "terörle mücadele eden askerin elini güçlendirecek hukuki düzenleme" talebi içerideki ve dışarıdaki darbesever ve darbesizyaşayamazlara koruma kalkanı oluşturmaz mı?

Eminiz ki yüksek sesle dillendirildiğinde Özel'in bu talebine ilk olumluluk atfedecekler yine içerideki ve dışarıdaki vesayetçiler olacaklardır.

3. TSK'nın MSB Denetimine Sokulmaması Çağrısı

Aynı görüşmede medyanın yorumsuz geçtiği bir diğer detay da Özel Paşanın TSK'nın MSB'ye bağlanma olasılığına dönük değerlendirmesiydi.

Necdet Paşanın TSK'yı MSB'ye teslim etmeme çağrısını dikkate almalı…

TSK, MSB'ye bağlanmasın;

Bağlanmasın ki bağımsız; toplum ve siyaset üstü, denetime kapalı ve layüsel konumu zedelenmesin!

Haşim Ay / Islah Haber
SON VİDEO HABER

Suriyeliler gitti, atölyeler boş kaldı!

Haber Ara