Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

İnsansız hava araçları ve savaş

Economist'te yer alan makalede ABD'nin Küresel Cihad Hareketi'ne karşı verdiği savaşta gittikçe daha fazla kullanmaya başladığı insansız hava araçlarının (drone aircrafts) rolü, bu teknolojinin güçlü ve zayıf yanları, geleceği, bu yolla yapılan saldırılara getirilen eleştiriler ele alındı.

14 Yıl Önce Güncellendi

2012-06-19 11:05:29

İnsansız hava araçları ve savaş
Hava Gücünün Geleceği, Niçin insansız Hava Aracı Sistemlerine Bağlı?

Savaş hukukuna göre, muharipler kendilerini tehlikeye atmaya istekli olmalılar; ancak bir casus uçağın pilotu, Nevada'da çalışıp, akşam yemeğine ailesinin yanına giderken, aslında birkaç saat önce Pakistan'da onlarca insanı uzaktan öldürmüş olabiliyor. Bu gerçek ise, kimilerine göre oldukça tüyler ürpertici.

30 Eylül günü, Enver el-Evlaki ve El Kaide'den birçok meslektaşı, pikap kamyonetlerini Yemen'in içlerinde ücra ve tozlu bir yolda durdurdular. Birkaç saniyeleri daha olsa neler olup bittiğini anlayabilirlerdi. Ancak El Kaide'nin en etkin propagandacısını öldüren füze saldırısının şaşırtıcı herhangi bir yanı yoktu. Bu yaşananlar, Amerika'nın silahlı Predatör ve Reapar uçaklarının, ülkenin düşmanlarıyla savaş yöntemlerini nasıl değiştirdiğinin ve bu kişilere faaliyetlerini devam ettirme olanağı sağlayıp gizlenecek hiçbir yer vermediğinin son örneğiydi.

Kısaltmalara ilgisiyle bilinen Amerikan yetkililer, El-Evlaki'yi öldüren makinayı "casus uçak" olarak adlandırmayı tercih etmiyorlar. Bunda haksız da sayılmazlar. Tabiatta casus arı dendiğinde, arı üretmeyen ve iğnesi olmayan, çelimsiz ve yararsız hayvanlar akla gelir. Dolayısıyla, uzaktan kumandalı Predatör MQ-1 veya Reaper MQ- 9 uçaklarını bu şe-kilde adlandırmak gerçeğe uygun düşmüyor. Sofistike sensörler taşıyan ve üzerinde Hellfire füzeler ve lazer güdümlü bombalar bulunan bu araçlar, Afganistan üzerinden gökyüzünde devriye geziyorlar; Pakistan, Yemen, Somali'nin kabile bölgelerinde teröristlere karşı nokta vuruşları gerçekleştiriyorlar ve NATO'ya Muammer Kaddafi'nin Libya'daki güçleriyle mücadelede yardım ediyorlar.






Babası Enver El-Evlaki'nin insansız hava aracı saldırısında hayatını kaybetmesinden
15 gün sonra 14.10.2011'de yine insansız hava saldırısıyla 17 yaşındaki kuzeni Ahmed'le
birlikte katledilen 16 yaşındaki Abdurrahman El-Evlaki

Bu araçları İnsansız Hava Aracı veya İnsansız Hava Sistemleri olarak adlandırmak bile yanıltıcı olabilir. Keza, kokpitte bir insan olmayabilir; ancak Predatör'ün daha büyük ve daha ölümcül bir versiyonu olan Reaper'ların her birinin uçması için 180'den fazla insana ihtiyaç var. Bu araçları her da¬im (yerden 7500 mil veya 12.000 km yukarıdaki bir üsten bile olsa) bir pilot kontrol eder ve bir başka görevli de, sensörlerini ve kameralarını çalıştırır. Son on yıldır İnsansız Hava Sistemleri, terörle mücadeleye yönelik öncelikli silah halini aldı. 2005 yılından bu yana, casus uçaklar tarafından gerçekleştirilen muharip hava devriye uçaklarında %1200'lük bir artış yaşandı. Casus uçaklardan fırlatılan füzelerle bir El-Kaide veya Taliban liderinin daha öldürülmediği bir ay geçmiyor. Amerikan casus uçakları, artık insanlı saldırı uçaklarından daha uzun süreler uçuyor ve insanlı hava taşıtlarıyla kıyaslandığında bu uçakları uçurabilmek için daha fazla pilota eğitim veriliyor. Hatta Savunma Bakanı Robert Gates, önümüzdeki dönemde savunma programlarında yapılacak kısıntılardan, casus uçakları muaf tutacağını açıkladı.

Obama yönetimi sırasında, Pakistan'ın kabile bölgelerinde bulunan teröristlere saldırıda bulunan casus uçakların sayısı, on kat kadar artmış bulunu yor; George Bush'un döneminde her kırk günde bir casus uçak gönderilirken, şimdilerde her dört günde bir gönderiliyor. Obama'nın terörle mücadeleden sorumlu yardımcısı John Brennan, şunu açık bir şekilde ortaya koydu: Amerika'nın önümüzdeki üç sene boyunca Afganistan'daki güçlerini geri çekmesiyle birlikte, El Kaide'nin "köşeye sıkışmasın da" kısmen sorumlu olarak gördüğü casus uçakların saldırısına gerek kalmayacak. Reaper'ın 24 saate kadar havada kalabilme yeteneği, kontrolörlerine "tam hareketli video" gönderirken beş mil yukarıdan insan hareketlerini saniyesi saniyesine gözlemleyebilmesi ve hedefi tam on ikiden vurabilmesi, Amerika'nın "uzun savaşı"nda bu uçakları asli bir silah haline getirdi.

Ancak, geleceğin insansız hava uçakları sistemlerine bağlı olduğu anlamına mı geliyor tüm bunlar? Askeri yaklaşımlar, artık cihat yanlısı militanlardansa daha güçlü potansiyel rakiplerin yarattığı tehlikeye yöneldiği için (yani hızla büyüyen Çin veya nükleer güç elde eden İran), insansız hava uçaklarına yönelik heyecan baki kalacak mı? Yoksa, (2016'da hizmete başlaması beklenen ve çok maliyetli olan F- 35 Ortak Saldırı Uçakları'nın savunucularının iddia ettiği gibi) kokpitteki pilotun ölüm kalım kararları vermesi, misyonların çoğu açısından en az riskli seçenek olmayı sürdürecek mi? Eğer bu sorulara verilecek yanıt, casus uçakların lehine olursa, dünya, savaş konusunda yepyeni bir devrimin başlangıcına adım atmış olacak. Bu devrim, en azından ilk başta Amerika'nın yönettiği bir devrim olacak; keza dünya üzerindeki casus uçakların büyük bölümü, ABD'nin elinde. Britanya ve İtalya gibi diğer ülkeler ise, silahlandırılmış casus uçakları hızla konuşlandırdılar. Özellikle İsrail’de önemli bir casus uçak endüstrisi bulunuyor: söz konusu uçaklar, bir dizi farklı işlev için kullanılıyor.


İnsansız hava aracı saldırısının ardından Pakistan'da bir yerleşim birimi

Casus uçaklar farklı şekil ve boyutlarda olabiliyor. Her ne kadar Predatörler ve Reaper'lar en çok göz önünde olan modeller olsa da, bu uçaklar sadece daha geniş ve çeşitli bir filonun parçaları. Ortak özellikleri ise, istihbarat, keşif ve denetim konularına yeni bir boyut kazandırmaları: düşmanın nerede olduğunu ve ne yaptığını bilebiliyorlar... Bazıları büyük uçaklar (örneğin RQ- 4A Global Hawk) olup, jet motoruyla çalışıyorlar; tüm havalara uygunluk gösteriyorlar; ileri bir sentetik radara sahipler ve bir gün içinde 53.000 mil kare alanı denetleyebiliyorlar; Amerika'dan Avustralya'ya yeniden yakıt ikmali yapmalarına gerek kalmaksızın uçabiliyorlar.

Kimileri ise, mikro ve hatta (yakın gelecekte beklendiği üzere) nano ölçekli cihazlar. Bir kuş veya böceğe benziyorlar; bir eve girebiliyorlar, pencere den geçebiliyorlar ve merkeze haber gönderebiliyorlar. Bu iki tür arasında bir dizi başka uçak da var; kimileri manüel çalışan uçaklar (büyük model uçaklara benziyorlar) olup, askerlere bir sonraki tepenin ardında neler olup bittiğini söylemek üzere tasarlanmışlar. Kimileri ise RQ- 7B Shadow gibi orta ölçekli katapult uçakları. Bu uçaklar ise, diğer casus uçaklarla kıyaslandığında çok daha geniş bir zemini kapsıyorlar ve çok daha fazla muharebe he defini vuruyorlar.

İki sene önce Amerikan Hava Kuvvetleri, insan sız hava taşıtlarının gelişimine dair görüşlerini "Ca¬sus Uçak Sistemleri Uçuş Planı 2009-2047" başlıklı raporunda ortaya koymuştu. Bu belgedeki en çarpıcı unsur ise, casus uçaklara dair bir ağ yapılanması öngörülmesiydi. Casus uçaklar, şekilleri değişken ancak ortak gövdelere sahip şekilde tasarlanacak; mümkün olduğunca daha esnek olmaları için modüler ve "açık mimari"ye dayanan bir yaklaşım benimsenecekti. Bugünkü Reaper'ların orta ölçekli ta kipçileri, çok daha fazla şey yapabilecek durumda olacaklar: düşman sızmalarına karşı hava sahasının korunmasından, düşman hava savunma noktalarına saldırıya dek... Yani, F-35'lerin gerçekleştirmesi öngörülen tüm görevleri yapabiliyor olacaklar. En büyük casus uçak, havadan konuşlanmış uyarı ve denetim uçağı (AWACs), havada yakıt ikmali tankerleri, stratejik kaldıraç ve uzun menzilli bombardıman uçakları işlevlerini görecek. Ancak, çelişkili olarak, casus uçakların Uçuş Planı'na göre, yeni casus uçaklarda yapay zekâ da olacak; böylelikle önemli bir operasyonel otonomi kazanacaklar.


Pakistan'da insansız hava aracı saldırılarını protesto mitinglerinden biri. Pankarttaki yazı: "Hangisi terörist?
Taliban mı CIA mi? İnsansız hava aracı saldırısı kurbanlarına sorun!"


Yapay zekânın yeterli bir işlev sergileyip sergile yemeyeceğine dair sorular halen mevcut. Ancak, eğer söz konusu Uçuş Planı doğruysa, teknik sorunların da üstesinden gelmek mümkün olacak. 30 yıl içinde, teknik olarak casus uçaklara insanlı uçakların her türlü yeteneğini kazandırmak ve bunun üstü ne yeni güçler de ekleyebilmek olanaklı hale gele cek. Ancak, bir şey olanaklı diye, mutlaka "arzu edildiği" anlamı çıkarılmamalı. İnsansız uçak sistemleri ilk ortaya çıktığında, "çirkin, ağır, tehlikeli, zorlu veya farklı" addedilen görevleri çok daha yararlı bir şekilde gerçekleştirecekleri sanılıyordu.

"Ağır" ve "zorlu" kategorileri içinde; zaman isteyen denetim misyonları ve insanlı uçakların mürettebatının sağlayamayacağı dayanıklılık kastediliyordu. CIA'in eski bir direktörünün 18 saat boyunca bir hedefe "gözünü kırpmaksızın odaklanmak" olarak tarif ettiği durumu sürdürerek, bir pilot (veya vardiyalı çalışan pilotlar), karadaki faaliyet düzenlerini gözlemleyip, füze fırlatmak için en uygun zamanı kollayabilir. Casus uçaklar için tipik "kirli" iş ise, kimyasal veya biyolojik bir saldırının ardından sahayı gözlemlemek veya sahadan örnekler almaktır. Tehlikeli misyonlara örnek olarak ise, düşmanın hava savunma sistemlerine saldırı ve bir pilotun esir alınmış olabileceği bir toprak üzerinde teftiş yapmak gösterilebilir. "Farklı" kategorisi için, küçük uçakların gerçekleştirebildiği ve insanlı hava araçlarının yeteneğinin ötesindeki taktik keşif misyonları örnek verilebilir.

Dayanıklılığının yanı sıra, casus uçakların insanlı uçaklar üzerinde potansiyel avantajları bulunuyor. Hedefler hakkında daha ayrıntılı bilgiler sağladıkları için, gerçekleştirdikleri saldırılar genellikle hedefi vuruyor ve daha az sivil zayiata neden oluyor. Dolayısıyla, casus uçakların sürekli olarak Afgan düğünlerini bombaladığı yönündeki iddia yanlış. Daha ucuz ve küçük olabilirler; çünkü mürettebatın güvenliğini sağlamaya yönelik sistemlere ve mekana gerek yok. Bu, özellikle durumsal farkındalığı geliştirmek üzere ordu tarafından kullanılan casus uçaklar için geçerli. Öte yandan, daha büyük ve maliyetli uçaklara doğru bir yöneliş olduğu da bir gerçek.



Yakıt için yer açmak ve her an yorulması mümkün bir mürettebattan feragat etmek suretiyle, casus uçakların konvansiyonel uçaklardan çok daha uzun süre havada kalması mümkün. İsyanla mücadele veya terörizmle mücadeleye yönelik misyonlar söz konusu olduğunda, casus uçakların gizli kullanımı, diğerlerinden daha kolaydır; çünkü bu uçakları desteklemek için gereken destek takımının büyük bölümü, çatışma alanından uzak bir noktada bulunur. İnsanlı uçaklarda olduğu gibi casus uçakların savaş bölgesi dolaylarında döndürülmesine gerek yoktur. İnsansız hava taşıtlarının kontrolörlerinin eğitimi, daha önce uçuş deneyimleri olmasa bile, hızlı jet pilotlarının eğitiminden on kat daha ucuzdur.

Çin ve diğer ülkeler çok daha hedefi vuran balistik ve krüvazör füzeler geliştirdikleri ve bu füzeler, 1000 mil öteden hareketli hedefleri vurabildiği için, Amerika ve müttefikleri, 1945'ten bu yana temel güç aracı olarak güvendikleri uçak taşıyıcılarından endişelenmeye başladılar. Bu endişeler, F-35'in taşıyıcı versiyonunun dıştaki yakıt tankları olmaksızın sadece 680 millik bir savaş yarıçapı olmasıyla daha da katmerlendi. ABD Donanması'nın buna yanıtı ise, İnsansız Uçaktan Güdümlü Hava Denetimi ve Saldırı uçağı olarak bilinen uçağı önermek şeklinde oldu. Donanma daha şimdiden bu konuda finansman talebinde bulundu. Söz konusu uçağın 2018 yılına kadar hizmete girmesi bekleniyor. Eğer büyük ve uzun menzilli casus uçaklar, deniz üzerindeki kalabalık bir taşıyıcı uçuş üssünden güven içinde faaliyet göstere biliyorlarsa, böylelikle uçak taşıyıcılarının geleceği ne yönelik korkular bir nebze dinecektir.

İnsansız hava taşıtlarının bir diğer potansiyel avantajı ise, gelecekteki tasarımların, tartışmalı bir hava sahasında daha kalıcı bir varlık sergileyebil meleridir. Mürettebat bulundurmasına gerek olma yan casus uçaklara, radar savar gizli şekiller verdirilebilir. Ayrıca, "hiper manevra yeteneği" de elde edebilirler. Uçaklardaki kompozit maddeler ve yenilikler, en son uçak tasarımlarının, yana doğru aşırı bir hızlanma yeteneği kazanmasını sağlıyor; bu duruma ise, normal bir pilotun katlanması zor.

Bununla birlikte, tüm argümanlar, casus uçaklar lehine değil elbette. İnsanlı uçaklara sürekli yatırım yapılmasını savunanlar; mevcut casus uçakların, iki yönlü bir uydu iletişimine bağlı olduğuna dikkat çekiyorlar. Eğer data bağlantısı kopmuşsa, uzaktaki pilot, uçağın doğrudan denetimini kaybediyor; bunun üzerine de daha önceden yüklü yazılım ve GPS yönlendirmelerine bel bağlamak zorunda kalıyor. Rutin misyonlar için tüm bunlar olabilir; ancak sürekli denetim gerektirenler için elektronik frekans bozulmasına veya bir iletişim uydusuna doğrudan saldırı karşı hassasiyet gerektiren misyonlar, bu uçakların Aşil topuğunu oluşturuyor. Veri bağlantıları da, düşmanın yardımı olmaksızın bozulabilir.




SOMALİ'DE DÜŞEN BİR İNSANSIZ HAVA ARACI

Bugün casus uçaklarının başına bela olan bir diğer sorun ise, uçağa uzaktan talimat gönderen bir pilot ile alınan yanıt arasındaki gecikme. Kokpitteki pilot ise, bir tehdide karşı o anda tepki verip, bu tehdidi başından savmak için eyleme geçebilir.

Irak, Afganistan, Yemen ve Somali'de faaliyet gösteren insansız uçaklar oldukça güvenlidir: düşman, onları vuracak kadar güçlü değildir zira. Ancak Predatörler ilk olarak Bosna'ya gönderildiğinde, Sırpların elinde Sovyet döneminden kalma ve oldukça fazla miktarda yüzeyden havaya füzeler olduğu için, yüksek oranda zayiat verilmişti. Bir diğer sorun ise, insansız hava taşıtlarının hava trafiği kontrolörleri tarafından Amerika ve Avrupa'daki sivil hava sahasını nasıl paylaşacaklarının henüz netlik kazanmaması.

Federal Havacılık Otoritesi, 2010 yılında bir takım denemelere başladı; ancak bir pilot geçici olarak casus uçağın denetimini kaybederse, paylaşımlı hava sahası içindeki bir yolcu uçağına çarpma tehlikesini göz ardı etmemek gerekiyor.

Bu zayıflıkların çoğu için bir takım önlemler alınabilir. Örneğin, sözü edilen gecikmeleri önlemek için, küçük ve solar veya lazer güçlü ultra dayanıklı casus uçaklar, gökyüzünde bir zincir oluşturabilir.

Press Medya

SON VİDEO HABER

Uçakta olay çıkarıp, 'Türkiye'yi satın alırım' diye tehdit etti

Haber Ara