Ve sonunda estetik bir idam belki...
3. Yargı paketinde yer alan değişikliklere Nuh Gönültaş ve Abdukadir Selvi'den çok sert eleştiriler geldi
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-06-05 14:00:11
Bugün gazetesi yazarı , Nuh Gönültaş Ak Parti'nin bu güne kadar yaptığı en önemli değişikliklerden birinin militarist vesayet ile hesaplaşma olduğunu ama bu yeni yasa değişikliği ile birlikte yapılan değişiklikte bu hesaplaşmayı hiçbir yasal güvence almadan hareket ettiğini belirterek Ak partinin 10 yıllık politikalarını ele alan zor sorular sordu. Öte Yandan Yeni Şafak gazetesi yazarı da paralel kaygılar üzerinden yapılan yeni yasa değişikliğine eleştiriler getirdi.
Bu derece akıl tutulmasına yol açan motivasyonunuz nedir?
3. yargı paketinde yer alan ve derin yapılanmaların ses kayıtlarının yayınlanmasını suç sayan taslağına , darbecileri aklama girişimi cuntacıların ekmeğine yağ sürme şeklinde eleştiriler getirilmişti ! Bugün Yenişafak yazarı Abdulkadir Selvi ve Nuh Gönültaş birer yazı kaleme alarak bu iddiaları sürdürmeye devam etti.
Gönültaş'ın yazısının sonuna eklediği İsmet Özel şiiri ;
sinematografik bir hayatı olabilir.
O kibar çevrelerden gizli batakhaneler
yolculuklar, lokantalar, kır gezmeleri
ve sonunda estetik bir
idam belki..."
Bugün gazetesi yazarı Nuh Gönültaş bugünkü köşe yazısında Yeni yargı paketinde ki değişiklikler üzerinden Ak parti'ye çok sert eleştiriler getirdi. Ak Parti celladına gülümserken... başlıklı yazısında ele aldı.
Yazısına AK Parti hükümeti işbaşına geldiğinden beri yaptığı en önemli icraat nedir? sorusuyla başlıyor ve
"Bu soruyu kime sorsanız şöyle der:
"Askeri vesayetin geriletilmesi, darbelerin, darbecilerin ve darbe teşebbüsleri ile cuntaların yargılanmasıdır.."
Ve ardından Gönültaş , bu sürecin özel yetkili savcılıklar ile özel yetkili mahkemeler ile yürütüldüğünü ifade ederek Başbakan'a ve Bekir Bozdağ'a şu soruları soruyor ;
Özel yetkili mahkemeler niçin kaldırılıyor ve internete düşen ses kayıtlarının basın yayın organlarında yayınlanması neden hapis gerektiren bir suç kapsamına alınıyor? Hükümetinizin yapacak daha önemli işleri yok mu?
Daha sonra şöyle devam ediyor ;
İktidar olduğunuz zaman dilimi içinde Türkiye'de askeri vesayete yol açan yasal zeminde hangi değişikliği yaptınız, neyi değiştirdiniz, neyi hallettiniz?
Bir örnek verin lütfen!
Sadece bir örnek!
Deyin ki, şu yasayı değiştirerek askeri vesayetin zeminini ortadan kaldırmak için adım attık.
Bunları yapmazken, hükümetin halk nezdinde en önemli icraatı olarak görülen ve özel yetkili mahkemeler-özel yetkili savcılar marifetiyle yapılan ve halkın yüzde 70 desteğine matuf işleri bir kalemde silmek ayağına sıkmak değil de nedir?
Bindiği dalı kesmek değil de nedir?
Bu derece akıl tutulmasına yol açan motivasyonunuz nedir?
Darbecilerin internete düşen son ses kayıtlarındaki itiraflar da mı size hiçbir şey ifade etmiyor?
"Hukuk devletine" uygun olanı yapmalıyız
Öte yandan Abdulkadir Selvi"Darbeciler salıveriliyor mu?" köşe yazısında 7 Şubat bir dönüm noktası olduğunu MİT Müsteşarı Hakan Fidan başta olmak üzere MİT yöneticilerinin ifadeye çağrılmasıyla başlayan sürecin özel yetkili mahkemelerin sorgulanmasını beraberinde getirdiğini ve , Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın korumasına rağmen MİT yöneticileri hakkında, "yakalama kararı" nın çıkarılması ise, bardağı taşıran son damla olduğunu belirtti.
Ardından Özel yetkili mahkemlerin kalkacağı haberinin o gün ciddi bir şekilde tartışıldığını ve bu kararın kızgınlık ile verilmiş bir karar olduğunu ifade ediyor.
Bekir Bozdağ'ın yaptığı açıklama üzerinden şöyle bir tespitte bulunuyor Selvi ;
Buna rağmen CMK 250. maddenin değiştirilmesi ve özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasını görüşünü savunlar da var. Örneğin hükümetin etkili bir üyesi olan Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, özel yetkili mahkemelerin kaldırılabileceği görüşünde:
"'Hem devlet güvenlik mahkemeleri, hem de özel yetkili mahkemeler normal bir hukuk devletinde olmaması gereken mahkemelerdir. Çünkü mahkemeler arasında bir hiyerarşi yoktur. İhtisas mahkemeleri olabilir, ama aynı alana bakan mahkemeleri birbirinden ayırdığınızda farklı sıkıntılar oluyor."
Bekir Bozdağ, hukuk dilini çok iyi bilen bir insan. Şu sözler de ona ait: "Özel yetkili mahkemeler bir ihtiyaçtan doğdu ve bu ihtiyaç varlığını muhafaza ettiği sürece bu mahkemelerin varlığının da devam etmesi gerekir."
Bu sözlerden de anlaşıldığı gibi ikisi arasında bir durum söz konusu.
Dikkatle takip etmemiz gereken bir süreç. Birileri yanlış yaptı diye, başbakanlar asmış darbelerle ve Ergenekon türü yapılarla mücadele yara almamalı.
"Deveye sormuşlar inişi mi seversin, çıkışımı diye. O da, 'Düzün suyu mu çıktı?' demiş"
İntikam ya da rövanş gibi duyguların esiri olup, ifrat ya da tefrite düşmeden, hukuku zedelemeyip, darbelerle ve çetelerle mücadeleye zarar vermeden, "Hukuk devletine" uygun olanı yapmalıyız.
Düzün suyu mu çıktı?
SON VİDEO HABER
Haber Ara