Başbakan Erdoğan: Derdimiz Suriye'nin iç işlerine karışmak değil
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye konusunda Türkiye'nin tavrının net olduğunu söyledi. Türkiye'nin derdinin Suriye'nin iç işlerine karışmak olmadığını vurgulayan Erdoğan, "Suriye'deki yangının bütün coğrafyayı içine alacağını bildiğimiz için uyar
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-06-05 10:21:35
Dünya Ekonomik Forumu'nun Avrupa, Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Merkezi Asya konulu İstanbul Zirvesi başladı. Zirveye katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasında forumun düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür etti. Son derece zor bir coğrafyada, tüm zorluklara ve sorunlara rağmen, istikrar ve demokrasiyle büyüyen Türkiye'nin çevresinde yaşanan tüm olaylara karşın bir güven adası olduğu ifade eden Başbakan Erdoğan, "Kafkasya, Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Balkanlar'da içine kapanan ülkelerin başarılı olamayacağı, bölgesel işbirliğinden kaçınan bir ülkenin, sadece refah değil, huzur, istikrar ve güvenlikten de yoksun kalacağı aşikardır. Esasen, Türkiye bunun son derece somut, bariz, herkes tarafından rahatlıkla görülen bir örneğidir." dedi.
Demokrasinin kesintiye uğradığı, reformların askıya alındığı, temel insan hak ve özgürlüklerinin yeterince gelişme sağlayamadığını hatırlatan Erdoğan, aynı şekilde içe kapalı bir dış politika anlayışına sahip olduğu dönemlerde de Türkiye'nin ekonomisini büyütemediğini belirtti. Erdoğan, "Hükümetimiz idaresinde son 10 yıl, aktif, barış odaklı bir dış politika ile demokratikleşme eksenli reformların, bir ülkeyi nereden nereye getirdiğini göstermesi açısından son derece manidardır." diye konuştu.
'VİCDANLAR KÜRESELLEŞMELİ'
Dünyanın küresel bir köye dönüştüğünü belirten Erdoğan, vicdanların da küreselleşmesi gerektiğini belirtti. Erdoğan, "Eğer insanlık için bütün bu olaylar yeterli gelmiyorsa bile, yaşanan son küresel ekonomik kriz görülmeli, krizin küresel nedenleri görülmeli ve en azından ekonomi adına artık küresel tedbirler alınmalıdır. İstanbul Toplantısını bu açıdan son derece önemsiyorum." ifadesini kullandı.
İstikrar ve güvenin, Türkiye için olduğu kadar, bölgedeki her ülke için de hayati derecede önemli unsurlar olduğunu belirten Erdoğan şöyle konuştu: "Türkiye, 10 yıllık iktidarımız döneminde, istikrar ve güveni zedeleyecek her adımdan büyük bir özenle, büyük bir hassasiyetle kaçınmıştır. Yaşadığımız tüm seçimlerde, popülizme asla fırsat tanımamış, mali disiplin ve para politikalarından asla taviz verilmemiştir. Türkiye'nin yaşadığı bu tecrübe, sadece bölge ülkeleri açısından değil, başta Avrupa olmak üzere krizin ağır seyrettiği tüm ülkeler için örnek teşkil edecek bir tecrübedir. Türkiye'de, popülist kaygılarla on yıllar boyunca ertelenen reformları biz kararlılıkla gerçekleştirdik. Bankacılık, finans, ticaret, kamu maliyesi alanlarında, özellikle de sosyal güvenlikte çok büyük reformlar yaptık. Alacağımız tedbirleri, yapacağımız reformları ilgili taraflarla yoğun şekilde istişare ettik. Ayrıca, milletimizden hiçbir şeyi saklamadık, gizlemedik ve tam bir şeffaflıkla ekonomiyi idare ettik."
'KOMŞULARIMIZIN İÇ İŞLERİNE KARIŞMA NİYETİMİZ YOK'
"Türkiye'nin, son 10 yılda elde ettiği başarı, içerde kaydettiği reformlar kadar, dış politikada aktif, çok boyutlu, ön alıcı, yapıcı, başarı eksenli gayretlerinin bir neticesidir." diyen Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye, içinde bulunduğumuz coğrafyada dayanışmanın, iletişim ve işbirliğinin nasıl sevindirici sonuçlar doğurduğunu yaşayarak öğrendi ve gösterdi. Türkiye olarak ne yanı başımızdaki ülkelerin ne de uzak ülkelerin hiçbirisinin iç işlerine karışmak gibi bir niyetimiz yoktur."
Türkiyenin anlaşılabilir bir görüşü savunduğunu anlatan Erdoğan, "Diyoruz ki bu bölgedeki her ülkenin istikrarı, refahı, barış ve huzuru, bölgenin refah, istikrar, barış ve huzuruna bağladır. Bu coğrafyada sınırlar öyle acı bir şekilde ayrılmıştır ki; kimi zaman akrabaların, hatta kardeşlerin yaşadığı köyler ikiye bölünmüş, köyün bir tarafı bir ülkede, diğer tarafı başka bir ülkede kalmıştır. Biz Türkiye olarak bunu hemen tüm sınırlarımızda yaşadık. Birçok ülke de bunu yaşadı. Bu durum araya bir sınır çizme, bir ayrılık olduğu kadar, bugünün dünyasında artık yeni ve büyük bir fırsat olarak da değerlendirilebilir. Bu geniş coğrafyada ortak noktalar, farklılıklardan çok daha fazladır. İşte, bu nedenle de bir ülkenin sorunu, diğer ülkeyi çok ama çok yakından ilgilendiriyor. Bir ülkedeki savaş, çatışma, göç, terör, yanı başındaki ülkeyi doğrudan etkiliyor. Bizim Türkiye olarak, bölgesel meselelerde inisiyatif almamız, bölgesel meselelerde kimi zaman sesimizi yükseltmemiz, asla ve asla birilerinin içişlerine karışmak değil." şeklinde konuştu.
Suriye konusunda da Türkiye'nin tavrının net olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, "Derdimiz, asla ve asla Suriye'nin iç işlerine karışmak değil. Tam tersine, Suriye'deki yangının bütün bu coğrafyayı içine alacağını bildiğimiz için uyarılarımızı yapıyor, böyle kapsamlı bir yangına karşı dünya kamuoyunun dikkatlerini buraya çekiyoruz. Suriye'deki olaylar nedeniyle, on binlerce kişi Lübnan'a, on binlerce kişi Ürdün'e göç etti. Türkiye'de şu anda yaklaşık 24 bin kişi mülteci olarak yaşıyor. Yani, mesele Suriye sınırları içinde kalmıyor, sınırları aşıyor, tüm bölgeyi etkisi altına alıyor." dedi.
SON VİDEO HABER
Haber Ara