Neonazi cinayetlerinde ilk ipucu Dortmund'da verilmiş

Almanya'da terör estiren aşırı sağcı Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) terör hücresi hakkında ortaya çıkan yeni bilgiler güvenlik birimlerinin göçmenlere yönelik seri cinayetleri ne kadar ciddiye aldıkları konusunda akıllarda soru işaretleri bırakıyor.

Ülkenin tanınmış dergilerinden Focus, sekizi Türk ve biri Yunan kökenli esnaflara yönelik cinayetlerde ilk 'Neonazi' ipucunun 2006 yılında polise verildiğini yazdı. Fakat güvenlik birimlerinin, Almanya'nın her tarafını kana bulayan Neonazi teröristler hakkında verilen ipucunu takip etmediği ileri sürüldü. NSU terör örgütü hakkındaki polis raporlarını haberine kaynak gösteren dergi, Dortmund'da 2006 yılında büfe sahibi Mehmet K.'nın öldürülmesinin hemen ardından bir görgü tanığının, olayın yakınlarında bisikletli iki şüpheli adam gördüğünü polise bildirdiğini duyurdu.

Bir otelde çalışan görgü tanığı, şüphelilerin esrarkeş yada Nazi olduğunu bildirmiş. Başka bir rapora göre bu adamların aşırı sağcı olabileceği kayda geçmiş. Görgü tanığı, şüphelileri 1,80 boylarında, ince uzun ve 25 ila 30 yaşlarında olarak tarif etmiş. Hırvat kökenli görgü tanığı, bu kişilerin Almana benzediğini de sözlerine eklemiş. Olayın yakınlarındaki bir bankanın gizli kamera görüntülerine görgü tanığının ifadesindeki şahıslara benzer kişilerin takılmasına rağmen polislerin ipuçlarını takip etmedikleri haber verildi.

Polisler, cinayetin bir yıl ardından hazırladıkları rapora, "Bir görgü tanığı şüphelileri 'esrarkeş' olarak tarif etti." şeklinde not düşerek, Neonazi gerçeğini göz ardı etmiş. Daha önce Thüringen Komisyonu'nun açıkladığı raporda da bu eyaletin güvenlik birimlerinin hatalarına dikkat çekilmişti. Türk kökenli esnaflara yönelik cinayetler konusunda yaşanan gelişmeleri değerlendiren Federal Meclisin Araştırma Komisyonu Başkanı Sebastian Edathy, terör örgütüne yardım ettiğinden şüphelenilen Neonazilerin serbest bırakılmasında kaçma ihtimali olmadığını savunarak sorun görmediğini dillendirdi. Cinayet serisinin aydınlatılmasında bir çok şeyin hayatta kalan Neonazi terörist Beathe Zschaepe'ye bağlı olduğunu kaydeden Edathy, izlerini kaybettiren teröristlerin ailelerinin takip edilmemesinin ve polisler tarafından Neonazi tehlikesinin ciddiye alınmamasının önemli hatalar olduğunu kaydetti.