Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Türkiye 1,8 trilyon dolarlık Körfez fonlarından binde 1 pay alıyor

Avrupa'da yaşanan finansal kriz, Körfez sermayesini yeniden gündeme getirdi. Körfez ülkelerindeki petrol ve doğalgaz kaynaklı fonların 1,8 trilyon dolarının dış yatırımlarda kullanıldığını ifade eden Fatih Üniversitesi Öğretim Üyesi Suat Karabulut, T

14 Yıl Önce Güncellendi

2012-06-02 10:41:10

Türkiye 1,8 trilyon dolarlık Körfez fonlarından binde 1 pay alıyor
Avrupa'da yaşanan finansal kriz, Körfez sermayesini yeniden gündeme getirdi. Körfez ülkelerindeki petrol ve doğalgaz kaynaklı fonların 1,8 trilyon dolarının dış yatırımlarda kullanıldığını ifade eden Fatih Üniversitesi Öğretim Üyesi Suat Karabulut, Türkiye'nin bu pastadan sadece binde 1'e yakın pay alabildiğini söyledi. Karabulut, bunda sukuk gibi İslami finansal araçların çok geç devreye girmesinin ve eğitimli eleman eksikliğinin rol oynadığına dikkat çekti.

Körfez fonları ve İslami Finans konularında uzman olan Suat Karabulut, krizdeki dünyanın ilgi odağındaki bu konularla ilgili Cihan Haber Ajansı'na değerlendirmelerde bulundu. Kuveyt, Bahreyn, Katar, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Umman'dan oluşan Körfez ülkelerinin dünya petrol rezervlerinin yüzde 37,2' sini, doğalgaz rezervlerinin ise yüzde 23'ünü ihtiva ettiğinin altını çizen Karabulut, "Körfez ülkelerindeki petrol ve doğalgaz kaynaklı fonlar, tüm dünyadaki 5 trilyon dolarlık ulusal yatırım ve servet fonlarının (SWF) yüzde 35'lik (1 trilyon 748 milyar dolar) kısmını oluşturmaktadır. Bu fonların büyüklüğünün 2012 sonunda 2,5 trilyon dolara ve 2015 sonunda ise 4,2 trilyon dolara ulaşması bekleniyor." dedi.

Karabulut, petrol fiyatlarının 50 doların üzerinde kalması durumunda petrol zengini Körfez ülkelerinin önümüzdeki 10 yıl boyunca 9 trilyon dolardan fazla gelir ve fon elde edeceğinin tahmin edildiğini kaydetti. Dünyadaki ekonomik kriz sürecinde likidite ve kaynak sorunu yaşayan ABD ve Batı ekonomilerinin imdadına petrol zengini Körfez ülkelerinin fonlarının yetiştiğini dile getiren İslami finans uzmanı, "Örneğin, HSBC'nin, Saudi BritishBank (SABB)'ta yüzde 40 hissesi bulunmaktadır. Aynı şekilde, ABN Amro'nun Saudi Hollandi Bank'ta yüzde 40 hissesi bulunmaktadır. 2008 yılında City Grubu'nun 7,5 milyar dolarlık imtiyazlı hissesini de Abu Dhabi Sovereign Fund satın almıştı." bilgilerini verdi. Karabulut devamla, "Batı ülkeleri sıkışık zamanlarında, bol miktarda ve ikna edilmesi kolay olan bu fonlar sayesinde mali sistemini, ABD Merkez Bankası Başkanı Ben Bernanke'nin ifadesiyle 'helikopterlerle yukarıdan para atarak' rahatlatırken, Körfez ülkeleri de atıl fonlarına yeterli düzeyde nema elde etmiş oluyorlar." ifadelerini kullandı.

KÖRFEZ FONLARININ TÜRKİYE'DEKİ YATIRIMLARI
Suat Karabulut, söz konusu tespitlerinin ardından Körfez fonlarının ABD mortgage krizinden sonra Avrupa'daki ekonomik durgunluktan ve Ortadoğu ülkelerindeki siyasi olumsuzluklardan etkilendiği için daha güvenli ve daha cazip Türkiye projelerine yönelme eğiliminde olduğunu vurguladı. Söz konusu petrol zengini bölgede oluşan fonlardan başta ABD ve AB ülkeleri, Londra, Malezya piyasaları ve uluslararası şirketlerin azami derecede yararlandığı halde, Türkiye'nin bu potansiyelden çok az miktarlarda yararlandığını aktardı.

Türkiye'ye yapılan Körfez-Ortadoğu merkezli doğrudan yabancı sermaye yatırımları son 7 yıldaki toplamının 17 milyar dolar olduğunu belirten Karabulut, "Kuveyt Türk, Albaraka,Türkiye Finans, Telekom'un ortağı Oger Grubu ve diğer bütün yatırımlarla birlikte son 20 yılda Türkiye'ye gelen Körfez sermayesini 30 milyar dolar olarak belirleyebiliyoruz. Bu miktar 2,5 trilyon doları bulan Körfez potansiyelinin sadece binde birini oluşturuyor. Halbuki Körfez fonlarının 1,8 trilyon doları dış yatırımlarda kullanılmaktadır." diye konuştu.

Suat Karabulut, Mart 2012 itibarıyla Türkiye'deki 29 bin 877 uluslararası sermayeli şirketin ülke gruplarına göre dağılımına bakıldığında AB ülkeleri ortaklı girişim sayısının 15 bin 515 adet ile birinci sırada yer aldığını vurguladı. Buna karşılık Körfez kaynaklı firmaların bilgilerinin, Türkiye'de faaliyet gösteren bütün yabancı sermayeli firmalarla karşılaştırıldığında, sermaye açısından toplam yabancı sermaye yatırımlarının içinde yüzde 16'lık pay aldığını kaydetti. Karabulut, "Ülkelerimiz arasındaki ticaret hacmi son 5 yılda 4 kat artmış olmakla birlikte, gerçek potansiyelimizin esasen bunun çok daha ötesindedir." dedi.

BÖLGEDEN DAHA FAZLA FON ÇEKMEK İÇİN NELER YAPILMALI?

Körfez fonları ve İslami Finans Uzmanı Karabulut, yıllık yüzde 15 büyüme gösteren İslami finans piyasasının 2012'de 1,6 trilyon dolara ulaştığını belirtti. Söz konusu fonları Türkiye ye yönlendirebilmek için de öncelikle Körfez ülkelerinde İslami disiplinlere uyumlu olarak geliştirilen ve uygulanan İslami finansman enstrümanları ve kurumlarının (İslami bankacılık, sigortacılık, sermaye piyasaları, finans merkezleri, sukuk yatırımcıları, SWF devlet fon şirketleri) çok iyi bilmek gerektiğini anlattı. Ayrıca Körfez finansmanını yönlendiren ve şekillendiren İslami Finans Ürünleri Denetim Kurumu, İslami Finansal Hizmetler Kurulu (IFSB), Uluslararası İslami Finans Piyasası (IIFM), Uluslararası İslami Derecelendirme Kurumu (IIRA) ile Körfez deki ulusal varlık fonları, SWF'lerle ortak çalışmalar yapılması gerektiğini dile getirdi.

Karabulut, şöyle devam etti:

"Türkiye'deki kamu-yerel ve özel projelerin Körfez finans kurumlarının ve Körfez yatırımcılarının çalışma prensiplerine, İslami finans kriterlerine uygun olarak hazırlanması gerekmektedir. Fonların yapısına, sektörlerine ve tercihlerine uyumlu olarak, Körfez yatırımcılarla, Türkiye de ve Türk yatırımcılarımızın faaliyet gösterdiği dış ülkelerde de 'Yatırım-Proje-Sermaye Ortaklıkları' Private Equity ortak projeler geliştirilebilir. 2010 yılından itibaren SPK nın onayladığı Kira Sertifikaları kapsamında Körfez deki 'Sukuk' formatında faizsiz tahviller hazırlayıp yatırım ve projeler fonlanabilir."

Son 2 yıldır Türkiye'nin gündeminde olan sukuk tahvilleri uygulamalarının daha çok yaygınlaştırılması gerektiğini belirten Suat Karabulut, "Özellikle Körfez ülkelerinde çok yaygın olarak kullanılan, İngiltere/Londra, Malezya ve Körfez borsalarında büyük oranlarda işlem gören 150 milyar dolarlık sukuk tahvilleri uygulamalarının Türkiye'de yaygınlaştırılması büyük öneme haiz olacaktır. Sukuk'a olan global talebin yüksekliği ve ticarete dayalı finansman sağlayan İslami finansman sisteminin kredibilitesinin daha yüksek olması nedeniyle, daha iyi kredi notlaması sağlayabilmelerinden dolayı Körfez ve Malezyalı yatırımcılar ve Londra borsaları sukuk yöntemlerine itibar etmektedir." değerlendirmesinde bulundu.

Karabulut, 1990'lı yıllardan beri sukuk ihracını gerçekleştiren Malezya'nın bu sayede 112 milyar dolarlık fon çektiğini belirterek, şunları söyledi:

"Gecikmiş olmakla beraber Türkiye deki kamu varlıkları ve projeleri sağlık-eğitim-ulaştırma-bayındırlık ve imar projelerinde 'Kamu Özel Ortaklığı' (Public Private Partnership – PPP) modeli ile yatırımcılarımızın, gayrimenkul üreticilerimizin Körfez'de uygulanan sukuk formatında yapılandırılıp prefinansman veya re-finansman sağlanabilir. Türkiye, yükselen marka değeriyle, ekonomik ve stratejik konumuyla, kamu-yerel ve özel sektörün geliştirdiği cazip projeleriyle Körfez finansal enstrümanlarına entegre olarak önümüzdeki 5 yılda Körfez fonlarından 50 milyar dolar finansman çekebilir."

"KÖRFEZ FONLARI KONUSUNDA EĞİTİM EKSİĞİMİZ VAR"

Körfez fonları konusunda Türkiye'deki bir diğer eksikliğin 'eğitim' olduğunun altını çizen Suat Karabulut, bu çerçevede düzenlenen kurs ve seminerlerin önemine dikkat çekti. Kendilerinin de bu alanda uzman CIFA'nın Türkiye temsilciliği olarak eğitim ve seminer düzenlediklerini aktaran Karabulut, bu konuda şu bilgileri verdi:

"Öncelikle iş dünyamızın ve yatırımcılarımızın bilgilenmesi amacıyla 25 -26 Ocak'ta İTO ve ASO ev sahipliğinde 'Körfez Fonları ve Sukuk Forumu' düzenlemiştik. Şimdi 18-21 Haziran tarihlerinde de uzman yetiştirmek amacıyla 4 günlük CİFA Sertifikalı 'İslami Finansman ve Sukuk Kariyer Programı' düzenlendi. Bu programa tüm finans kurumları ve bankaların, leasing-faktoring-menkul kıymetler ve yatırım şirketlerinin finans-hukuk-mali işler yönetici ve uzmanları katılabilir."

CİFA Türkiye temsilciliği olarak ayrıca iş dünyasının üst düzey yöneticilerine yönelik 'Körfez kaynaklarıyla yatırım ve projelerin nasıl fonlandırabileceği'ne yönelik 21 Hazıran'da seminer düzenlediklerini ifade eden Karabulut, "Bu programlara Kuveyt-Malezya-Katar'dan profosyoneller ve Kuveyt-Alshaya Grub'dan yöneticiler katılacak. Kariyer programı uzmanlarına belgeler verilecek. Program detaylarına www.cifa-tr.com'dan ulaşılabilir."

Kuveyt merkezli Certified Islamic Finance Analyst (CIFA), SHAPE Finans Corp'un büynesinde faaliyet gösteriyor. Kuveytli Ashaya Grubu'nun üyesi olan SHAPE; Londra, New York, Los Angeles ve Washington gibi ana piyasalarda GCC ve ASEAN ülkelerinde 30 yılı aşkın finansal hizmet veriyor.
SON VİDEO HABER

Uçakta olay çıkarıp, 'Türkiye'yi satın alırım' diye tehdit etti

Haber Ara