Prof. Çerezci: Baz istasyonlarının şehir dışına çıkarılması zor

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Elektrik-Elektronik Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Çerezci, Yargıtay'ın baz istasyonlarının şehir dışına çıkarılması yönündeki yerel mahkeme kararını değerlendirdi. Bu kararın halkı psikolojik olarak rahatlatacağını, ancak baz istasyonlarının etkisini azaltmayacağını kaydeden Çerezci, özellikle büyük şehirlerde baz istasyonlarının şehir dışına çıkarılmasının çok zor olduğunu vurguladı.

        Yerleşimden uzaklara baz istasyonlarının kurulması ancak sayıları 10 bini geçmeyen küçük nüfuslu kasaba ve köylerde mümkün olabileceğini ifade eden Çerezci, "Baz istasyonları radyo verici antenleri gibi tek yönde yayın yapmayıp hem elektromanyetik dalgaları hem alıp, hem de verdiği için insanların bulunduğu yerleşim alanlarına yakın noktalara kuruluyor. İnsanlara yakın bölgelere kurulmasının diğer bir sebebi de GSM firmalarının kısıtlı frekans kullanım sınırları dolayısıyla aynı anda her müşterisine teknik açıdan kesintisiz hizmet vermek mecburiyetinden kaynaklanmaktadır." dedi.

        Türkiye'de 50 binin üzerinde baz istasyonu olduğunu, bu istasyonların en az 35 bininin şehir içinde olduğu bilgisini veren Çerezci, öncelikle yapılması gerekenin baz istasyonlarını şehir dışına çıkarmaktan ziyade, istasyonların yaydığı elektromanyetik ışımanın bu gün ülkemizde uygulanan limitlerin çok daha altında tutulmasının daha gerçekçi bir yaklaşım olacağının altını çizdi. Çerezci, "Öncelikle bu yönde bir çaba harcanmalıdır. Şehir içinde baz istasyonu kurulması gerekiyorsa bulunduğu bölgede en yüksek bina üstüne veya çevresi boş alanlar seçilerek yüksek kulelere yerleştirilmelidir. Çocuk parklarına, kreşlerin ve okulların yakınlarına baz istasyonları konulmamalıdır. Ve istasyonların sürekli kontrol edilmesi sağlanmalıdır." diye konuştu.

        "BAZ İSTASYONU UZAKLAŞTIKÇA CEP TELEFONUNDAKİ RADYASYON ETKİSİ ARTIYOR"

        Baz istasyonları yerleşim bölgesine ne karar yakın olursa cep telefonlarının daha düşük sinyalde çalışabileceğini dile getiren Çerezci, "Bu da dolayısıyla kişi cep telefonuyla görüşürken daha az elektromanyetik etkileşime maruz kalır. Baz istasyonları yerleşim bölgesinden uzaklaştıkça cep telefonu daha fazla güç harcayarak sinyal almaya çalışır. Bu da cep telefonu kullanıcısının konuşma esnasında daha çok elektromanyetik radyasyona maruz kalması anlamına geliyor."

        Burada bir ikilemle karşı karşıya kalındığını söyleyen Çerezci, "Baz istasyonu antenleri karşısında evi bulunan ve belki cep telefonu bile kullanmayan fakat istem dışı elektromanyetik radyasyona 24 saat sürekli maruz kalan insanları mı koruyacağız? Yoksa cep telefonu kullandığı sürece bizzat kendi iradesi ile istemli elektromanyetik dalgalar maruz kalmayı kabul eden insanları mı koruyacağız? Yönetmelikler hazırlanırken bu hususlar göz önüne alınmalıdır. Elektromanyetik radyasyondan insanların istem dışı maruz kalmalarına karşı en iyi koruyucu önlem olarak; limitlerin bu günkü değerlerinden daha da aşağıya çekilmesi gerektiğini söylemektedir. Yapılan araştırmalara göre ülkemizde evlerdeki elektromanyetik radyasyon maruziyet ortalamasının Avrupa ülkelerindeki evlerdeki ortalamaya göre daha yüksek olduğunu ifade etmektedir." ifadelerini kullandı.