Öğretmenlerimiz sahipsiz değildir!

“Hükümetin, Türkiye’nin kamu çalışanları ile ilk toplu sözleşme tecrübesinde gerekli yapıcı tavrı göstermesi ve bu ilk sözleşmeyi yapıcı bir üslupla – üstelik genel olarak sendikalar buna hazırken- masa başında bitirmemesi memurlar arasında büyük bir hayal kırıklığı yaratmıştır. Memurlar açısından referandumla kazanılan toplu sözleşme hakkının, sonuçlara bakıldığında, gerçek anlamda kullanılamamış olması hiç kuşku yok ki geleceği dönük ümitleri de ortadan kaldırmıştır.”

“ÖĞRETMENİNE SAHİP ÇIKAMAYAN BİR ÜLKE GELECEĞİNE SAHİP ÇIKAMAZ!”

“Diğer yandan Başbakan’ın Kazakistan dönüşü bu süreçte öğretmenlerle ilgili sarf ettiği cümleler, Başbakandan anlayış bekleyen bu kesim için tam bir hayal kırıklığı yaratmıştır. ‘Haftada on beş saat çalışıyorlar sonrada yan gelip yatıyorlar, daha ne istiyorlar’ anlamına gelecek cümlelerin Başbakanın eğitime ve öğretmene karşı bakışındaki sıkıntıyı ortaya koyduğu aşikârdır. Öyle anlaşılmaktadır ki öğretmen dünyasında bu sözlerin yarattığı şok uzun zaman atlatılabilecek bir şok değildir.”

“BAŞBAKAN ERDOĞAN’IN ÖĞRETMENLERE KAPATTIĞI KAPI ASLINDA HEPİMİZE, TÜRKİYE’NİN GELECEĞİNE KAPATILMIŞTIR!”

“Türkiye Cumhuriyeti Başbakanının aslında 15 saatlik ücret hak ediyorlar, fazlasını alıyorlar, daha ne istiyorlar diyerek öğretmenlere kapattığı kapı, kabul etmek gerekir ki aslında Türkiye’nin geleceğine kapanmıştır. Bu anlayış, ne uluslar arası çalışma normlarına ne de mantığa uygundur. Bu mantıkla bakıldığında, askerlerde yalnızca savaştıkları sürece ücret almalıdırlar. Sair zamanlarda askerlere fazladan maaş ödenmektedir. Görüldüğü gibi bu anlayışın çıkışı yoktur. Başbakan burada öğretmenlere büyük bir haksızlık yapmıştır. Bu yaptığı haksızlığı kamuoyu önünde düzeltmelidir. Bu yüzden, Başbakanın talimatları ile Kamu Hakem Kurulu tarafından kapatılan bu kapıyı başbakan bizzat Bakanlar Kurulu’nda yeniden açmalı ve yeni yüzyılın kuşaklarını yetiştirecek baş tacı öğretmenlere, öğretmenlik mesleğinin onurunu taşımalarına katkı sağlayacak iyileştirmeler vakit geçirilmeden yapılmalıdır. Unutulmamalıdır ki yeni nesilleri mümkün olduğu kadar kafası dingin öğretmenlere emanet etmek öncelikle hükümetin sorumluluğudur.

Daima emeğin haklı mücadelesinin yanında yer almış bir siyasi parti olarak Has Parti, öğretmenlere ve kamu çalışanlarına yapılan haksızlığa bir kere daha karşı çıkarken, eli öpülesi öğretmenlerimizin haklı mücadelesinin sonuna kadar yanında olduğunu kamuoyu ile paylaşmaktadır.”