'Bir şeyin' yok denilerek taburcu edilen hasta, 21 gün sonra hayatını kaybetti

Antalya'da uçtuğu 'delta kanat'la 10 metre yükseklikten düşen 28 yaşındaki polis memuru Fatih Erdoğan, gittiği ilk hastaneden beyninde oluşan ödem nedeniyle tedavi oldu. Sağlığına kavuştuğu gerekçesiyle taburcu edilen genç polis, ağrıları devam edince gittiği 2 hastaneden de 'bir şeyin yok' denilerek evine gönderildi. Ancak 9 gün sonra ağrıları devam edince tekrar hastaneye kaldırılan Erdoğan, yoğun bakımdaki yaşam mücadelesini kaybetti. Genç polisin bağışlanan organları 5 kişiyi yeniden hayata bağlayacak.

Muratpaşa İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde görevli polis memuru Fatih Erdoğan, 10 Mayıs'ta, Türk Hava Kurumu'nun düzenlediği kurs kapsamında delta (yelken) kanat ile Karain bölgesinde uçuş gerçekleştirdi. Erdoğan, uçuş sırasında ters rüzgar nedeniyle 10 metreden düştü. Ambulansla Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'ne kaldırılan polis memurunun kalçasında kırık ve kaburgasında çatlak tespit edildi. Beyninde de ödem oluşan Erdoğan, beyin cerrahı bölümünde tedavi altına alındı. Ödemi dağılan Erdoğan, olaydan 4 gün sonra hastaneden 'Yapacağımız bir şey kalmadı, kırıkları zamanla geçecek' denilerek taburcu edildi. Altı yıllık polis memuru Erdoğan, eve gittikten sonra 2 gün boyunca ağrıları geçmeyince bu kez Atatürk Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Devlet Hastanesi'nden de 'ağrılarınızın olması normal' denilen Erdoğan, son olarak özel bir hastaneye götürüldü. Ortopedi, beyin ve üroloji bölümlerinde kontrolden geçirilen Erdoğan, oradan da '6 haftada ayağa kalkarsın' denilerek eve gönderildi.

        Olayın olduğu günden itibaren aradan geçen 9 günün ardından evde fenalaşan polis memuru Erdoğan, tekrar Akdeniz Üniversitesi Hastanesi acil servisine kaldırıldı. Burada yapılan tetkiklerde genç polisin diyaframında yırtık tespit edildi. Bir gün sonra ameliyata alınan Erdoğan'ın kalbi durdu. Müdahaleyle kalbi çalıştırılan polis memuru, yoğun bakımda tedavi gördüğü 13 günün ardından dün beyin ölümü gerçekleşti. Fatih Erdoğan'ın kalbi, böbrekleri, karaciğeri ve pankreası ailesi tarafından bağışlandı.

Kardeşinin, doktor hatasının kurbanı olduğunu belirten öğretmen ağabey Hilmi Erdoğan, kardeşi hastaneden taburcu edilirken ağrıları olduğu için buna karşı çıktıklarını söyledi. Kardeşinin taburcu edilmesinin ardından çok acı çektiğini, sürekli olarak sol tarafının sıkıştığını söylediğini belirten ağabey Erdoğan, eve geldikten 2 gün sonra kardeşinin ağrılarının devam etmesi üzerine bu kez Atatürk Devlet Hastanesi'ne gittiklerini belirtti. Erdoğan, "Orada annem kardeşimin durumunu anlattı. Kardeşim çok ağrı çektiğini söyledi. Ancak buna rağmen 'ağrıları kırıklardan dolayı normal' denilerek eve gönderildi." dedi. Hilmi Erdoğan, kardeşinin ağrıları geçmeyince annesi tarafından bu kez özel bir hastaneye götürüldüğünü, oradan da 'ağrıları normal' denilerek eve gönderildiğini söyledi.

Kardeşinin evde kaldığı 9 günlük süreçte ağrıları geçmemesi üzerine tekrar Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'ne götürdüklerini belirten ağabey Erdoğan, burada yapılan tedavide diyaframında yırtık tespit edildiğini söyledi. Bunun üzerine acil ameliyat kararı alındığını belirten Hilmi Erdoğan, "Gece 03.00 sıralarında ameliyat kararı alındı. Ameliyatı yapacak olan hastane başhekimi Doç. Dr. Abdullah Erdoğan çağrıldı. Ancak başhekim sabah 10.00 sıralarında hastaneye geldi. Kardeşim sabaha kadar acı çekti. Zaten Başhekim Erdoğan geldiğinde kardeşimin kalbinin durduğunu öğrendik." diye acısını dile getirmeye çalıştı.

Acılı anne Keziban Erdoğan da gözyaşları içerisinde oğlunun ihmal kurbanı olduğunu söyledi. Anne Erdoğan, ihmalleri olanların cezalandırılmasını istedi.

        "HASTANIN KARIN AĞRISININ TRAVMAYA BAĞLANMASI HATA"

        Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Abdullah Erdoğan, ailenin iddialarına cevap verdi. Hastanın karın ağrısına bakılmadan taburcu edilmesinin hata olduğunu belirten Başhekim Erdoğan, doktorların kendisine 'karın ağrısını tramvaya bağladık ve bu nedenle başka bölümlere ihtiyaç duymadık.' dediklerini söyledi. Erdoğan, bu konuyla ilgili olarak soruşturma başlattığını ifade etti. Ailenin iddiası olan hastanın kalbinin ameliyat öncesi durduğunun doğru olmadığını anlatan Erdoğan, hasta tekrar hastaneye gelince ameliyat kararı değil, yatış kararı verdiklerini iddia etti.

        Yapılan ameliyatın acil bir müdahale olmadığını söyleyen Erdoğan, "Ameliyata aldığımızda kalbi durmamıştı. Ameliyatta kalbi durdu ve masaj yaparak tekrar çalıştırdım." dedi. Ameliyata geç gelindiği iddiasının da doğru olmadığını savunan Erdoğan, ölüm nedeninin netleşmesi için otopsi yapılması gerektiğini belirtti. Genç polis memuru Fatih Erdoğan'ın kesin ölüm nedeni yapılacak otopsiyle netleşecek.

        ORGANLARI 5 KİŞİYİ HAYATA BAĞLAYACAK

        Ameliyatın ardından yoğun bakıma alınan genç polis memuru Erdoğan, burada 13 gün boyunca sürdürdüğü yaşam mücadelesini dün itibariyle kaybetti. Kurul tarafından beyin ölümü gerçekleştiği kararı alındığını belirten ağabey Erdoğan, kardeşinin ihmal kurbanı olduğunu savundu. Suçluların bulunması için her türlü girişimde bulunacağını belirten Erdoğan, "İnsanlar artık bu tür ihmaller yüzünden ölmesin." dedi. Kardeşinin organlarını bağışladıklarını belirten Erdoğan, başka birilerinin sağlığına kavuşması, yeniden hayata tutunmasının kendilerine mutluluk vereceğini söyledi.