Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

El Kaideli liderden Suudi halkına mesaj

Şeyh Ebu Süfyan Said Eş Şehri bir ses kaydı yayınlayarak Suudi Arabistan’daki durumu değerlendirdi. Eş Şehri 17 dakikalık konuşmasında özellikle kutsal toprakları, genel olarak da Arap Yarımadası’nı çevreleyen tehlikeleri ve bu tehlikelere karşı Suudi hükümetinin duyarsızlığını konu ediniyor. Ayrıca esirler konusuna da değinerek esirlerin kurtarılması için harekete geçilmesi çağrısında bulunuyor.

14 Yıl Önce Güncellendi

2012-05-31 15:31:57

El Kaideli liderden Suudi halkına mesaj
Timeturk / Defne Bayrak

El Kaide liderlerinden şu anda Yemen’de bulunan Eş Şehri ilk olarak kutsal topraklardaki halka seslenerek şöyle diyor: ‘Haremeyn ülkesindeki halkımıza: Allah’ın selamı ve rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.

Bugünkü gerçekliğimiz bizi özellikle kutsal topraklarda genel olarak da Arap Yarımadası’nda çevreleyen tehlikelerle doludur. Bu tehlikelerin en büyüğü de ekipmanını ve her yerden adamlarını toplamaya başlayan Şii tehlike ile Komünistlerden ve diğerlerinden oluşan müttefikleridir. İran’’ın Batı ve Yahudilerle arasında olanlar bize savaş davulunun çalındığını ve Arap Yarımadası’nın hedef alındığını göstermektedir. Yahudiler, İran, Amerika ve Batı tarafından yürütülen ya da İranlı bir Doğu komplosu olması yanı sıra hedef; İslam’ın kutsal topraklardaki kalesidir. İran kutsal topraklar dahilindeki takipçilerinin mevcut olduğu bölgelerde kollarını kıpırdatmaya başladı. Nitekim Katif Eyaleti’nde bugün bu kıpırdanmayı, gösterileri, polis ve diğerlerine karşı hafif silahlarla gerçekleştirilen eylemleri görmekteyiz.

Bu, durumun tırmanış halinde olduğunun ve savaşın yaklaştığının delilidir. İran bu şekilde Suud Ailesi hükümetine iç meşguliyet türetmek ve ne reaksiyonlar vereceğini görmek istiyor. Katif’teki doğu bölgesinden Hicaz ve güney bölgeye intikal de söz konusu olabilir.

Şii tehlikeye karşı hükümetin duyarsızlığı

Garip olan ise hükümetin de işbirlikçilerinin de Ehli Sünnet’in mücahitlerine karşı yaptıklarına benzer hiçbir şey yaptığını görmeyişimizdir. Hiçbir resmi basın kuruluşu Rafizilerin gerçeklerini ve yaptıklarını ortaya koymuyor. Katif’teki olaylardan, kutsal topraklardaki Sünnilerin karşı karşıya kaldığı Rafizi tehlikesinden kralın ne alimleri ne de şeyhleri bahsediyor.

Kralın dininde Ehli Sünnet’in mücahitleri müşrik Rafizilerden daha mı tehlikeli? Daha önce Şeyh Abdullah Bin Cibrin –Allah ona rahmet etsin- ve kutsal topraklardaki ilim ehlinden daha başkaları kutsal topraklardaki Rafizilerin kafir olduğuna dair fetva vermişti. Zira tevhit kendilerine varmış, davet ulaşmıştır. Bu nedenle Allah Resulü’nün (s.a.s) ‘kim dinini değiştirirse onu öldürün’ hadisi gereği öldürülmeleri gerekir. Hükümleri başlangıç olarak öldürülmeleri ve mallarının Müslümanlara ganimet olarak geçmesidir. Kutsal topraklarda çok büyük ticaretleri söz konusu! Bu ticaret Rafizi projeyi destekliyor. Ehli Sünnetten Müslümanların sırf Irak’taki, Afganistan’daki ve diğer yerlerdeki Ehli Sünnet cephelerine yardım suçundan paralarına el konulup hesapları dondurulacağına asıl onların mallarının ellerinden alınması ve Müslümanların menfaatine kullanılması gerekir.

Rafiziler konusunda uyarı


Ey Ehli Sünnet! İş büyük ve sandığınızdan daha tehlikeli! Rafiziler akidenizi tekfir, kanlarınızı, namuslarınızı ve mallarınızı mubah kılma terbiyesi, başkanlar, alimler ve diğerleri tarafından gelen her düzeyde Rafizi yönlendirmeler üzerine yetişiyor. Biz ise nesillerimizi kafirlerle birlikte yaşama, dinlerin yakınlaştırılması, ulusçuluk ve Suudilik teorisi üzerine yetiştiriyoruz. Doğrusu bu, İslam’a ve halkına zararın, kendisi yönünden gelmesi halidir. Bu ayrıca mümin kimsenin taşıdığı inancın eritilmesidir. Ümmetin başına gelen bu zilletten ise ancak Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’in getirdiği dinimize dönerek kurtulabiliriz. Sahih bir hadiste Allah Resulü (s.a.s.) şöyle buyurmaktadır: ‘Bir malı veresiye olarak satıp, sonra bu satışın bedelinden daha az bir fiyatla geri satın aldığınızda, ineklerin kuyruklarına yapışıp zirâate razı olarak cihâdı terkettiğinizde Allah Teâlâ size ancak dininize dönünce kaldıracağı bir zillet verir.’ Onur ve güvenliğe dönüşün tek yolu dine, dostluk-düşmanlık akidesine ve kılıca dönmektir.’
Eş Şehri, Suudi yönetimine yüklendiği konuşmasını şöyle sürdürdü: ‘Bu hükümetin kalması Müslümanlara en büyük kötülüklerdendir. İslam ve ehlini değil tahtı ve ehlini savunacaktır. Küfür ve riddet arasında ortak çıkarlar çoktur ve belgelenmiştir. Suudi hükümetinin İran’ın hareketliliğine verdiği tepki buna kanıttır. Bu utanç verici bir durumdur. Bu tepkileri kaderlerini, Irak’tan çekilen, Körfez’de denize çekilerek karadaki varlığını hafifleten, bölgedeki ülkeleri İran, Irak’taki Rafizi müttefikleri ve diğerleriyle kendi kaderine bırakmak için Kuveyt’teki üslerini güçlendiren kafir Amerika’ya bağlamaları sebebiyledir. Sonra 30 milyar dolar değerinde uçaklar satın aldılar. Sonra İngiltere ile yetmiş milyar dolarlık ve daha başka açıklanan açıklanmayan anlaşmalar yaptılar. Müslümanların paralarının Suud Ailesi’nin aptallarının elinde oyuncak haline gelip heder olması gerçekten bir musibettir. Bu paralarla silah fabrikası açsalardı üretimi, İran’ı zaman zaman askeri gücünü sergiler kılan askeri fabrikalarından daha çok olurdu.

Ey kutsal topraklardaki halkımız! Bu hükümetin toplumumuz üzerinde oynaması sonucu ma’ruf münker, münker de ma’ruf haline gelmiştir. Öyle ki (hükmü) apaçık konularda bile Müslümanlar kandırılmıştır. Toplum bu hükümet yüzünden iki konuda sıkıntı çekmektedir. Yaşantısında ve yiyeceği lokma hususunda rahat yüzü görmediği gibi güvenliği de gerek içten gerek kendisini dışarıdan tehdit eden tehlikeden kurtulamamıştır. Hükümete bağlı güvenlik güçleri içeride Müslümanlara karşı savaşıp kendilerini bastırmaya hazırdır. Dış savaşlar ise Amerika’ya bırakılmıştır. O istediği gibi ateşini yakar istediği gibi durdurur. İslam’ın ve halkının kutsal topraklardaki koruyucuları olarak (olması gereken) onlar da (Suud hükümeti) kendisine tabidir. Vallahi onlar İslam ve Müslümanların düşmanlarıdır. Nasıl olduğunu; bize karşı düşmanlıklarını ve savaştıklarını da Allahu Teala şu şekilde bildirmektedir: ‘Onlar güç yetirebilseler, sizi inancınızdan döndürene kadar sizinle savaşırlar.’ Allahu Teala bize, bizden ne zaman razı olacaklarını da bildirmektedir. Allahu Teala şöyle buyurmaktadır: ‘Sen onların milletlerine tabi olmadıkça Yahudiler de Hıristiyanlar da senden asla hoşnut olmazlar. De ki: "Şüphesiz doğru yol, Allah'ın (gösterdiği) yoludur." Eğer sana gelen bunca ilimden sonra onların heva (arzu ve tutku)larına uyacak olursan, senin için Allah'tan ne bir dost vardır, ne de bir yardımcı.’

Şeyh Eş Şehri, Amerika’nın da asla dost edinilemeyeceğini gerekçeleriyle dile getirerek şöyle dedi: ‘Bu, Allah’ın açık; hiçbir bulanıklığı bulunmayan dinidir. Ancak kralların, kralların şeyhlerinin kendi dinlerini insanlara benimsettiler. Müslümanlarda Yahudilerle, Hıristiyanlarla, Rafizilerle ve mürtetlerle hem de kontrol onların elinde olduğu halde yaşayabilirmişiz zannı oluşturdular. Vallahi bu cehaletin ta kendisi ve büyük bir fesattır. Küfür tek millettir. Kendi aralarında ayrılıklar bulunur ancak bize karşı birleşirler. Allahu Teala şöyle buyuruyor: ‘Ve müşrikler nasıl size karşı topyekun savaşıyorsa siz de onlara karşı topyekun savaşın ve bilin ki Allah (din düşmanlarına karşı korkaklık göstermekten) sakınanlarla beraberdir.’ Kalbinde Allah’a ve kitabına iman olan bir Müslüman nasıl olur da onlara güvenir ve onlardan destek ister? Zira onları ve Müslümanlara neler yaptıklarını Irak’ta, Afganistan’da ve Somali’de gördük. Tüm bunlardan sonra onlardan İslam ve ehli için hayır istenir mi? Bugün Afganistan ve Irak’tan yenilmiş, hiçbir şeyi umursamadan kaçıyorlar. Ehli Sünnet, Allah’ın izniyle kendini savunmaya kadirdir. Buna en büyük delil de Saade’de şahit olduklarımız ve oradaki Ehli Sünnet’ten Müslüman kardeşlerimizin yaptıklarıdır. Onların ne uçakları var ne de tankları! Sahip oldukları şey Allah’a iman, Allah ve kelimesinin yüce olması yolunda şehadet sevgisi ile ellerindeki bazı hafif ve orta silahlardır. Yüce Allah’tan kendilerine yardım etmesini, desteklemesini, kendilerini hak üzere toplamasını, kötülüğü ve kötülük ehlini kendilerinden uzak etmesini niyaz ediyoruz.’

60 yaşında esir kadının eli kırılıyor

Eş Şehri konuşmasında Suudi hapishanelerinde esir Müslümanların; özellikle de Müslüman kadınların durumlarına değinip aşiretlerine seslendi ve kendilerinin kurtarılması için harekete geçmeleri çağrısında bulundu. Eş Şehri şöyle dedi: ‘Hele esirler! Ne zamana kadar demir parmaklıklar ardında en kötü işkencelere maruz kalacaklar? Kaldı ki aralarında hastalar, rahatsızlar var. Tek suçları ise Rabbimiz Allah demek ve Amerika tarafından belirlenen dininde krala ve zebanilerine karşı çıkmaktır. Hapishanelerin demir parmaklıkları ardından çığlıklarını duyduğumuz namuslar hususunda Allah’tan sakının! Kendilerine ve İzzet El Zehrani annemize ya da sabırlı şeyh, mücahit Faris El Zehrani’ye (Allah ona sebat versin ve kurtarsın) yardım edecek, dininde kıskanç ve gözüpek o insanlar nerede? Altmış yaşında kadının eli kırılıyor ve elinde alçı ile milletin karşısına çıkıyor. Gamid ve Zehran’dan kendisinin hakkını alacak, Zehban Hapishanesi’nde esir kızları Hıssa El Zehrani’nin yanında duracak erkeklik ve alicenaplık ehli nerede? Vallahi eğer Zehran’dan, Gamid’den ve temiz, iffetli hanımlarından ikisi (Necva El Saidi ve Heyfa El Ahmedi) hapishanede bulunan Harb Kabilesinden, Heyle El Kasir, Vefa El Yahya, Necla Er Rumi, Hanan Es Semkri, Hanan El Kesiri, Gayda El Şerif, Erva El Bağdadi, Afra El Belevi için El Kasir, El Yahya, El Şerif, El Semkri, El Belevi, Es Sehimi, El Kesiri, Er Rumi ailelerinden ve hapislerde kadınları bulunan diğer ailelerden; bu kabilelerden gayret ehli erkekler toplansa yeter, onurlarıyla hapislerden çıkarlardı. Onların (hapislerdeki Müslüman kadınların) tek davaları Sünni Müslüman olmak ve Rabbimiz Allah’tır demektir. Aşırılıktan, imandan sonra küfre düşmekten Allah’a sığınırız.’

Daha sonra esirlere seslendi

Esir kardeşlerimize şöyle diyoruz: ‘Allah’tan sizlere sebat vermesini, sevap yazmasını, sizleri en kısa zamanda kurtarmasını niyaz ediyoruz. Şunu bilin ki sizin dine ve zayıflara yardım için taşıdığınız prensiplerin temeli Allah’ın şeriatında sabittir, değişmez. Herkes gücü yettiği ve yapabildiği kadarını yapar. Sizden bu kadınların hapishanelerde aranızdan çıkmaları için elinizden geldiği şekilde; ya isyan çıkararak ya grev yaparak ya da yapabileceğiniz başka şeyle yardım etmenizi talep ediyorum. Allah hiç kimseye kaldıramayacağı yükü yüklemez. Ey Allah’ın aslanları kız kardeşlerinize yardım için çağrıya cevap verin.
Bizlere gelince! Kendilerine elimizden geldiği şekilde yardım edeceğimize dair yüce Allah’a söz veriyor ve yine yüce Allah’tan her mekanda mücahitlerin darbelerini isabetli kılmasını diliyoruz.
SON VİDEO HABER

Uçakta olay çıkarıp, 'Türkiye'yi satın alırım' diye tehdit etti

Haber Ara