Annan'ın, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile yapmakta olduğu görüşme, Annan Planı'nın geleceği açısından kritik önem taşıyor.
Ordu birlikleri ile muhalifler arasında çatışmalara son vermeyi amaçlayan Annan planı, 12 Nisan'da ateşkes hedefliyordu. Ancak o günden bu yana silahların susmadığı Suriye'de hükümet güçlerinin ağır silahlarla yürüttüğü operasyonlar, bilançoyu ağırlaştırıyor.
Hula'da çoğu kadın ve çocuk 108 kişinin katliamının ardından, pazartesi günü devam eden operasyonlarda da en az 54 kişinin öldüğü bildirildi.
Suriye İnsan Hakları İzleme Örgütü, Humus, Hama ve Halep'in yanı sıra, Şam'ın banliyölerinde düzenlenen operasyonlarda ve açılan ateş sonucunda en az 54 kişinin öldüğünü açıkladı. Olaylarda yaralanan 17 Suriyeli, Reyhanlı ilçesinden Türkiye'ye giriş yaptı. Ağır yaralı olarak Türkiye'ye getirilmeye çalışılan 2 Suriyelinin sınıra ulaşamadan yolda öldüğü, cenazelerinin yakınları tarafından ülkelerine götürüldüğü kaydedildi.
.jpg)
Katliam aydınlatılamadı
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, hafta sonunda açıklama yayımlayarak, Hula katliamını kınamış, Suriye rejiminin operasyonlarının sorumluluğuna işaret etmişti. Bölgeye giden BM gözlemcileri, tank ve havan mermileri izleri bulunduklarını kaydetmişti. Ancak katliamın arkasında doğrudan kimin olduğu belirsizliğini koruyor.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Hula'daki katliamdan hem Şam'ın hem de Suriyeli isyancıların sorumlu olduğunu kaydetti. Yerel kaynaklar ise ordu birlikleriyle beraber kentlere giren Şebbiha milislerinin katliamlarda rol oynadığını iddia ediyorlar.
Şam yönetimi, katliamı ordu birliklerinin işlediği iddialarını reddediyor ve yurt dışı destekli olduğunu söylediği "terörist grupları" suçluyor.
Suriyeli diplomatlara sınır dışı
Uluslararası alanda büyük infial yaratan Hula katliamının ardından, Batılı ülkelerin Şam yönetimine baskıları artıyor.
Son olarak Avustralya, katliama tepki olarak iki Suriyeli diplomatı sınırdışı etme kararı aldı. Diplomatlara ülkeyi terk etmeleri için 72 saat süre tanındı.
