Dolar

34,8665

Euro

36,6229

Altın

3.048,96

Bist

10.058,47

Ülkenden emperyalistleri çıkartalım

Tabelalardan yabancı sözcükleri değil, ülkenden emperyalistleri çıkartalım....

14 Yıl Önce Güncellendi

2012-05-27 10:43:39

Ülkenden emperyalistleri çıkartalım
Köşe Yazarı Uğur Pişmanlığın 27 Mayıs Yazısına göre; Aydın'ın Didim İlçesine bağlı Akbük Beldesi'nde 2009 yılının Kasım ayında gerçekleşen belediye meclis toplantısında 2010 yılından itibaren yeni kurulacak işletmelere yabancı isim verilmemesi yönünde karar alınmış.Benzer durum Adana ile davam ederken bu konu tauf bir şekil halınde yerel yönetimleri sarmış ve konuları artık yabancı tabelalar olmuştur işte o yazı dan bazı önemli noktalar....

Aydın'ın Didim İlçesine bağlı Akbük Beldesi'nde 2009 yılının Kasım ayında gerçekleşen belediye meclis toplantısında 2010 yılından itibaren yeni kurulacak işletmelere yabancı isim verilmemesi yönünde karar alınmış.

Benzer bir durumda Adana’da gündeme geldi. Adana Kent Konseyi‚ tabelalardaki yabancı sözcüklerle mücadele başlattı.

Şimdi de Tarsus Belediyesi Meclisi aldığı bir kararla, tabelalardan yabancı sözcükleri kaldırmaya çalışıyor.

Türkiye tuhaf bir ülke. Daha doğrusu tuhaf bir ülke haline getirilmiştir. Çünkü bazı ağalar, beyler ve paşaların bu işine gelmektedir. Tarsus’un da bu tuhaflıkların dışında olması düşünülebilir mi?

Yerel yönetimlerimiz de tuhaflık yaratmada ve tuhaf işler yapmakta iktidardaki hükümetlerden geri kalmamaktadır. İşte Tarsus’ta tuhaflıklardan nasibini almış bir kenttir ki, bu tuhaflıklardan dolayı Tarsus’un ağzı yüzü çarpık duruyor. Nasıl mı?

• Tarsus’un tuhaflıklarına ve bu kentle çelişen uygulamalarına birkaç örnek:
82 Evler Mahallesinde, Çukurova fabrikası karşındaki parkın içinde belediyenin yaptırdığı “Peri Bacaları” var. Bunun Tarsus’la ilişkisi nedir? Hiç?

• Kırıksırtı semtinde bir Osmanlı Parkı var. Ama parkın içinde karaya oturtulmuş o hantal ve işlevsiz gemi ne oluyor? Fatih’e özenilmiş her halde. Durum şu: ne alaka, kel alaka.

• Cumhuriyet, Osmanlı ile hesaplaştı mı, hesaplaşmadı mı? Eğer hesaplaştıysa, Cumhuriyet Osmanlının devamı değildir. Hesaplaşmadıysa Osmanlı devam ediyor demektir. (Türkiye’de gerici AKP iktidarıyla başlayan sürecin adı “Yeni Osmanlılık”tır). Tarsus’ta Makam’daki yolun üstündeki “Osmanlı’nın 700. Yılı Tak’ı” Osmanlıyla hesaplaşılamadığını gösteriyor. Zaten cumhuriyeti de böyle bitiriyorlar.

• Fransız üretimi bir aracı trafikten çekip, Fransa’yı protesto etmiş oluyoruz. Böylece kendimizi kandırarak rahatlamış oluyoruz. Günü kurtarıyoruz. Çünkü daha fazlasına gücümüz yetmiyor. Fransa ve tüm emperyalist ülkeleri bu topraklardan söküp atacak bir siyasi bağımsızlığa sahip olmayan Türkiye siyaseti ve siyasetçisi ufak tefek işlerle tabanı oyalıyor. Aslında “politikacılık” oynuyor.

Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, “Türkçeyi yabancı dillerin işgalinden kurtarmak amacıyla işyerlerine Türkçe tabela zorunluluğu getirdiklerini” açıklamış.

Bu tehdidi yaratan şey, bu ülkedeki ABD emperyalizminin varlığıdır!

İşi tabelalarla sınırlı tutmayıp, “yabancı dillerin değil” bu ülkeyi parselleyen yabancı şirketlerin ve onların arkasındaki emperyalist güçlerin işgalinden kurtarsak nasıl olur acaba?

Ben de kendi adımda tabelalardaki bu yabancı isimlerden rahatsızım. Ancak sapla samanı karıştırmamak lazım. Yabancı gibi görüp, Kleopatra, Berdan, Kydnos, Kilikya, Agora, Pegasus gibi Anadolu kökenli isimlerin de hedef alınmaması lazım.

O zaman şunu demek lazım, tabelalardan ille de bu yabancı isimleri kaldırmak istiyorsanız; sıkıyorsa, Nokia, Toshiba, Grundic, Avea, CarrefourSA, Philphis, Suziki, Yamaha, General Motors, Nikon, Fuji, Mercedes, Ford, Opel, Mazda, McDonalds, Coca Cola, gibi binlerce yabancı şirketi bu topraklardan söküp atın bakalım, o zaman ortada tabela kalıyor mu?

Dili ve kültürü korumak için emperyalizm bu topraklardan sökülüp atılmalıdır.

Vatandaşın biri internette “Tabelalara yabancı bir isim yazma eğilimi son zamanlarda iyice artarak dilimiz açısından bir tehdit unsuru haline gelmiştir.” diyor.

Peki, niye bu ülkede limanları satın alan, Türk Telekom’u (üstelik önünde Türk var) ve daha onlarca KİT’leri özelleştirme yoluyla satın alan çokuluslu sermaye gruplarını, dev emperyalist tekelleri tehdit olarak görmüyor da tabeladaki yabancı isme kafayı takıyor. Sen tabeladaki isimi kaldırsan da bu şirketler ülkemizi yağmalamaya devam edecekler. Sen şirketleri kaldırırsan tabelalar kendiliğinden silinip gidecek. Ya ağaçtan ormanı göremiyorlar ya da görmek istemiyorlar.

Bir başkası internette şunu paylaşmış, “Türkçemizden uzaklaşırsak sanki vatanımızdan uzaklaşmış gibi oluruz”.

Peki, bütün limanları yabancılara satınca, KİT’lerin kar eden tüm kuruluşlarını çokuluslu emperyalist şirketlere devredince, kendimizi vatanımızda gibi hisseder gibi miyiz acaba?

Aynı kişi bir de şunları yazmış, “Neleri kaybettiğimizin farkında mıyız acaba? Kaybettiğimiz Türkçedir.”

Asıl kaybettiğimiz bu ülkenin kendisidir. Ülke elden gidince Türkçe de gider. Ama bunu tabelalara müdahale ederek yapamayız. Bu bir kültür sorunudur. O da emperyalist kültürün egemenliğindedir. İktidarlarda bu çanak tutmaktadır.

***

Tabelalardaki yabancı isimlerden önce tabela vergilerini kaldırın. Tabelanın vergisi olmaz. Çünkü bir işyerinin kendi binasına astığı tabela bir reklam değil, o iş yerinin muhteviyatını ortaya koyan bir işarettir ve o iş yerinin kimliğidir. O tabela da “Burada terzi dükkânı var” demektedir, ya da berber, marangoz, tuhafiyeci, bakkal vs.

Bütün tabelaları ortadan kaldırın bakalım, hangi dükkânı nasıl ayırt edeceksiniz, o dükkân adreste nasıl bulunur? Tabela dükkânların kimliğidir. Bunun vergisi olmaz. Ancak işyeri sahibi dükkânının dışında başka yerlere tabela koyarsa bu reklama girer. Tabela vergisinin anayasada yeri yoktur. Bunu belediyeler gelir amaçlı olarak kalıcılaştırmışlardır.

***

Yine tabelalardaki yabancı isimlerin kaldırılması uygulamasına gelecek olursak, tabelalardaki yabancı isimlerin kaldırılması bir anti-emperyalist bir ruh yaratır mı bilemiyorum ama bu bugün başta Alman Nazilerinde olduğu ve tüm Avrupa’da yaygınlık kazandığı gibi bir yabancı düşmanlığa dönüşürse, buradan da anti-emperyalist bir ruh değil, ırkçı faşist bir güruh çıkar. O zaman Tarsus’a yazık olur.



SON VİDEO HABER

İstanbul'dan Halep'e giden Suriyeliler konuştu

Haber Ara