İlnur Çevik şok gerçekleri açıkladı

Geçen hafta Türkiye gazetesine manşet olan ve önemli açıklamalarda bulunan gazeteci-yazar İlnur Çevik, Türkiye Platformu programına konuk oldu. TGRT HABER TV'de ekrana gelen Türkiye Platformu'nda Genel Yayın Yönetmeni Nuh Albayrak'ın sorularını cevaplandıran Çevik, gündemi sarsan açıklamalar yaptı. Bir dönemin gazete patronu olan, 28 Şubatçılar tarafından üstü çizilince 'kasaplığa' kadar düşen İlnur Çevik; hem kendisini, hem Türkiye'yi karanlık bir döneme sürükleyen o süreci anlattı. Çevik'in anlattıkları izleyicileri dehşete düşürdü. İşte o açıklamaların satırbaşları...

ORG. FEVZİ TÜRKERİ: ERDOĞAN'I BAŞBAKAN YAPTIRMAYIZ

2002 seçimleri öncesi Org. Fevzi Türkeri beni çağırdı; "Söyle, boşuna parti kurmaya uğraşmasınlar. Hiç zahmet etmesinler, önlerini keseceğiz. Hükümet kurmalarına izin vermeyeceğiz. Tayyip Erdoğan'ı Başbakan yaptırmayız. Onlara söyle" dedi. Gerçekten engellemeye çalıştılar da... Abdullah Gül'e anlattım, "Korkutmaya çalışıyorlar, biz korkmayız, biz bu yola baş koyduk" dedi. Sonra bugünlere gelindi.

ÖCALAN'I YÖNLENDİRENLER ORDU İÇİNDE

2004'teki yerel seçimlerde AK Parti'nin Güneydoğu'daki yükselişi görülünce bir kısım askerler panikledi. Celal Talabani, beni ve Cengiz Çandar'ı görüşmeye çağırdı. Röportaj yapacağımızı sandık. Dedi ki; "Öcalan'ın Kandil'e geçtiği talimatları bizim istihbarat yakaladı. AK Parti güçlendi, Kemalist güçler buna engel olmalı. Türkiye'ye saldırıları artıralım" diyor. Terör tırmandırılacak. Biz AK Parti'yi destekliyoruz, bunu lütfen Başbakan'a anlatın... Bu görüşmeden çıkar çıkmaz teyid için Neçirvan Barzani ile görüştük. Talabani'nin sözlerini aktardığımızda, az bile anlattığını, Öcalan'ın 'Ankara'yı Nakşibendiler ele geçirdi. Erbil'dekiler de Nakşibendi. Buna karşı birlik olmalıyız' dediğini dile getirdi. Öcalan'ın İmralı'da askerlerin misafiri olduğunu, yani Öcalan'ı yönlendirenlerin ordu içinde hükümeti istemeyen bazı güçler olduğunu teyid etti.

GÜL VE ERDOĞAN'A İLETTİM

Başbakan'a bunları anlatacağım görüşme öncesi İngiltere Büyükelçisi Peter Westmacott da benimle görüşme isteğinde bulundu. Yemekte buluştuk. PKK'lıların büyük gruplar halinde sınırı geçmeye başladıklarını, uydulardan bunu tespit ettiklerini söyledi ve ''Neler oluyor? Her türlü teknik imkanla kuş uçurtulmayan sınırda bu denli büyük geçişlere nasıl göz yumuluyor?'' diye sordu. Talabani ve Barzani'nin söylediklerini anlattım. O da "Git bunu anlat" dedi. Ertesi gün bu duyumlarımı hem Başbakan Erdoğan'a, hem o dönemin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'e, hem de Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül'e anlattım. Erdoğan sadece dinledi, Gül, "Bunlar artık son kalıntılar. Gereğini yapıyoruz" gibi bir şeyler söyledi. Vecdi Gönül, bu bilgileri Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'le paylaşmak için izin istedi. Özkök, "İçimizdeki bazı mihraklar böyle birşey yapmış olabilir" demiş. O tarihte kimsenin Ergenekon'u falan bildiği yoktu...

BİR YAZI YAZDIM, GAZETEYİ DEVRETMEK ZORUNDA KALDIM

Aradan iki-üç hafta geçti, ses yok. Terör saldırıları artınca dayanamayıp Turkish Daily News'te bir makale kaleme aldım ve "Herhalde birileri kapılarımızı açık bırakmış. Teröristler şakır şakır sınırlarımızdan içeri giriyorlar. Demek ki bazı askerler görevlerini yapmıyorlar" yazdım. Bunun hemen ardından önce Vatan Gazetesi'nden bir muhabir geldi ve ertesi gün beni, gazeteci kimliğini kullanarak Kuzey Irak'ta iş çeviren, kirli çıkar ilişkilerine sahip biri gibi gösteren bir haber yayınlandı. Yazdığım yazıdan bir hafta sonra da Ertuğrul Özkök aradı, Doğan Grubu ile ortağı olduğumuz gazetedeki Genel Yayın Yönetmenliği'nden istifamı istedi. Aileden sahibi olduğumuz bir gazeteyi çok kısa bir sürede devretmek zorunda kaldık.

ARKASINDA ŞENER URUYGUR VE AYTAÇ YALMAN VAR

Cengiz Çandar'ın da CNN Türk'teki programına son verildi. Cengiz, Abdülkadir Aksu ile görüştü. Emniyet istihbarata yönlendirmiş. Onlar da bunun arkasında askerler olduğunu iletmiş. Bu işlerin arkasında "Şener Eruygur ve Aytaç Yalman var" dedi.

BİZİ 28 ŞUBATÇILAR BATIRDI

Kuzey Irak'ta kazandığımız paranın büyük bölümünü Turkish Daily News'ten sonra kurduğumuz gazeteye aktardık. Bizi batıran 28 Şubatçılar olmuştur. Çoluk-çocuğun rızkını temin etmek için bir ortak bulup, Et Balık Kurumu'nun mağazasını açtık. Bunları da bir sınav olarak görüp, halimize şükrediyoruz.