Başbakan Erdoğan: Uludere'nin ardında uluslararası karalama kampanyası var
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Uludere olayı üzerinden yapılan eleştirilerin uluslararası kampanyanın bir parçası olduğunu dile getirdi. Erdoğan, bu uluslararası kampanyanın içinde terör örgütü PKK, BDP, CHP ve bazı medya kuruluşlarının yer aldığını
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-05-27 16:01:55
AK Parti İstanbul İl Başkanlığı 4. Olağan Kongresi TT Arena Stadyumu'nda yapıldı. Kongreye Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan'ın yanısıra, başbakan yardımcıları Bülent Arınç, Bekir Bozdağ, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve eşi Özleyiş Topbaş, bazı milletvekilleri katıldı.
Kongre için günler öncesinden hazırlanan TT Arena Stadyumu'nun tribünleri binlerce partili tarafından dolduruldu. Stadyumun zemin kısmı ise delegeler için ayrıldı. Başbakan Erdoğan'ın girişi ile birlikte stadyum hareketlendi. Erdoğan, stadın dört bir yanını dolaşarak kendisine sevgi gösterisinde bulunan partilileri selamladı. Erdoğan, partililere karanfil attı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan kongrede, Erdoğan'ın daha önce seslendirdiği Necip Fazıl Kısakürek'in 'Canım İstanbul' şiiri dinletildi.
Kongrede konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 34 vatandaşın hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan Uludere olayıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Salı günü AK Parti grup toplantısında konuyu daha detaylı şekilde değerlendireceğini belirten Başbakan Erdoğan, kimin nerede durduğunu, kimin kimlerle çalıştığını net bir şekilde ortaya koyacağını ifade etti.
"BAŞBAKAN OLARAK DEĞİL, BABA OLARAK KONUŞUYORUM"
Uludere konusunda samimi duygularını düşüncelerini aktarmak istediğini ifade eden Erdoğan, söyleyeceklerini bir siyasetçiden, başbakandan öte bir baba olarak aktaracağını belirtti. Başbakan Erdoğan, "Uludere konusunda, kimin ne yazdığını, ne söylediğini, hangi istismarın peşinde olduğunu, hangi odaklara uşaklık yaptığını zerre kadar önemsemiyorum. Bizi, milletimiz anladı, anlıyor ve anlayacak. Onun için biz milletimizle konuşuyoruz. Biz, milletimizle, milletimizin diliyle, gönül diliyle konuşuyoruz. Bugüne kadar biz, aziz milletimizle birlikte yürüdük, milletimizle yürümeye devam ediyoruz." diye konuştu.
Türkiye'de 30 yıldır devam eden terör olaylarında yaklaşık 40 bin vatandaşın hayatını kaybettiğini dile getiren Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: "Binlerce askerimiz, polisimiz, güvenlik görevlimiz bu kanlı eylemlerde şehit edildi. Maalesef, bu topluma, bu millete, işte bu acı ölümleri sorgulama, bunlarla ilgili soru sorma hakkını, fırsatını, imkanını vermediler. Medya, doğru soruları sormaktan kaçındı. Bazı partiler, şehitler üzerinden istismar üretti. Bazı partiler, gözlerini kapatarak, ölümlere sessiz kaldı, tepkisiz kaldı, duyarsız kaldı. Bazı partiler, terörü teşvik ederek, dağdaki gençleri teşvik ederek, tahrik ederek kan üzerinden siyaset üretti, kanla beslendi."
İlk kez AK Parti'nin istismar siyasetine, kanlı siyasete samimiyetle, gönülden, cesaretle 'dur' dediğini belirten Başbakan Erdoğan, "Biz, milletimizden hiçbir şeyi saklamadık, saklamayız. Biz, hiçbir hadisenin üzerini örtmedik, örtmeyiz. Tam tersine, biz, tarihin en karanlık dönemlerini, Dersim'i, 12 Eylül'ü, 28 Şubat'ı, 27 Mayıs'ı, faili meçhulleri sorgulayan bir partiyiz. Biz, yasakları kaldıran, perdeleri kaldıran, sisleri dağıtan, çetelere, karanlık suç odaklarına, cuntaya karşı millet iradesini cesaretle savunan bir partiyiz." ifadesini kullandı.
"KÜRT KÖKENLİ VATANDAŞLARIMIZLA HELALLEŞME SÜRECİNİ BAŞLATTIK"
AK Parti olarak ilk kez red, inkar ve asimilasyon politikalarını ortadan kaldırdıklarını bildiren Başbakan Erdoğan, Kürt kökenli vatandaşlarla kucaklaştıklarını ve helalleşme sürecini başlattıklarını anlattı. "Hiç kimse, bize vicdan dersi, insanlık dersi vermeye yeltenmesin" diyen Başbakan Erdoğan, "Biz, terör örgütüne karşı siper olurken, biz, mafyayla, çeteyle, cuntayla çarpışırken, biz Kürt kökenli vatandaşlarımızla helalleşirken, bize çelme takmaya çalışanlar, şimdi ne olduysa birden insan sevgisini hatırladılar. 30 yıldır gençlerin ölümüne sessiz kalanlar, bugün adeta vicdanı keşfettiler. Biz, 'analar ağlamasın' dediğimizde, tabii ki analar ağlayacak' diyen zihniyet, bugün sanki başına taş düşmüş gibi anaların gözyaşını hatırladı." şeklinde konuştu.
Uludere olayı üzerinden bir istismar kampanyası ve siyaseti yürütüldüğünü dile getiren Erdoğan, bu kampanyanın uluslararası bir kampanya olduğunu vurguladı. Erdoğan, "Bu uluslararası karalama, uluslararası istismar kampanyasının içinde, PKK terör örgütü var, BDP var, CHP var, bir de belli medya kuruluşları var." diye ifade etti.
Uludere'de yaşananları 'Herkesi üzen bir hata' olarak niteleyen Başbakan Erdoğan, şunları söyledi: "Bakın, olay sınırımızın dışında olduğu halde, bu kişiler terör bölgesinde bulundukları ve yasal olmayan bir iş yaptıkları halde, hataen vurulan bu insanlar konusunda devlet yapması gereken neyse hepsini de yapmaktadır. Bugüne kadar sıkıntılarına çare olmak üzere girişimler yapıldı, aileler en üst düzeyde ziyaret edildi, yasal tazminat dışında hesaplarına tazminat ödendi. Mesele orada bırakılmadı. Birileri anlamak istemiyor, görmek istemiyor ama Uludere konusunda adli, idari soruşturma başlatıldı, onlar da halen devam ediyor. Mesele kapanmış değil, meselenin üzeri örtülmüş değil, vicdansızca, insafsızca, cahilce yazdıkları gibi söyledikleri gibi tazminat ödenip konu kapatılmış değil." diye konuştu.
Konuşmasında, Cuma günü Kayseri'nin Pınarbaşı ilçesinde yaşanan terör olayına da değinen Başbakan Erdoğan, jandarmanın, trafik kontrolünden kaçan araca silahlı müdahalede bulunmadığını dile getirdi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun dün söylediği, 'o araç o kadar mesafeyi nasıl kat etti?' sorusunu hatırlatan Erdoğan, "Hadi o Kemal Kılıçdaroğlu, aklına ne gelirse söylüyor. Ama bu ülkede, sorumluluk sahibi olanların, akıl, vicdan, iz'an sahibi olanların, bin düşünüp, bir söylemesi gerekiyor. Eğer o gün jandarma, araca silahlı müdahale etse, aracın içinden siviller çıksa bir felaket olacaktı. Ama eğer, jandarma o aracı takip etmese, o aracı kovalamasa, o zaman da belki bir büyük şehrimizde daha büyük bir felaket yaşanacaktı. Araçta siviller öldürülse, istismarcılar ayağa kalkacak, güvenlik güçlerine var güçleriyle saldıracaklardı. Hantepe'de, Gediktepe'de olduğu gibi. Nasıl orada saldırdılar biliyorsunuz. 'Niye katırları vurmadınız?' dediler, 'Niye seyrettiniz?' dediler. Bunları diyenler işte şu anda farklı yazarlar, farklı konuşanlardır. Allah korusun, büyük şehirde bir canlı bomba eylemi olsa, herkes susacak, bazı kendini bilmez BDP'liler de çıkacak, 'savaşta böyle şeyler olur' diyeceklerdi.' ifadesini kullandı.
"O EMRİ HANGİ HAYVAN VERDİ DİYENLER 'ÖLÜ SEVİCİ'LERDİR"
Bu eleştirileri, şu anda BDP milletvekillerinin ifade ettiğini dile getiren Başbakan Erdoğan, şunları söyledi: "Uludere konusunda, kendini bilmez, terbiye yoksunu, edep yoksunu, güya isminin başında da milletvekili sıfatı olan biri çıkıyor, hem de Meclis çatısı altında, çok çok afedersiniz, 'o emri hangi hayvan verdi' diyor. Sen, eğer, insaniyetten sukut etmiş birilerini görmek istiyorsan, Uludere sonrasında zil takıp basın toplantısı düzenleyen, kahkahalar atan arkadaşlarına bak, orada görürsün. Ben bunlara, bunların kullandığı sıfatla karşılık vermeyeceğim. Ben bunlara, kendilerine çok ama çok yakışan bir sıfatla karşılık vereceğim. Çok da ağır konuşacağım. 'O Emri hangi hayvan verdi' diyenler, Uludere olayından sonra zil takıp oynayanlar, 'dağdakiler inmesin' diyenler 'Savaşta olur böyle şeyler' diyenler, bu sıfata dahi layık olmayan 'Nekrofillerdir, yani 'Ölü sevicilerdir.' Bu kadar ağır konuşuyorum. Çünkü bunlar, sadece ve sadece ölüler üzerinden siyaset yürütürler, ölüm olmasa, bunlar siyaset üretemezler. Bakın bir de akbabalar var."
SON VİDEO HABER
Haber Ara