Dolar

34,9542

Euro

36,6010

Altın

3.020,19

Bist

10.058,63

Zevahiri'den Şebab hareketine çağrı

El Kaide lideri Eymen El Zevahiri Somali’deki Şebab Hareketi’ne seslendi. El Zevahiri ‘Amerikan bombardımanlarından korkmayın, zira ABD Vietnam’ı, Irak’ı ve Afganistan’ı da bombaladığı halde yenilgiye uğradı’ dedi.

14 Yıl Önce Güncellendi

2012-05-26 15:35:42

Zevahiri'den Şebab hareketine çağrı
El Kaide'nin lideri Eymen El Zevahiri Somali Genç Mücahitler Hareketi’ni, Somali topraklarına giren Bölgesel Güçlere karşı gerilla savaşına odaklanmaya çağırdı.

El Zevahiri 14 dakikalık ses kaydında şöyle dedi: ‘Ey Somali’nin aslanları! Haçlı birlikleri ve işbirlikçileri Somali’de müminlere karşı toplanmıştır… Peki siz ne yapıyorsunuz? Üzerinize farzu’l ayn olanı terk edip zalimlere mi meylediyorsunuz? Rabbinizin sizi tehdit ettiği şeyi size helal kılan onları dost mu ediniyorsunuz?’
El Zevahiri'nin konuşması şöyle:

EY SOMALİ'NİN ASLANLARI

EBU RİĞAL'İN* ÇAĞDAŞLARIYLA CİHADINIZA DEVAM EDİN

*(Ebi Riğal: Ebrehe'ye Mekke yolunu gösteren Rehber Makale içerisinde hayatı anlatılıyor)
Bismillah, hamd Allah'a, salat selam Allahın Rasülünün üzerine ehline ve ashabın üzerine olsun.
Allahın rahmeti ve bereketi dünyanın farklı coğrafyalarındaki tüm Müslümanların üzerine olsun.
Ve sonra;

"Birleşik Haçlı Orduları" ve mürtedlerden oluşan taraftarları tıpkı müşrik "Gatafan" ve "Kureyş'ilerin" bir araya gelerek Medine deki Müslümanların üzerine saldırdıkları gibi bugün bütün güçleriyle Somali'deki Müslüman halkın üzerine saldırıyorlar.
"Ey iman edenler! Allah'ın size olan nimetini hatırlayın; hani size ordular saldırmıştı da, biz onlara karşı bir rüzgâr ve sizin görmediğiniz ordular göndermiştik. Allah ne yaptığınızı çok iyi görmekteydi" (Ahzab/9)

Bu birlikler Afrika'nın dört bir yanından Kenya'dan Etiyopya'dan gelerek haçlı ittifakı NATO ve Çağın Kayseri ahmak "Obama'nın" peşine düşüyorlar.

"Onlar hem yukarınızdan hem aşağı tarafınızdan (vâdinin üstünden ve alt yanından) üzerinize yürüdükleri zaman; gözler yıldığı, yürekler gırtlağa geldiği ve siz Allah hakkında türlü türlü şeyler düşündüğünüz zaman; İşte orada iman sahipleri imtihandan geçirilmiş ve şiddetli bir sarsıntıya uğratılmışlardı." (Ahzab 10/11 )

İşte bu Mevla Subhanehu ve Teâlâ'nın kullarının günahlarını affetmek katındaki derecelerini yükseltmek benliklerindeki gerçek İslam karakterini ortaya çıkartmak için göndermiş olduğu bir imtihanıdır.

"İkiyüzlüler ve kalblerinde hastalık olanlar: "Allah ve Peygamberi bize sadece kuru vaadlerde bulundular" diyorlardı.
İçlerinden bir takımı: "Ey Medineliler! Tutunacak yeriniz yok, geri dönün" demişti. İçlerinden bir topluluk da Peygamberden: "Evlerimiz düşmana açıktır" diyerek izin istemişlerdi. Oysa evleri açık değildi sadece kaçmak istiyorlardı.

Eğer Medine'nin etrafından üzerlerine varılmış olsa, sonra da kendilerinden fitne çıkarmaları istense hemen buna girişip derhal yapmaktan geri kalmazlardı.

And olsun ki, daha önce, sırt çevirip kaçmayacaklarına dair Allah'a ahd vermişlerdi. Allah'a verilen ahd sorulacaktır.
De ki: "Eğer ölümden yahut öldürülmekten kaçıyorsanız bilin ki, kaçmak size fayda vermeyecektir; kaçsanız bile az bir zamandan fazla yaşatılmazsınız."

De ki: "Allah size bir kötülük dilese veya bir rahmet istese, O'na karşı kim sizi koruyabilir? Allah'tan başka dost ve yardımcı da bulamazsınız." Allah, içinizden sizi alıkoyanları, size Allah'ın yardımını kıskanarak, kardeşlerine "Bize gelin, zorlanmadıkça savaşa gitmeyin" diyenleri bilir.

Kalblerine korku gelince ölüm baygınlığı geçiren kimse gibi gözleri dönerek, sana baktıklarını görürsün. Korkuları gidince iyiliğinize olanı çekemeyip sivri dilleriyle sizi incitirler. Bunlar inanmamışlardır, Allah, bu sebeple işlerini boşa çıkarmıştır; bu, Allah için kolaydır.

Bunlar, düşman birliklerinin gitmediklerini sanıyorlardı. Bu birlikler tekrar gelmiş olsalardı, kendileri çöllerde bedevilerin yanında bulunup, sadece sizin haberlerinizi sormayı dilerlerdi. Aranızda olsalar ancak pek az savaşırlardı." (Ahzab 10/20)
Ancak Allah c.c. çekilen sıkıntılar ve başa gelen musibetler noktasında müminlere peygamber'in (s.a.v) hayatını işaret ederek onları yardımla müjdeliyor üzerlerine bir sekinet (rahatlama) göndereceğini müjdeliyor, böylelikle bu musibetler müminlerin ancak imanlarını ve Allah'a olan bağlılıklarının artmasına ve mü'minler ile münafıkların birbirinden ayırt edilmesine vesile oluyordu.

"Ey inananlar! And olsun ki, sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok anan kimseler için Resulullah (Allah'ın Elçisi) en güzel örnektir.

İnananlar, düşman birliklerini gördükleri zaman: "İşte bu, Allah ve Peygamberinin bize vadettiğidir; Allah ve Peygamberi doğru söylemiştir" dediler. Bu onların ancak imanını ve teslimiyetlerini artırdı. İnananlardan, Allah'a verdiği ahdi yerine getiren adamlar vardır. Kimi, bu uğurda canını vermiş, kimi de beklemektedir. Ahdlerini hiç değiştirmemişlerdir.

Bu sebeple Allah, doğruları doğrulukları ile mükafatlandırır; ikiyüzlüleri de dilerse azablandırır veya tevbelerini kabul eder. Şüphesiz Allah bağışlayandır, merhamet edendir." (Ahzab 21/24)

Sonra Allah c.c küfür, kibir, şirk ve yenilmeye mahkûm olan batıl ehline cevap veriyor şu ayetleriyle;

"Allah inkar edenleri, kinleriyle geri çevirdi, bir hayra ulaşamadılar; savaşta, inananlara Allah'ın yardımı yetti. Allah kuvvetli olandır, güçlü olandır.

Allah, Kitap ehlinden, kafirleri destekleyenleri kalelerinden indirmiş, kalblerine korku salmıştı; onların kimini öldürüyor, kimini de esir alıyordunuz.

Yerlerini, yurtlarını, mallarını ve henüz ayağınızı dahi basmadığınız yerleri Allah size miras olarak verdi. Allah her şeye Kadir olandır." (Ahzab 25/27)

İşte bu kıssa Allah resulü'nün (s.a.v) zamanındaki toplulukun kısasıdır bugün tekrar tekrar yaşadığımız bir kısa Tıpkı Irakta bozguna hüsrana uğradıkları, Afganistan'da darmadağın oldukları, 90'lı yıllardan beri Somali'de tekrar tekrar hezimetin acı tadını tattıkları gibi hep yaşadığımız, sonu bildiğimiz Rabbimizin bize kitabında haber verdiği bir olaydır.

Nifak ehli bütün pisliği ve habisliği ile kendini belli ederek haçlı ordularının yaptıkları işgalden paylarına düşeni olmak için birbirleri ile adeta yarışıyorlar. Kendilerini ilk olarak ırak işgali esnasında gösteren bu münafıklar topluluğu güya ırak ve ırak halkının salahiyeti! ve menfaatleri için önce Londra'da sonrada Erbil'de bir araya geldiler. Ancak Allah c.c fazlı ile hüsrandan başka bir şey ellerine geçmedi.

Sonra aynı senaryo Afganistan işgalinde de sahneye konarak Almanya'nın "BONN" kentinde bir araya geldiler ve yine Allah c.c inayetiyle sonları helakten başka bir şey olmadı, bugün ise haclı amaçlarına hizmet için Londra'da bir araya geliyorlar. Ancak Allah c.c in izniyle bunların da sonları öncekilerden farklı olmayacaktır.

"Doğrusu inkar edenler mallarını Allah'ın yolundan insanları alıkoymak için sarf ederler ve daha da sarf edeceklerdir; ama sonra içleri yanacak, hem de mağlup olacaklardır. Bu, Allah'ın, temizi murdardan ayırması ve murdarları üst üste koyup hepsini yığarak cehenneme yerleştirmesi içindir; inkar edenler cehenneme toplanacaklardır. İşte onlar mahvolanlardır.

İnkar edenlere, eğer savaştan vazgeçerlerse, geçmişlerinin bağışlanacağını ve tekrar başlarlarsa evvelkilerin hükmünün uygulanacağını söyle. Fitne kalmayıp, yalnız Allah'ın dini kalana kadar onlarla savaşın. Eğer vazgeçerlerse bilsinler ki Allah onların işlediklerini şüphesiz görür.

Eğer yüz çevirirlerse Allah'ın sizin dostunuz olduğunu bilin; O ne güzel dost, ne güzel yardımcıdır!" (Enfal 36/40)
Ebi Riğal'in hain çağdaşları Londra'da bir araya gelerek, efendileri olan haçlıların ellerini Müslümanlara karşı güçlendirmeye çalışıyorlar. Sürekli toplanlantılar yapıyorlar çünkü; Bu hainler İslam topraklarını kafirlere peşkeş çekerek bu yağmadan faydalanmaya çalışıyorlar. Bu toplantılar Londra'da yapılıyor çünkü; İngiliz kiliselerinin direktiflerini aracısız olarak direkt almak için. Sürekli toplantılar düzenliyorlar çünkü; Haçlı ordularının Müslüman topraklarını işgal etmelerine makul sebepler bulabilmek için.

1.Dünya savaşında "Birleşik Haçlı İngiliz Orduları" Şam'a girdiklerinde, Osmanlı devletinin Mekke ve Medine Valisi olarak tayin ettiği Şerif Hüseyin'in ihaneti sonucu Osmanlı bir daha dönmemek üzere Şam ve Kudüs topraklarından çıkartılmış oldu. Sonrasında Britanya (İngiltere) Şerif Hüseyin'e yaptığı vaadleri unutarak Şam topraklarını Fransızlara, Filistin'i ise Yahudilere hibe etti. Şerif Hüseyin'e gelince; İngilizler onu yeteri kadar kullanıp işleri bittiğinde, güya Osmanlı ile arasını düzeltmek için Ölene kadar sürgün olarak Kıbrıs'a gönderildi ve zelillik çukuruna boğazına kadar batmış olduğu bir halde dünyadan ayrıldı.
Anlattığımız bu olay bizlere daha eski tarihlerde yaşayan bir başka ihanet örneği "Ebi Riğal"i hatırlatıyor. Ebi Riğal'de tıpkı Şerif Hüseyn'in ihaneti gibi, Allah'ın evini yıkmak için yola çıkan Ebrehe'ye Mekke yolunu göstermişti. Bugünde durum bundan farklı değil, Ebi Riğal'in rolünü üstlenen Şeyh Şerif Ahmed (Batı tarafından Somali'nin Lideri olarak tanınan ve tanıtılan kukla ve işbirlikçi lideri) İslam Topraklarını ele geçirmeye çalışan çağdaş ebrehe mils zinewey'e yol göstericilik kuklalık yapmaktadır.
Ancak şu unutulmamalıdır ki; Allah c.c. Ebi Riğal'i üzerinde bulunduğu işte bir başarıya ulaştırmamış ve hayatını hüsranla sonlandırmış, Öldükten sonra bile araplar tarafından yaptığı bu hainlik sebebi ile kabrini taşlayarak ona olan öfkelerini ortaya koymuşlardır.

"Münafıklara, kendilerine elem verici bir azab olduğunu müjdele.

Onlar, inananları bırakıp da kafirleri dost edinirler; onların tarafında bir şeref ve kudret mi arıyorlar? Doğrusu kudret bütün olarak Allah'ındır." (Nisa 138/139)

İnanıyoruz ki İngiltere Başbakanı yöneticiliğinde Londra'da bir araya gelen bu topluluk Allah c.c'ın şu ayeti ile muhatabıdırlar;
"Ey İnananlar! Yahudileri ve Hristiyanları dost olarak benimsemeyin, onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onlara dost olursa o da onlardandır. Allah zulmeden kimseleri doğru yola eriştirmez. Kalplerinde hastalık olanların, "Bize bir felaket gelmesinden korkuyoruz" diyerek onlara koştuğunu görürsün. Olur ki Allah bir zafer verir veya katından bir emir getirir de kalplerinde gizlediklerine içleri yananlara dönerler.

İnananlar, "Sizinle beraber olduklarına bütün güçleriyle Allah'a yemin edenler bunlar mıdır?" derler. Onların amelleri boşa gitmiş ve kaybeden kimseler olmuşlardır.

Ey İnananlar! Aranızda dininden kim dönerse bilsin ki, Allah, sevdiği ve onların O'nu sevdiği, inananlara karşı alçak gönüllü, inkârcılara karşı güçlü, Allah yolunda cihad eden, yerenin yermesinden korkmayan bir millet getirir. Bu, Allah'ın dilediğine verdiği bol nimetidir. Allah her şeyi kaplar ve bilir. Sizin dostunuz ancak Allah, O'nun Peygamberi ve namaz kılan, zekat veren ve rüku eden müminlerdir.Kim Allah'ı, Peygamberini ve inananları dost edinirse bilsin ki, şüphesiz Allah'tan yana olanlar üstün gelirler.

Ey İnananlar! Kendilerine sizden önce kitap verilenlerden, dininizi alaya ve eğlenceye alanları ve inkârcıları dost olarak benimsemeyin. İnanıyorsanız Allah'tan sakının." (Maide 51/57)

Ey İslam'ın Somali'deki Aslanları;

Gerek Somali'de, gerekse Somali dışında bulunan Ey Müslüman ve Hür Somali halkı; İşte mürted'lerin de içinde bulunduğu Haçlı İttifakı Birlikleri üzerinize gelmekte.

Bu durumda sizler Tavrınızı hangi yönde geliştirecek? Tercihinizi neyden yada kimden yana yapacaksınız?
Farz-ı Ayn olan Cihad'ı terk edip, topraklarını zalimlere ve onların dostlarına teslim ederek Allah c.c.'ın vaad ettiği gazabı üzerinize çekmeyi mi tercih edeceksiniz?

"Ey iman edenler! Size ne oldu ki, "Allah yolunda savaşa çıkın" diye çağrıldığınızda, yere çakılıp kalıyorsunuz. Sonraki hayatın iyiliklerini gözden çıkarıp, bu dünya hayatının rahatlığıyla kendinize, doyum sağlama peşindesiniz. Fakat bu dünya hayatının verdiği haz ve doyum, sonraki hayatın vereceği yanında, değersiz bir şeyden başka nedir ki! Çıkmazsanız Allah size can yakıcı azapla azap eder ve yerinize başka bir millet getirir. O'na bir şey de yapamazsınız. Allah her şeye kadirdir." (Tevbe 38/39)
Yoksa her nerede olursanız olun, ister Somali'de, İster Somali dışında Rabb zül celal'in çağrısına icabet etmeyi mi seçeceksiniz?

"(Ey müminler!) Gerek hafif, gerek ağır olarak savaşa çıkın, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihad edin. Eğer bilirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır." (Tevbe 41)

Ey Müslüman ve Aziz Somali halkı Amerika'nın füzeleri sizlerin gözünü korkutmasın, aynı füzeleri Amerika daha önce Vietnam'a atmış fakat hezimete uğrayarak geri çekilmişti. Sonra Irak, sonra Afganistan'da aynı şeyler tekrar tekrar yaşandı ve Amerika her defasında hezimete uğrayarak geri çekilmek zorunda kaldı. Bugün ise aynı füzelerle sizleri korkutmaya çalışıyor. Sabredin, sebat edin Allah'ın izni ve kuvvetiyle Amerika Somali'de de büyük bir hüsrana uğrayarak geri çekilecektir. Amerika'nın gücü ve teknolojisi sizi ürkütmesin. Şüphesiz o, Allah'ın takdir ettiğinden başka bir şey yapamaz. İşte her şey gözümüzün önünde cereyan ediyor; yükselen islam'ın sesini kısmak amacıyla bütün birliklerini ve güçlerini Afganistan ve Pakistan'a yığdılar fakat Allah c.c. bu planlarını kendi aleyhlerine çevirdi. Bugün İslam'ın sesi buralardan daha güçlü ve gür çıkmakta ve her gün adeta bir balyoz gibi başlarına inerek onları ve teknolojilerini paramparça etmektedir.

Onların hava kuvvetleri de sizin aklınızı çelmesin, aldatmasın. Yerin üstünü bir zırh, altına ise hendekler kazarak kendinize kaleler inşa edin. Şüphesiz Allah c.c. onlara karşı size yetecektir.

Onların çetelerine ve yerli işbirlikçilerine karşı cihad etmekten geri durmayın. Bilin ki! Amerika ve haçlı birlikleri; "Yenilmek" "Dağılmak" "Hezimete uğramak" kavramlarının kendileriyle özdeşleştiği, Allah'ın nurundan yoksun kalmış ahmak, zavallı çapulculardır.

Bizler ise; Allah'ın ihsanı ile sabrımız ve imanımız var olduğu müddetçe zaferin kendilerinin ayrılmaz birer parçası olduğu İslam Ümmetiyiz.

"Allah, inkâr edenlerin ve kendi yolundan alıkoyanların işlerini boşa çıkarır.

İnanıp yararlı iş işleyenlerin ve Muhammed'e, Rablerinden bir gerçek olarak indirilene inananların kötülüklerini Allah örter ve durumlarını düzeltir. Bu, inkâr edenlerin batıla uymaları ve inananların Rablerinden gelen gerçeğe uymalarından ötürü böyledir. Allah böylece insanlara kendilerinin misallerini anlatır. Savaşta inkar edenlerle karşılaştığınızda boyunlarını vurun; sonunda onlara üstün geldiğinizde onları esir alın; savaş sona erince onları ya karşılıksız, ya da fidye ile salıverin; Allah dilemiş olsaydı, onlardan başka türlü öç alabilirdi, bunun böyle olması, kiminizi kiminizle denemek içindir. Allah, kendi yolunda öldürülenlerin işlerini boşa çıkarmaz. Onları doğru yola eriştirir, durumlarını düzeltir.

Onları, kendilerine anlattığı cennete koyar. Ey inananlar! Siz Allah'ın dinine yardım ederseniz, O da size yardım eder, ayaklarınızı savaşta sabit kılar. İnkâr edenlere ise, yıkım ve yokluk olsun! Allah onların işlerini boşa çıkarır. Bu, Allah'ın indirdiğini beğenmediklerinden ötürüdür. İşlerini Allah bunun için boşa çıkarmıştır." (Muhammed 1/9)

Duamızın sonun Hamd Alemlerin Rabb'ine mahsustur. Salat ve selam Efendimiz Muhammed s.a.v.'in üzerine, onun ehline ve ashabının üzerine olsun.

Es-Selamu Aleykum Ve Rahmetullahi ve Beraketuh

Mayıs/2012

Eymen Ez-Zevahiri

Hz.Ömer r.a. Şöyle demiştir; "Biz Allah'ın kendilerini İslam'la izzetlendirdiği bir topluluğuz, ondan sonra da izzeti başka hiçbir şeyde aramayız"

Press Medya
SON VİDEO HABER

Polis memuru, ölümüne neden olduğu gencin ailesinden af diledi

Haber Ara