Darbe döneminin yargıtay üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu

28 Şubat post modern darbesi döneminde terör örgütü İBDA-C'ye üye olduğu gerekçesiyle tutuklanan Anadolu Ahde Vefa Derneği Başkanı Tayyar Tercan, dönemin Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Sabih Kanadoğlu ile bazı Yargıtay üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu.

Dernek Başkanı Tayyar Tercan avukatı Müşir Deliduman ile suç duyurusu dilekçesini soruşturmayı yürüten savcıya teslim etti. Adliye çıkışında konuşan avukat Deliduman, müvekkili Tercan'ın 1 günlük evliyken hakkında bazı eylemlere katıldığı iddiasıyla hapse mahkûm edildiğini söyledi.

Tercan'ın o döneme ilişkin davalarının hala sürdüğünü belirten Deliduman, tarafsızlık ilkesi ihlal edilerek verilen kararların tekrar değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Deliduman, TBMM'yi de 28 Şubat dönemindeki hukuksuzlukların ortadan kaldırması için göreve çağırdı. Tayyar Tercan ise mahkemenin, delil olmadığı halde hakkında hapis cezası verdiğini, Yargıtay'ın da bunu onadığını iddia etti.

"HALKIN DÜŞMANLARI OLAN DARBECİLER HALKIN DEĞERLERİNE SALDIRDI"

Darbenin halkın üzerinde kötü izler bıraktığını belirten Tercan, "En yakın darbe olması nedeniyle 28 Şubat ve sonrasının zulümleri toplumun hafızasında canlı kalmıştır. Çünkü halkın düşmanları olan darbeciler halkın değerlerine saldırmış olup, fiili, psikolojik işkence yapmışlardır. Bu işkenceleri kapsamlı, detaylı ve sistematik yapmışlardır." dedi.

28 Şubat'ın medya ayağı, sermaye ayağı ve uluslararası ayağı gibi birçok bileşeninin olduğunu aktaran Tercan, yargı ayağının şimdiye kadar teşhir edilmediğini söyledi. "İşte biz de bugün o postal yalayıcı yargıç görünümlüleri halkımıza teşhir ediyoruz." diyen Tercan, yargının bağımsız ve tarafsız olması gerektiğini ancak darbe döneminde yargılamaların keyfi olarak yapılıp adil olmayan yargılamalarla fahiş cezalar verildiğini belirtti. Tercan, 28 Şubat dönemine ilişkin mağduriyetinin giderilmesini istedi.

Savcılığa verilen suç duyurusu dilekçesinde ise 1996'da İBDA-C davasıyla ilgili arandığını öğrenilen Tercan'ın kendi isteğiyle teslim olduğu ve Emniyet'te çeşitli işkencelere maruz bırakıldığı ileri sürüldü.

Dilekçede, Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin, Tercan'ı örgüt üyeliğinden hapse mahkum ettiği ve bu kararın Yargıtay tarafından onandığı belirtildi. 9 yıl cezaevinde kalan Tercan'ın, hala devam eden davasında hapisle cezalandırılmak istendiği öne sürüldü.