Kılıçdaroğlu: İstihbaratı yabancılara endekslediyseniz kontrolü bırakmışsınızdır
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin en temel sorununu, 40 yıldır çözemeyen organın siyaset kurumu olduğunu belirterek, "Siz istihbaratınızı yabancı ülkelerin istihbaratlarına endekslediyseniz kontrolü onlara bırakmışsınızdır." dedi.
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-05-22 12:57:44
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-05-22 12:57:44
Partisinin Meclis Grup Toplantısı'nda konuşan Kılıçdaroğlu, Anayasa için Uzlaşma Komisyonu kurulduğunu hatırlatarak terör konusunda neden bir komisyon kurulmadığını sordu. Türkiye'nin en temel sorununu 40 yıldır çözemeyen organın kim olduğunu soran Kılıçdaroğlu, "Nedeni kimdir? Ben cevap vereyim siyaset kurumudur. Kim çözecek bu sorunu? Siyaset çözecek. Bizim çözümümüzü söyledik. Parlamentoda bir komisyon kuralım dedik. İkinci bir komisyon da kuralım. Orada adalet önderi de olacak herşeyi olacak. Bir uzlaşma sağlayacağız. Sorunu çözmek için masaya oturacağız. Bu öneri bizim önerimiz. TBMM'de de söyledik ama Başbakan anlamıyor. Umarım arkadaşları Başbakan'a götürürler. Biz sorunlardan yararlanmak için değil istismar etmek için değil sorunları çözmek için yol açıkan bir siyasi anlayışız. 40 yıldır çözülemiyor. İlk raporu da biz verdik son yazıyı da biz yazıyoruz. Bizim önerimizi eksik bulabilirsin, kendi önerini getir. Destek gerekirse destek te veririz. Bizim önerimiz orta zekaya sahip herkesin anlayacağı bir öneridir. Biz bunları tartışıyoruz. Şehitlerimizin annelerine gidip söyleyecek ne sözümüz var? Bir şehit evini ziyaret ettiğimizde ağzımızı bıçak açmıyor. Sorunu çözün diyorlar. Balıkesir'deki anne de söylüyor Hakkari'deki de. Biz çözmeye hazırız. Bu sorunu çözse çözse CHP çözer bunu herkes bilsin. Şehitlere borcumuz var. Onları sadece anmak değil borcumuzu nasıl yerine getireceğiz? Onlar biz rahat edelim diye şehit oldular. Bedeli kim ödüyor? Analar ödüyor. Ateş düştüğü yeri yakıyor. Sorunu çözmüyoruz bizim çözümümüze kulak kabartmıyoruz ne yapacağız? İnsanlar ölüyor şehitler geliyor ne olacak?" dedi.
'TERÖRLE MÜCADELEYİ MÜZAKERE BAZINA İNDİREN HÜKÜMET BAŞARILI OLAMAZ'
Terörle mücadeleyi müzakere bazına indiren bir hükümetin terörle mücadelede başarılı olamayacağını dile getiren Kılıçdaroğlu, 28 Aralık 2011'in tarihte kara bir leke olduğunu ifade etti. Bu tarihte 34 kişinin öldürüldüğünü hatırlatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Ben o tarihte Van'daydım. Depremin sıcaklığı vardı. Biz oradaki depremzedelerle beraber olmak istedik. Elimizde armağanlarla gitmek istedik oraya. Yılbaşı gecesi acılarını paylaşabilir miyiz diye gittik. Bu facia yaşandığında ben Uludere'ye gitmek istedim. Gittik oraya. O anneleri gördük orda. Hangi anne çocuğunu kaybetmek ister? Hiç bir anne istemez. Hepimizin annesi var. Bir çadır tiyatrosu kurdular. Ankara'dan Başbakan telefon ediyor hiç ölenlerin yakını olmayan birisine Başbakan başsağlığı diledi Türkiye'de izledi. Onun için çadır tiyatrosu dedim. Biz taziyelere gittik. Türkiye'nin birliği için gittik. Herkes huzur içinde yaşasın diye gittik. Rengi ne olursa olsun inancı ne olursa olsun bu coğrafyada herkes bu havayı teneffüs edebilsin diye gittik. Acılar hepimizin acısı. Sevinçlerde hepimzinin sevinci. Anayasamızın güzel bir mesajı var tasada ve sevinçte beraber olmak. Onun acısını paylaşmazsak olmaz. İnsan olmanın bir gereğidir. Ben oraya gittim dünyanın eleştirisini aldım. Ben oraya gideceğim. Böyle olayların olduğu her yere gideceğim. Nerede bir mazlum varsa bilsin ki CHP onun yanında olacaktır. Kan parasıyla anaları susturmak istediler. Para veriyoruz size sesinizi kesin dediler. Onların evlatları geri gelmeyecek zaten. Bunu biliyorlar. Ama onlar sadece bu kan dursun diyorlar. Kimse sağa sola yalpalamasın CHP önerisini getirdi. Siz de önerinizi getirin biz destek vereceğiz."
Olaydan hemen sonra defalarca istihbaratı nereden alındığını sorduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Konuşma olanağı olan her yerde sordum. Kankası oldukları yabancı devletlerin istihbarat servislerinin oyuncağı oldular mı olmadılar mı kim size verdi bu istihbaratı? Eğer siz istihbaratınızı yabancı ülkelerin istihbaratlarına endekslediyseniz kontrolü onlara bırakmışsınızdır. Komisyon kuruldu ve bilgiler geldi. Genelkurmay rapor gönderiyor. İstihbaratın tamamı milli kaynaklardandır. Ben 3 aydır soruyorum başbakana soruyorum cevabı Genelkurmay'dan 3 ay sonra alıyoruz. Genelkurmay Başkanlığı Başbakan'ın basın ofisi mi niye o cevap veriyor? Soruya cevap verecek olan siyasi otoritedir. O cevap vermiyor onun sözcüsü olan güç veriyor. Siyaset kurumu cevap vermeyecek onun basın sözcüsü gibi çıkacak Genelkurmay milli kaynaklardan aldık. Ne oldu? Tamamı çıktı meydana. Wall Street Journal gazetesi gerçeği yazdı. Bizimkiler yalanladılar. Uzun uzun halvet ettiler. Doğru değildir dediler. Arkadan gazeteci çıktı biz haberimizin arkasındayız dedi. Pentagon sözcüsü ona da soruyor gazeteciler, Sızıntıdır malesef böyle şeyler oluyor. İstihbaratınızı yabancı bir ülkenin istihbaratına endekslerseniz milliliğiniz kalmaz. Kendi ülkenizin güvenliğini başkalarına teslim etmiş olursuınuz. Sonra farketmeden kendinizi o ülkenin taşeronu olarak görürsünüz. Geldiğimiz nokta o." diye konuştu.
'TÜRKİYE ORTADOĞU'DA İTİBARI KALMAYAN BİR ÜLKE HALİNE GELDİ'
"Suriye'ye bakın. Hani Suriye saldırırsa NATO gelecekti." diyen Kılıçdaroğlu, hükümet ile Recep Tayyip Erdoğan'ın tek başına bırakıldığını belirterek Türkiye'nin Ortadoğu'da itibarı kalmayan bir ülke haline geldiğini savundu. "Başbakan tamamı milli dedi ama ABD İHA'larından gelen filmi seyrettiğini de itiraf etti." diyen Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Operasyondan sonra benim haberim oldu dedi. Pakistan'da yaptığı açıklama. Operasyon yapılıyor sınırdışı operasyon. 34 Vatandaşımız katlediliyor başbakanın sonradan haberi oluyor. Bunu söyleyen bir başbakanın o koltukta bir saat bile oturmaması lazım. Sınırdışı operasyon yetkisini TBMM verdi. Sen o yetkiyi delege edemezsin, devredemezsin. İstihbaratın kaynağı belli oldu. Bombalama talimatını kim verdi? Sıyırmak istiyor benim haberim yok diyor. Sorumluluğu birilerine atıyor. Bir başbakan kendisine bağlı kurumlara nasıl iftira atar? O zaman git özür dile. Ben bu ülkeyi yönetemiyorum de. Bana TC tarihinde böyle bir yönetim anlayışının olduğu bir dönem gösterin. İlk defa bu kadar beceriksiz ve acizliğini itiraf eden bir başbakan görüyorum. Bu millet sana yüzde 49 oy verdi. Böyle yönet diye mi oy verdi.
Ortadoğu politikasına batının egemen güçleriyle dahil olmak doğru değil. Hele hele oradaki mezhep çatışmalarının bir parçası olmak ateşle oynamaktır. Ne zamandan beri biz bunu yapıyoruz? Recep Tayyip Erdoğan'ın aklını başına toplaması lazım."
'POST MODERN DİKTATÖRLE KARŞI KARŞIYAYIZ'
"Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir diyoruz. Yasama, yürütmeyi yargı ve medya egemendir. Demokrasilerde seçim yapıyoruz. milletvekiline adaylığına koyuyor. Temiz kağıdı alıyor. Başbakanlığa gönderiyor onlarda milletvekili olabilir diyor halkta onu seçiyor. Ama şimdi diyorlar siz hapisten çıkamazsınız." diyen Kılıçdaroğlu, Pakistan'da bile bunun gündem olduğunu belirterek bu ayıbın heryerde söyleneceğini belirtti.
'MEMURA GÖZDAĞI VERİYORLAR'
3 parti başkanının bu konuda uzlaştığını ve Cemil Çiçek'e ilettiğini anlatan Kılıçdaroğlu, "Ama bu kez AK Parti'nin MYK'sı gündeme geldi. Anket yaptılar güya halk dışarı çıkarmak istemiyor dedi böyle bir demokrasi anlayışı var mı? Mustafa Balbay mektup yollamış. Bana da yollamış bu mektubu. Dünyanın hiçbir ülkesinde anketle özgürlük pazarlığı yapamaz diyor. Ben af istemiyorum benim bu yazılarım adalet ve özgürlük çığlığıdır. Milli irade anketle belirleniyor. Seçim yapmayalım mahkeme yapmayalım anket yapalım. Hangi demokrasi de var. Demokrasi mücadelesi çok zordur. Postmodern bir dikdatör ile karşı karşıyayız. Demokrasi gömleği giyiyorlarmış o gömlek lime lime oldu. Özgürlük mücadelesini biz yapacağız. Memurlara zam görüşülüyor. Anayasa değişiklikleri sırasında bir grup memur evet demişti. Toplu görüşüyorlar anlaşma olmadı ne olacak? Hakem heyetine gidecek onlar kimlerden oluşuyor onların tayin ettikleri. Sen napacaksın içine sindireceksin. Sen sarı sendikacısın. Memura gözdağı veriyorlar. Şimdi söylediği laf çok ilginç memura 3 kuruş zaman yaparsak Yunanistan'a döneriz. Yani ekonomimiz bu kadar kötü. Ama ceplerine çalışırlarsa hiç bir şey olmaz. Ya da Erdoğan ideolojik davranıyor. Bu açıdan memur arkadaşlarımız eylem yapacaklar destekliyoruz. Onlar ücretlerinin artmasını istiyor. Kim hak talebinde bulunuyorsa biz onların yanındayız." şeklinde konuştu.
SON VİDEO HABER
Haber Ara