Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Gül: Türkiye en başından Arap ülkelerindeki değişimi destekledi

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye'nin Arap Baharı ve Arap ülkelerindeki değişimi en başından beri desteklediğini bildirdi.

Cumhurbaşkanı Gül, ABD temasları çerçevesinde Chicago Küresel İlişkiler Konseyi'nde, "Türkiye'nin Ekonomik ve Dış P

14 Yıl Önce Güncellendi

2012-05-22 17:17:08

Gül: Türkiye en başından Arap ülkelerindeki değişimi destekledi
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye'nin Arap Baharı ve Arap ülkelerindeki değişimi en başından beri desteklediğini bildirdi.

Cumhurbaşkanı Gül, ABD temasları çerçevesinde Chicago Küresel İlişkiler Konseyi'nde, "Türkiye'nin Ekonomik ve Dış Politika Öncelikleri" konulu bir konuşma yaptı. Konuşmasında Arap Baharı'na da değinen Gül, Türkiye en başından beri bu tarihi değişimin en büyük destekçisi olduğunu söyledi. Gül, "Arap Baharı'na gelince, başından beri, Türkiye bu tarihi değişimin en büyük destekçisi olmuştur. Neden? Çünkü demokrasiye doğru atılan her adım bu ülkelerin hem kendi vatandaşlarının meşru beklentilerini karşılamak, hem de uluslararası topluluklara göre bu ülkelerin daha güvenilir birer ortak olabilmesi açısından çok büyük önem taşımaktadır. Sonuç olarak, kendi hakları ve şerefleri için mücadele eden insanların yanında yer almak konusunda tereddüt bile etmedik. Biz de, birçok uluslararası toplum ile beraber tarihin haklı tarafında yer almayı seçerek stratejik bir karar verdik." dedi.

Arap rejimlerine, kendi halklarının meşru beklentilerini karşılamasının gerekliliği yönünde defalarca çağrıları yenilediklerini belirten Gül, "Bunu başaramadıklarında da bölge insanlarıyla güçlerimizi birleştirdik ve onların isteklerini elde etmelerini sağlamaya çalıştık. Şu anda devrim sonrası değişimi kurumsallaştırma aşamasında olan Tunus, Mısır, Libya ve Yemen gibi ülkelerin, en aktif ortağı Türkiye'dir. Bu ülkelerin bize olan büyük sempatisini kazandığımız için yalnızca kendi deneyimlerimizi paylaşmıyor, aynı zamanda da ekonomik işbirliği ve siyasi kapasite inşası konularında onlara somut yardımlarda bulunuyoruz." ifadelerini kullandı.

"ONLARCA YILLIK DİKTATÖRLÜKLERİ İŞLEYEN DEMOKRASİLERE ÇEVİRMEK KOLAY DEĞİL"

Gül şöyle devam etti: "Özellikle de dini özgürlük ve laiklik konusundaki yaklaşımımız ve bu nosyonları demokratik çoğulluk ve devletle toplum arasında uyumun güvencesi haline dönüştürme şeklimiz oldukça alakalıdır. Bazıları, bu devrimlerin gerçek beklentileri ne kadar karşılayacağı konusunda hala tereddütlüdürler. Bu süreç içerisinde inişler ve çıkışların olacağını öngörmeleri normaldir. Ne de olsa, onlarca yıllık diktatörlükleri işleyen demokrasilere çevirmek hiç de kolay bir görev değildir. Ama gerçekten insanların istediği aslında budur ve biz de onlara yardım etmek için yanlarında olmalıyız."

Konuşmasında Suriye'deki olaylara da değinen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Suriye'de, baskıcı rejim politikaları yüzünden henüz meyve vermeye başlamamış olan devrimin hala ortalarında olduğunu aktardı. Suriye'de her gün onurları için çok sayıda insan hayatını kaybettiğini kaydeden Gül, uluslararası toplumun bu halkların demokrasi yolculuklarında destek olmakla yükümlü olduklarını vurguladı.

"TÜRKİYE, SURİYE'DEKİ İNSANLARIN ACILARINI HAFİFLETMEK İÇİN ELİNDEN GELENİ YAPIYOR"

Türkiye'nin Suriye'deki insanlara yardım için elinden geleni yaptığını belirterek, "Türkiye, kendi adına, Suriye'deki insanların acılarını hafifletmek adına, üzerine elinden geleni yapmaktadır. Diğerlerinin yanı sıra, ülke rejiminin uyguladığı şiddetten kaçan yaklaşık 25 bin Suriyeliyi ülkemizde misafir etmekteyiz. Aynı zamanda Suriye Ulusal Konseyi tarafından temsil edilen muhalifler ile sürekli temaslarımızı sürdürüyoruz ve onları, ülkelerindeki tüm vatandaşları kapsayan, insanların haklarını tamamiyle temin eden yeni bir Suriye için, yeni bir vizyon oluşturmaları doğrultusunda teşvik etmeye çalışıyoruz. Fakat şunu söylemem gerekir ki uluslararası toplum bir bütün olarak var olan krize etkili bir tepki göstermemiştir." Şeklinde konuştu.

Gül, Suriye konusu ile ilgili sözlerini şöyle bitirdi: "Altı maddelik Annan Planı, tüm yönleriyle acilen uygulanmaya başlanırsa Suriye'de düzenli bir geçiş elde etmek için hala son şans olabilir. Bu nedenle, şimdi Suriyeli insanlarla dayanışma zamanıdır ve gecikmeksizin bu yönde gerekli adımların atılması gerekir."

Haber Ara