Teröristler yasadışı göçmenlerin arasında Türkiye'ye sızıyor

Türkiye'de yasadışı göç ve göçmen kaçakçılığıyla ilgili araştırmaya göre terör örgütü PKK'nın militanlarının yasadışı göçmenler arasına karışarak Türkiye'ye sızdıkları belirlendi. Ayrıca terör örgütünün, organizatörlerden sınırdan geçişler için 'haraç' aldıkları da belirtildi.

    PKK'nın Kuzey Irak'ta, yaralanan militanlarını tedavi ettirmek amacıyla sahte pasaportlarla sıradışı güzergahları kullanarak Avrupa'ya taşıdığı ortaya çıktı. Kaçakçılığın terörü besleyen en önemli kaynaklardan olduğuna dikkat çekilen araştırmada, göçmen kaçakçılığının da dolaylı olarak terörü besleyen önemli bir finans kaynağı olduğu vurgulandı.

    Polis Akademisi Başkanlığı Uluslararası Terörizm ve Sınıraşan Araştırma Merkezi (UTSAM) tarafından yürütülen 'Türkiye'de Yasadışı Göç ve Göçmen Kaçakçılığı: Karakteristikler, Metotlar ve Profiller' başlıklı araştırmanın sonuçları açıklandı. Araştırmada, İran ve Irak tarafında Türkiye'nin taleplerini karşılar nitelikte bir sınır güvenliği ya da kontrolünün olmadığı ifade edildi. Özellikle Irak ve İran sınırları ile özellikle de son gelişmelerden sonra Suriye sınırında PKK/KCK terör örgütünün faaliyetlerinin önlenmesine yönelik bu ülkelerce yürütülen bir çalışma bulunmadığı vurgulandı.

    Araştırmada, PKK/KCK terör örgütünün göçmen kaçakçılığı suç faaliyetlerinden finansman sağladığının değerlendirildiği de belirtildi. Terör örgütünün militanlarını Avrupaya kaçırmaktan 'haraç' almaya kadar kaçakçılığın birçok aşamasında yer aldığına dikkat çekiliyor. Raporda, "Terör faaliyetlerinin de yoğun olduğu kara sınırları yasadışı geçişlere sahne olmaktadır. Bu yasadışı geçişler sırasında PKK/KCK militanlarının kimi zaman yasadışı göçmenler arasına karışarak ülkeye giriş yaptıkları, aynı zamanda organizatörlerin sınırdan geçişler için terör örgütüne finans sağladıkları bilinmektedir. Türkiye'de aranmakta olan teröristlerin de farklı yöntemlerle militanlarını çeşitli Avrupa ülkelerine gönderildikleri anlaşılmaktadır. Bu çerçevede göçmen kaçakçılığının terörü finanse eden yönü üzerinde özellikle durulmalıdır." deniyor.

    GÖÇMEN KAÇAKÇILIĞI TERÖRÜ BESLEYEN ÖNEMLİ BİR FİNANS KAYNAĞI

    Araştırmada, sınırlarda görev yapan askeri birliklerin terörle mücadeleyi öncelikli konu olarak ele almalarının, dolaylı olarak kaçakçılıkla mücadelede yeterli çabanın sarf edilmemesine yol açtığı ifade edildi. Ayrıca Edirne kara sınırındaki fiziki güvenlik tedbirlerinin yetersizliği ve sınırda görev yapan askeri birliklerin kolluk donanımı ve eğitiminin olmaması da sorunlar arasında yer aldı.

    Göçmen kaçakçılığı ile mücadelede profesyonel sınır birliklerinin olmadığının vurgulandığı araştırmada yapılan önerilerden bazıları şöyle:

    - Sınır güvenliğinin etkin biçimde sağlanması için Türkiye'nin sorunlu olarak görülebilecek sınır bölgeleri tespit edilmeli ve bu bölgelerdeki sıcak noktalar üzerinde fiziki elektronik ve teknik izlemeler, denetimler artırılmalıdır.

    - Yaklaşık bin 700 kilometre uzunluğunda ülke toprakları içerisinde suçun gelişmesine müsaade edilmeden ve suçun kaynağında mücadele adına ülkenin Doğu sınır girişlerindeki mücadele seviyesi artırılmalıdır.

    - Sınır güvenliğinin etkin hale gelmesi, ancak sınır bölgelerinde etkili, hızlı ve teknik kapasitesi yüksek, kolluk yetkileri olan eğitimli sınır muhafaza görevlilerince sağlanabilecektir. Bu nedenle kurulması gündemde olan Sınır Güvenliği Muhafaza Teşkilatı'nın kuruluş çalışmaları hızlandırılmalı, sınır güvenliği konsepti mutlaka bütüncül biçimde ele alınmalıdır.

    - Kaçakçılık terörü besleyen en önemli kaynaklardandır. Bu kapsamda göçmen kaçakçılığı da dolaylı olarak terörü besleyen önemli bir finans kaynağı olmaktadır. Kaçakçılıkla mücadele kapasitesinin artırılması, terörle mücadeleye doğrudan katkı sağlayacaktır.

    - Bölgede kaçakçılığın yaygın olması, kuralsızlığın 'kural' olarak algılanmasına bu da sosyal dokuyu bozarak kamu otoritesinin zayıflatılmasına neden olmaktadır. Kurallı yaşamın topluma kazandırılmasında kaçakçılıkla mücadele önemli bir katkı sağlayacaktır.

    - Sınırdışı etme görevini üstlenen Yabancılar Şubesi personeli geri gönderme merkezlerinin ağır şartlarında, her an olası isyan, ölüm ve yaralanma olaylarına karşı soruşturma riski taşımakta, yabancıların sosyal ve psikolojik dertlerine de çare aramakta, buna karşılık ödüllendirme mekanizmasında yer almamaktadırlar. Bu anlamda bu merkezlerin personel takviyesine ve motivasyon artırıcı ödüllendirmelere ihtiyacı bulunmaktadır. Ayrıca geri gönderme merkezlerinin kapasitesi artırılmalıdır.