Derin tuzak
Uludere’de 35 sınır kaçakçısının öldüğü hava operasyonunun üzerinden 4 ay 19 gün geçti. Ancak Wall Street gazetesinin “Operasyon, ABD’nin verdiği istihbarat üzerine yapıldı” şeklindeki iddiası tartışmaları yeniden alevlendirdi. Genelkurmay Başkanlığı haberi yalanlarken, muhalefet partileri hükümete yüklendi. Siyasi gözlemciler, akademisyen ve gazeteciler Uludere olayının hükümetin Kürt açılımını baltalamak üzere tezgahlanıp kullanıldığında hemfikir.
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-05-19 15:10:44
Wall Street Journal gazetesinde yer alan iddialar ve Türkiye’den yapılan son açıklamalar ile yeniden gündeme gelen Uludere olayı hakkında Kürtlerin etkin isimlerinden Haşim Haşimi ve Hüseyin Yayman Milat’a önemli değerlendirmelerde bulundu.
Diyarbakır eski Milletvekili Haşim Haşimi, “Ortada bir operasyon olduğu kesin. Son iddialar ile olay derinleşirken, perdelenmek istendiği de ortaya çıktı” dedi. “Hiç lafı uzatmaya gerek yok” diyen Haşimi, “35 canımız katledildi. Dün olduğu gibi bugün de hedefe Sayın Başbakan Erdoğan koyuldu. Oslo görüşmeleri sızdırıldığında da aynı şekilde Sayın Erdoğan hedef alınmıştı. Tuzaklar hiç bitmiyor. Başbakan Erdoğan bu oyunu dik durarak atlatmalıdır” dedi.
Bu uyarıya dikkat!
“Türkiye’deki demokratikleşme süreci derin yapıları ve Ortadoğu’ya hükmetmek isteyenleri rahatsız etmiştir” diyen Haşimi, “Bu rahatsızlık ile Uludere katliamı devreye sokulmuştur. Önemli olan şimdi atılacak adımdır. Başlatılan soruşturma derinleştirilmeli, sorumlular derhal ortaya çıkartılmalı ve kamuoyuna açıklanmalıdır. Kesinlikle sorumluların ceza almaları sağlanmalıdır. Atılacak geri adım hükümeti güçsüzleştirir, karanlık yapıların işlerini kolaylaştırır. Bugüne kadar Kürt sorununun çözümüne yönelik yapılan iyileştirmeler de boşa çıkar” dedi.
Çözümsüzlük üretiliyor
Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Hüseyin Yayman da “Uludere olayı sorunu derinleştiren bir etki yaparak, çözüm iklimini ortadan kaldırıyor. Hükümet sorunları çözmek isterken, önünde yeni tuzaklar buluyor. Uludere meselesi Kürt sorununun bir beka konusu olduğunu ortaya koyuyor. Uludereliler hükümetin sınır kapısı açma ve tazminat ödeme girişiminden memnun olmakla birlikte, temel beklentileri olayın aydınlatılması ve sorumluların yargı önüne çıkartılması yönünde. Şimdi gündemimiz bu talep olmalıdır” dedi.
Terörle mücadele Ankara’dan başlamalı
Gazeteci-yazar Emre Uslu, Uludere olayının başarıyla devam eden PKK operasyonlarını bitirmek üzere 'derin Ankara ile derin PKK'nın ortaklaşa planladığı bir operasyon olduğunu söyledi. Terörle mücadele yapılacaksa önce Ankara'dan başlanması gerektiğini belirten Uslu, Uludere olayında MİT'in içinde derin PKK ile irtibatlı kişilerin parmağının olduğundan zerre kadar kuşkusu bulunmadığını söyledi. Taraf gazetesi yazarı Uslu “Ankara süt polemiğinde boğulmuş gibi. Allah bu akıl tutulmasından bir an önce kurtarsın yöneticilerimizi. Biri Ankara'yı sarsmalı ama sarsmaya kalkanı da susturuyorlar" dedi.
Operasyonlar bıçak gibi kesildi
Uslu, Uludere olayının başarıyla devam eden PKK operasyonlarını bitirmek üzere derin Ankara ile derin PKK'nın ortaklaşa planladığı bir operasyon olduğuna dikkat çekti. Uludere'den sonra başarılı operasyonların bıçak gibi kesildiğini, Ankara'daki 'PKK'yı kullanalım' diyen ekibin üstün geldiğini anlatan Uslu, "PKK'yı bitirelim" diyenlerin ise Uludere komplosuyla yenildiğini kaydetti. Bu nedenle terörle mücadele yapılacaksa önce Ankara'dan başlanması gerektiğini belirten Uslu, "Ankara net bir vizyon ortaya koyacak ekip çatışmasına bırakmayacak bu işi. Eğer PKK'yı bitirelim diyorsanız biter bu örgüt. Ama bana göre Ankara'nın tercihi PKK'yı kullanalım yönünde. Bu nedenle de bitmiyor. Olan gariban Kürt ve Türk'e oluyor. Uludere olayında MİT'in içinde derin PKK ile irtibatlı kişilerin parmağının olduğundan zerre kadar kuşkum yok. Kimse hikaye anlatmasın. Zaten MİT'in yaptığı tüm açıklamalar tutarsızlıklar manzumesi gibi. Ben bunu söyleyince MİT'i hedef alıyormuşum gibi algı oluşturuldu. MİT bu algının arkasına gizlenip kendini koruyor ama gerçekler bir gün açığa çıkar. Zaten zaman zaman ucundan kıyısından çıkan bilgilerle neyin ne olduğunu net olarak gördük. MİT'i savunacağım diye yazılan yazılarda bile o gerçeklerin ipuçları görünüyor" diye konuştu.
ABD’de lobi savaşı
WSJ makalesinde yer alan Uludere olayının istihbaratının Amerika'dan verildiği bilgisini de değerlendiren Uslu, o makalenin ABD içindeki tartışmanın bir parçası olduğunu ifade etti. ABD içinde AK Parti ve Erdoğan yönetiminin burnunu sürtmek isteyen bir lobi bulunduğunu dile getiren Uslu, şunları söyledi:
"Bu lobi Erdoğan'ın bana göre maceracı dış politika arayışları nedeniyle özellikle PKK'ya karşı yürütülen terörle mücadelede elinin güçlendirilmesini istemiyor. Bu lobiye karşı çıkan bir başka lobi daha var Washington'da. Bunlar da özellikle Malatya'ya kurulan radar istasyonundan sonra Türkiye'nin elini güçlendirmek ve PKK sorununu kökten çözmek istiyor. Böylece Türkiye'nin gelecek 50 yıl o bölgede ABD'nin önemli müttefiki olarak istikrar adası olacağını düşünüyor. WSJ makalesi işte bu iki lobi arasındaki tartışmanın kamuoyuna yansıması olarak okumak gerekiyor. Bu lobilerden ikincinin kazanacağını düşünüyorum ben. AKP'nin yapması gereken şey bulanık sularda balık avlamak değil. Düşmanını tanımak, konjonktürü okumak, alternatifleri planlamak gerekiyor. Hükümet bunlardan hiçbirini yapmadan şarkıcıdan, türkücüden Kürt sorununa çözüm aradı. Böylece insanların umuduna da tekme vurmuş oldu."
Milat
Haber Ara