Yurt dışında oy kullanma, geç kalan bir adımdır
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarının oy kullanabilmesiyle ilgili ''Türkler'in ana vatanlarının siyasi kararlarına katılımları konusunda atılan bu adımlar esasen, geç adımlardır'' dedi.
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-05-18 14:40:52
Derginin ikinci sayısında yayımlanacak söyleşide Gül, çeşitli konulardaki sorulara yanıt verdi.
Gül,''Sayın Cumhurbaşkanı, Avrupa'da siyasi olarak da kendini hissettiren ama bu arada sokakta seri cinayetler işlemeyi bile göze alan bir ırkçı hareket var. Bu gelişme yalnız Türkleri değil, Müslümanların tamamını yakından ilgilendiriyor. Bu gelişmeyi nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusuna, ''Son derece tehlikeli bir gelişme olarak değerlendiriyorum'' yanıtını verdi.
Irkçılık veya farklı kültürlere, yaşam biçimlerine dönük hoşgörüsüzlüğü ''Avrupa'nın en eski hastalığı'' olarak nitelendiren Gül, ''bu hastalığın'' bir toplum ne kadar iyi eğitim almış, ne kadar zengin ve müreffeh olsa da özellikle ekonomik kriz dönemlerinde yeniden baş gösterdiğini belirtti.
Şimdiki gelişmenin İslam'a karşı bir tepki veya korku olarak nitelenebilecek İslamofobi olduğunu ifade eden Gül, bu tür bir ırkçı hareketin en büyük hedefinin de Avrupa'da yaşayan Türkler olduğunu, benzer kaderi Arap nüfusun veya Pakistanlıların da paylaştığını söyledi.
Gül, ''Bu gelişme karşısında Avrupa'da yaşayan Türkler ve diğer Müslümanlar nasıl davranmalı? Siz onlara ne tür bir mesaj vermek istersiniz?'' şeklindeki soruya karşılık da herkesin bilmesi gereken noktanın, çoğulcu demokrasilerde her zaman birtakım aşırı uçtaki siyasi hareketlerin bulunması olduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Gül, demokraside ''marjinal'' olarak adlandırılan bazı azınlıkların, bu tür özgürlükleri kötü amaçlar doğrultusunda kullanabildiğine işaret ederek, ancak bu tür siyasi hareketlerin varlıklarının, demokrasiye ve güçlü kurumlarına karşı güvensizliği asla doğurmaması gerektiğini kaydetti.
AA'da yer alan habere göre, ırkçı tabir edilen hareketlerin hedefindeki insanların öncelikle kendi aralarındaki dayanışmayı güçlü tutmaları gerektiğine işaret eden Gül, ''Avrupa'da yaşayan Müslümanların, demokrasinin barışçı esaslarına göre davranmaları, sivil toplumun gereklerini yerine getirmeleri ve demokratik kurumları kullanarak bu tür saldırgan ve ırkçı siyasetlerin gerçek yüzünü içinde yaşadıkları toplumların fertleri ile paylaşmaları esastır'' dedi.
''Demokrasi açısından büyük bir risk oluşturan bu tür siyasi hareketlere, ilgili demokratik ülkelerin yönetimlerinin tedbir alması gerekmiyor mu?'' şeklindeki soruya karşılık ise Gül, ''Ben kimsenin iç işlerinde nasıl davranması gerektiğini söyleyemem ama genel demokratik prensiplerden söz edebilirim. Çünkü büyük demokrasi mücadelelerinin içinden gelmiş bir insan olarak demokrasinin kendini koruma hakkı olduğuna inanırım. Demokrasiye tehdit oluşturan tüm unsurların da bu koruma hakkı içinde kontrol altına alınması gerektiğine inanırım'' diye konuştu.
Gül, şöyle devam etti:
''Aksine, bu tür hareketlerin varlığı hatta bazı ülkelerde olduğu gibi parlamentolarda temsil edilecek kadar güçlenmesi, o ülkelerde demokrasinin gelişmiş ve güçlü olduğunu değil; demokrasi açısından ciddi bir ayıbı gösterir. Bu tür ırkçı hareketlerin olduğu ülkelerde demokratik süreçle işbaşına gelmiş ve çoğunluk adına görev yapmakta olan yöneticilerin mutlaka bu hareketlere karşı önlem almaları gerekmektedir. Bu tür hareketler affedilemez.''
Cumhurbaşkanı Gül, ''Türkiye Cumhuriyeti bu tür hareketler karşısında nasıl bir yol izleyecek? Avrupa'da çok sayıda vatandaşı olan bir devlet olarak bir stratejisi var mı?'' sorusu üzerine ise ''Devletimiz meseleyi yakından izlemekte, Avrupa'da yaşayan vatandaşlarımızın, soydaşlarımızın, akrabalarımızın, kültürel yakınlık kurduğumuz bütün toplumların huzur ve güven içinde yaşaması için elinden geleni yapmaya hazır bulunmaktadır'' dedi.
Bu konuda vatandaşlara da çok iş düştüğünü anlatan Gül, yaşadıkları ülkelerle uyumlu bir birlik sergilemeleri gerektiğini, söz konusu devletlerin kurumlarıyla temas halinde olmalarının da önemli olduğunu söyledi.
HOLLANDA'DA GÖZALTIDAYKEN ÖLEN İHSAN GÜRZ OLAYI
Hollanda'nın Beverwijk şehrinde geçen sene polis tarafından gözaltına alındıktan sonra hayatını kaybeden 22 yaşındaki İhsan Gürz ile ilgili soru üzerine ise Gül, mağdur aileyle konuştuğunu ve konuyu yakından takip ettiklerini kaydetti.
Gül, ''Bu olayın üstü asla kapanmayacak çünkü Türkiye'de yapılan otopside ortaya büyük tereddütler çıktı. Bu konuda Hollanda makamları yayımlamaları gereken raporları henüz yayımlamadılar, bu konuyu da kendileriyle görüşüyoruz'' diye konuştu.
YURT DIŞINDA OY KULLANMA
Gül, yurt dışında yaşayan Türklerin oy kullanabilmesiyle ilgili çalışmalar hakkındaki soruya karşılık ise Türklerin ana vatanlarının siyasi kararlarına katılımları konusunda adımların geç atılmış olduğunu söyledi.
Gül, bu sorunun çok önceden çözümlenmiş olması gerektiğini belirterek, şunları söyledi:
''Daha önceleri bazı sebepleri varmış, bu nedenle olmamış deyip önümüze bakmakta yarar var. Önemli olan, vatandaşlarımızın tümünün iradesinin ülke yönetimine tam yansımasının yolunu açmaktır. Bu gerçekleşiyor. Günü geldiğinde artık oylarını kullanacaklar ve tercihlerini Türkiye'ye duyurabilecekler. Demokrasi için güzel ve anlamlı bir gelişme. Kendilerinden ricam, birbirlerini kırmadan bu demokratik haklarını kullanmaları, siyasi tartışmalarını ayarında tutmalarıdır. Birbirlerine düşmeden gitsinler versinler oylarını, orada da bıraksınlar bu işi.''
ÖZEL YAŞAMI
''Son ziyaretinizde Hollanda Başbakanı sizinle randevusuna bisikletle geldi. Ama Türkiye, kuşkusuz çok farklı bir ülke, koşulları değişik. Cumhurbaşkanlığı özel yaşamınızda neleri değiştirdi?'' sorusuna karşılık ise şunları söyledi:
''Tabiki Cumhurbaşkanı olmanın günlük hayatımda yol açtığı bazı değişiklikler var. Bunların başında da eskisi kadar rahat hareket edememem geliyor. Cumhurbaşkanlığı, tanımı gereği, protokolleri, seremonileri olan bir makam. Bunlara riayet etmek gerekiyor. Yurt içinde ve yurt dışında çok sık seyahatlere çıkmam gerekiyor. Ailemden uzun süreler uzak kalabiliyorum.
Hayrünnisa Hanım genelde yanımda olsa da çocuklar ile çok daha seyrek görüşebiliyorum. Hollanda Başbakanı'nın ve bazı Avrupa ülkelerindeki siyasi liderlerin ofislerine bisikletle gitmeleri çok hoş. Halkla daha iç içe olmak, daha az protokol, daha az formalite tabii ki çok daha iyi. Ama Türkiye büyük bir ülke ve gerek kültürel, gerek pratik sebepler böyle bir uygulamayı bizim ülkemizde imkansız kılıyor. Yine de özellikle yaz aylarında İstanbul'da olduğum dönemlerde, olabildiğince vatandaşlarımızla bir arada olmaya, onlarla doğrudan iletişim kurmaya özen gösteriyorum.''
Haber Ara