BM Genel Kurulu'nda düzenlenen '2012 yılında dünya ekonomisi ve Maliyesinin Durumu' konulu yüksek düzeyli toplantının açılış konuşmasını Başbakan Yardımcısı Ali Babacan yaptı.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Avro Bölgesi'ndeki krizle ilgili olarak, ''Pek çok Avrupa ülkesinde mali konsolidasyona çok acil ihtiyaç var, rekabeti artırmada yapısal reformlar kesinlikle çok önemli. Her ülke gerekli adımları atmaya devam etmeli ve bu olurken de Avro Bölgesi'nin içinde daha güçlü bir dayanışma görmeyi çok istiyoruz'' dedi.
Başbakan Yardımcısı Babacan, BM Genel Kurul Başkanı Nasır Abdülaziz En Nasır ile BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'un girişimiyle BM Genel Kurulu'nda düzenlenen, ''2012 Yılında Dünya Ekonomisi ve Maliyesinin Durumu'' konulu yüksek düzeyli toplantının açılışında konuştu.
BM'nin herkesi kapsayan ve adil ekonomik büyümeyi, sürdürülebilir kalkınmayı sağlamada, yoksulluğu ve açlığı yok etmede liderlik rolü bulunduğunu belirten Babacan, evrensel üyeliğe sahip olması ve meşruiyeti nedeniyle BM'nin, önemli uluslararası ekonomik konuların tartışılmasında anahtar bir platform oluşturduğunu ifade etti.
Küresel ekonomik ve mali krizin pek çok ülkede kalkınmayı olumsuz yönde etkilediğini anlatan Babacan, toparlanma sürecinin yavaş ve belirsiz şekilde ilerlediğine işaret etti. Sorunlarla baş etmede geliştirilen kısa dönemli perspektiflerin elde edilen başarıları tehdit ettiğini kaydeden Babacan, pek çok ülkede görülen bütçe fazlası harcamaların ve aşırı borçlanmanın sürdürülebilir olmadığını ve gelecek için önemli riskler yarattığını vurguladı.
Küresel krizin ülkelerin büyüme değerlerini düşürmesinin yanı sıra ülkelerin iş gücü piyasalarını ve vatandaşların gelirlerini de kötü etkilediğini anlatan Babacan, ''Hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde istihdam ve gelir artışları daraldı ve işsizlik arttı. Sadece küresel kriz öncesindeki istihdam oranlarına dönebilmek için 2015 yılına kadar, dünyada her yıl 21 milyon yeni iş yaratılması gerektiği tahmin edilmektedir'' diye konuştu.
Krizin gençler arasında da işsizliği büyük oranda etkilediğini dile getiren Babacan, ''Bazı gelişmiş ekonomilerde, gençlerin işsizlik oranları yüzde 50'yi aştı'' değerlendirmesinde bulundu.
''Küresel ekonomik krizden çıkışta ileriye dönük, uzun dönemli politikalar üretilmesi ve buna uygun adımların atılmasını gerektirmektedir'' diye konuşan Babacan, pazarlara, borç sürdürülebilirliğine yol açacak orta ve uzun dönemli mali konsolidasyon için güçlü mesaj gönderilmesinin zorunlu olduğunu söyledi. Babacan, bu kapsamda pek çok ülkede merkez bankalarının hareketlerinin gerekli mali disiplin ya da yapısal reformları ikame edemeyeceğini, hükümetlerin merkez bankalarının likidite operasyonlarının sunduğu fırsat penceresinden en iyi şekilde yararlanmaları gerektiğini vurguladı. Babacan, ''Mali sektörü güçlendirmek de bir başka anahtar amaç olmalıdır'' ifadesini kullandı.
Bu kapsamda uluslararası para, mali ve ticarette politikaların daha tutarlı ve uyumlu olmasının dünya ekonomisinde güven yaratmada önemli bir araç olduğunu söyleyen Babacan, ''Korumacı politikalar sadece ticarette değil, yatırımları, üretimi ve istihdamı artırmak için, mali piyasalarda da önlenmelidir. Sosyal eşitliği güçlendirmek ve yoksulluğu ortadan kaldırmak uluslararası toplumun ana amaçları olmalıdır'' görüşünü belirtti.
-Avro Bölgesi-
Avro Bölgesi'nin, küresel krizin ''merkez üssü'' olduğu yönünde pek çok analiz bulunduğunu ifade eden Babacan şöyle konuştu:
''Pek çok Avrupa ülkesinde mali konsolidasyona çok acil ihtiyaç var, rekabeti artırmada yapısal reformlar kesinlikle çok önemli. Her ülkenin gerekli adımları atmaya devam ederken Avro Bölgesi'nin içinde daha güçlü bir dayanışma görmeyi çok istiyoruz'' dedi.
Babacan konuşmasında daha sonra Türkiye'deki ekonomik gelişmelerle ilgili bilgi verdi.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye'deki ekonomik büyümeye ilişkin, ''2010 yılında yüzde 9,2 ve 2011 yılında yüzde 8,5 oranında ekonomik büyüme sağladık. Bu büyüme özel sektör tarafından liderlik edilen bir büyüme oldu, kamu harcamaları yoluyla olmadı, özel sektör bu kapsamda anahtar rol oynadı'' dedi.
Başbakan Yardımcısı Babacan, BM Genel Kurul Başkanı Nasır Abdülaziz En Nasır ile BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'un girişimiyle BM Genel Kurulu'nda düzenlenen, ''2012 Yılında Dünya Ekonomisi ve Maliyesinin Durumu'' konulu yüksek düzeyli toplantının açılışında konuşarak, Türkiye'nin makroekonomik gelişmeleri ve sosyal politikalarıyla ilgili detaylı bilgi verdi.
Makroekonomik ve siyasi istikrarın ekonomik büyümenin belkemiği olduğunu belirten Babacan, Türkiye'nin özellikle son 10 yıllık dönemde ekonomide dev adımlar attığını vurguladı.
Babacan, Türkiye'nin bu dönemde makroekonomik çerçevede, kamu maliyesi yönetiminde ve kontrolünde, bankacılıkta, sağlıkta ve sosyal koruma alanlarında derin bir yapısal dönüşüm sürecini gerçekleştirdiğini ifade etti.
Türkiye'nin ''İnsan merkezli' yaklaşımıyla aşırı yoksulluğu ortadan kaldırmayı, cinsiyet eşitliğini güçlendirmeyi, çevreyi korumayı, eğitim sektörünü daha iyiye götürmeyi ve herkese sağlık hizmeti sağlamayı amaçladığını dile getiren Babacan, ''Türkiye gerçekten de bu amaçlara ulaşmada iyi ilerleme kaydetmiştir'' dedi.
-''Gelir dağılımı iyileşmeye devam etti''-
Babacan, Türkiye'nin, zamanında yaptığı reformlar sayesinde 2008-2009 dönemine güçlü bir kamu maliyesi ve bankacılık sektörüyle girdiğini, ekonomik krizin doruk noktasına ulaştığı 2009 yılında, pek çok ülkenin mali teşvik programı ilan ettikleri dönemde, mali konsolidasyona odaklı 3 yıllık orta dönemli bir program açıkladığını anımsatarak, şöyle devam etti:
''Türkiye'de borcun sürdürülebilirliğinin hiçbir zaman sorun olarak algılanmayacağı konusunda emin olmak istedik. Bunda da başarılı olduk, güvenilirlik oranları yükseldi, 2010 yılında yüzde 9,2 ve 2011 yılında yüzde 8,5 oranında ekonomik büyüme sağladık. Bu büyüme özel sektör tarafından liderlik edilen bir büyüme oldu, kamu harcamaları yoluyla olmadı, özel sektör bu kapsamda anahtar rol oynadı. Türkiye'de 2009 yılının ortalarından bu yana 3,7 milyon ilave iş yaratıldı. Gelir dağılımı iyileşmeye devam etti.''
-''Türkiye, hedefleri yakaladı''-
Türkiye'de bir doların altında günlük geliri olan kişinin kalmadığını ayrıca 2 doların altındaki gelirle yaşayan kişi sayısının neredeyse sıfıra iniğini belirten Ali Babacan, ülkede günlük geliri 4,3 doların altında olan nüfusun, 2002 yılında yüzde 30 iken bugün yüzde 3,7'ye indiğini vurguladı. Babacan, ''Bu sonuçlara dayanarak Türkiye çoktan 2015 yılında ulaşılması hedeflenen (BM Binyıl Kalkınma Hedefleri)ni yakaladı'' diye konuştu.
Son yayımlanan OECD raporunda da işaret edildiği üzere Türkiye'nin gelir dağılımında çok önemli ilerleme sağladığına değinen Babacan, raporda birkaç ülke dışında tüm OECD ülkelerinde gelir dağılımının hızla bozulduğu, Türkiye'nin ise kişi başına geliri artırırken, dağılımı da iyileştiren istisnai ülkelerden biri olduğunun vurgulandığını anımsattı.
Babacan, bu başarıyı sağlamada 3 alanda uyguladıkları politikaların rolü bulunduğunu, bunların, ''Sosyal destek programları, 3 çocuklu olan düşük gelirli aileleri koruyan vergi politikası ve rekabetçilik'' olduğunu söyledi. Babacan bu kapsamda Türkiye'de hiçbir aileye ya da şirkete imtiyaz ya da koruma sağlanmadığını belirtti.
Sağlık sektöründe de önemli bir dönüşümden geçildiğini dile getiren Babacan, toplumun her kesimine etkili, adil, erişilebilir ve yüksek kaliteli hizmet verildiğini söyledi. Türkiye'de ortalama ömür oranlarında da 1990 yılından bu yana, özellikle de 2003-2010 döneminden beri son derece düzenli ve hızlı iyileşme olduğunu ifade eden Babacan, eğitime de büyük önem verdiklerini, yoksul ailelere çocuklarını okula gönderme kaydıyla nakdi yardımda bulunduklarını bildirdi.
Babacan, ''Biz ailelere, kız çocuklarını okula göndermeleri için erkek çocuklarına göre daha fazla para yardımı yaptık. Parayı babaya değil anneye verdik. İlkokuldan çok ortaokula çocuklarını gönderen ailelere daha fazla yardım yaptık'' ifadesini kullandı.
Yoksulluğu azaltmada istihdam yaratmanın önemine dikkati çeken Babacan, Türkiye'de küçük ve orta ölçekli işletmelerin toplam istihdamın yüzde 80'ini oluşturduğunu, hükümet olarak bu işletmelerin gelişiminin önündeki engelleri kaldırmaya özel önem verdiklerini vurguladı.
Ekonomik faaliyetlerde kadınların sayısının artmasına özel önem verdiklerini, iş yerlerinde kadınlar ile gençlerin istihdamında pek çok kolaylık sağladıklarını dile getiren Babacan, ''2009 yılından bu yana yarattığımız 3,7 milyon işin 1,5 milyonunda kadınlar istihdam edildi'' diye konuştu.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye'nin, dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri ve gelişmekte olan ülke olarak, çok sayıda ülkeye de önemli oranda kalkınma yardımında bulunduğunu belirterek, ''Geçen yıl verdiğimiz resmi kalkınma yardım miktarı bir yıl önceye kıyasla yüzde 38,2 oranında artarak, 1,3 milyar dolara çıktı'' dedi.
-''Türkiye, ekonomik meselelere hakimdir''-
Türkiye'nin, Afrika'da 2008 yılında 12 olan büyükelçilik sayısını bu sene 27'e çıkarttığını, gelecek sene ise rakamın 34 olacağını belirten Babacan, THY'nin de 19 Afrika ülkesine İstanbul'dan direkt uçtuğunu, Türkiye'nin Afrika Kalkınma Bankası'nın hissedarı olduğunu söyledi.
Babacan, şunları kaydetti:
''Türkiye, bölgesel ve küresel ekonomik meselelere vakıftır ve ekonomik krizle ve kriz sonrası durumlarla nasıl başedileceği konusunda deneyimlerini paylaşmaya hazırdır. Türkiye, ekonomik büyümenin ve sürdürülebilir kalkınmanın insani boyutunu teşvik etmeye devam edecektir. Türkiye, En Az Gelişmiş Ülkeler İstanbul Eylem Programı'nı, Rio 20 Konferansı'nın sonuç belgesiyle uyumlaştırmaya da büyük önem atfetmektedir.''
Toplantı için BM Genel Kurulu Başkanı En Nasır ve Genel Sekreter Ban'a teşekkür eden Babacan, söz konusu etkinliğin gelecek ay Rio'da yapılacak BM Sürdürülebilir Kalkınma Konferansı (Rio 20) öncesi düzenlenen son derece önemli bir toplantı olduğunu söyledi.