Galatasaray Başkanı Aysal: Kupayı postayla yollasalardı
Galatasaray Başkanı Ünal Aysal, NTV Spor'da Fuat Akdağ ve Mehmet Demirkol'un sorularını cevapladı. Avrupa'da olacak başarılı bir takım için transfer yapacaklarını vurgulayan Aysal; TFF'yi devirme planları, Fenerbahçe, şike süreci, UEFA ve kupa töreni
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-05-16 10:03:57
Galatasaray Başkanı Ünal Aysal, Yıldırım Demirören başkanlığındaki Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu'nun seçimde önce verilen sözleri tutmadığını söylerek, genel kurul için çalıştıklarını vurguladı. "Federasyon seçiminden önce bize 'Yurtışına çıkma hedefinizi etkileyecek bir şey yapmayacağız" dediler. Mesela Sadri Şener'e de kupa sözü vermişler." diyen Aysal, TFF'nin aldığı kararlarla UEFA'nın 3-4 büyük kriterini yerle bir ettiğini savundu. UEFA'nın bu kararları kabul etmesinin mümkün olmadığını dile getiren Galatasaray Başkanı, "Şu ana kadar bizden kimse UEFA ile görüşmedi. Ama gerekirse görüşürüz." dedi.
Transfer konusundaki soruları da yanıtlayan Ünal Aysal, isim vermekten kaçındı. Ellerinde kabarık bir liste olmadığını, nokta atış hedeflediklerini vurgulayan Aysal, Avrupa'da başarılı olacak bir kadro kurmayı hedeflediklerini belirtti.
KUPA TÖRENİ
Şampiyonluk kupasını 3 saat gecikmeli ve karanlıkta almalarını da değerlendiren Aysal, İstanbul Valisi'ni eleştirdi: "Vali çıkıp 'Ben aciz kaldım, kupayı burada vermek halkın yararına değildir' diye açıklama yapsaydı, biz de sabaha kadar bekler sonra giderdik. Kupayı da postayla yollarlardı."
FENERBAHÇE VE AZİZ YILDIRIM
3 Temmuz sürecinden kendilerinin de çok etkilendiğini ifade eden Galatasaray Başkanı Aysal, "Biz Fenerbahçe hakkında konuşmadık. Sadece TFF'yi eleştirdik. Ama Sayın Aziz Yıldırım mahkemedeki savunmasında Galatasaray ile ilgili konuştu." dedi.
Aysal, Aziz Yıldırım ile 3 Temmuz'dan önce 1 kez görüştüğünü ve kendisini sempatik bulduğunu da sözlerine ekledi.
"TERİM VE TRANSFERLERİN DOĞRULUĞUNU ZAMANLA ANLADIM"
Başkan Aysal, "Sıfırdan bir takım kurduk. Taşlar yavaş yavaş yerine oturuyor. Hoca seçimimizde ne kadar yerinde bir karar aldığımızın farkına zaman içinde vardım. Başlarda takım için bazı endişelerim vardı. Transferlerin doğruluğu hakkında karar verebilmek için zaman lazımdı. Ama takım hüvviyeti kazanıldıkça başarıya inanıyorsunuz. Oyuncular arasında birlik sağlanması, oyuncuların dostluk kardeşlik ilişkilerinin gelişmesi takımın başarısını sağlıyor." diyerek sözlerine şöyle devcam etti:
"Necati hariç yeni gelen oyuncuların hiçbirini tanımıyordum. Ama zamanla tanıdıkça en çok hayranlığımı kazanan Elmander oldu. Çünkü ben dürüst, disiplinli oyunculara büyük saygı duyarım. Tabii ki diğerlerine de saygım sevgim çok ama siz 'en' kelimesini kullandığınız için Elmander'i söyledim."
"GÖREVLER BİRBİRİNE KARIŞTIRILMAMALI"
"Fatih Terim 24 saat çalışan bir insan. Burada herkesin görevleri var. Terim'in de görevleri var. Bu görevleri birbirine karıştırmamak lazım. Bu bir orkestra, bütün sazlar ayrı ayrı ama uyum içinde çalmalı. Bu sene şanslıydık, sazlar böyle çaldı." diyen Aysal, şike soruşturması ve yaşanan diyaloglarla ilgili olarak da şunları söyledi:
"3 Temmuz süreci bütün hesaplarımı alt üst etti. Hesaplarım arasında 3 Temmuz badiresi yoktu. Diyebilirsiniz ki 'Galatasaray ile ne ilgisi var?'; evet ilgisi yok. Zaten ben de 4 Temmuz günü 'Kimse bu süreci rekabet anlayışı içinde izlemesin, biz karışmayalım' dedim. Ama Sayın Aziz Yıldırım savunmaya geçtiği zaman Galatasaray ile ilgili konuştu. Belki Galatasaray işin içine karışsaydı onun için daha kolay olacaktı. Oysa bizim açıklamalarımızın hepsi TFF'ye yönelik açıklamalardı, ikaz niteliğindeydi.
Aziz beyi sempatik buluyorum. Aziz Yıldırım ile 1 kez görüştüm, eksik olmasın büyük bir nezaketle geldi kutladı. Bugüne kadar da Aziz Yıldırım ile ilgili tek beyanatım olmadı. Kendisini de sempatik bulurum. Niye yargılandığını bilmiyorum. Birgün Aziz Bey işinin başına dönerse herşeyden evvel insani ilişkiler açısından kendisini ağırlarım. Aziz Bey açıklamalarında Galatasaray'ı kullandığı vakit benim de cevap vermem gerekiyordu. İşin tabiatı bu. Kişisel bir sorunumuz yok."
"KUPAYI POSTAYLA YOLLARLARDI"
Kupanın daha sonra verilmesi teklifinin maçtan 1 hafta önce kendisine yapıldığını da belirten Başkan Aysal, ""Biz de bunu Yönetim Kurulu'nda tartıştık ve dedik ki 'Kurallar, teammüller kupanın orada verilmesini gerektiriyor'. Zaten teklif de TFF'den gelmişti, teklif Fenerbahçe'den gelmedi. Sonra kupanın orada verilmesine karar verildi, kupa oraya götürüldü. Maçtan sonra validen 'Kupayı içeride verelim' teklifi geldi. Biz de dedik ki 'Bunun örnekleri var, biz bütün seyircimizi çıkarmıştık basketbolda Fenerbahçe'ye kupası verilsin diye. Biz kupayı çim sahada alırız' dedik. Kupanın soyunma odasında alınamayacağını belirtik. Eğer çok ciddi sıkıntı doğacaksa sayın valinin 'Ben aciz kaldım, kupayı burada vermek halkın yararına değildir' diye açıklama yapmasını istedik. 'Biz sabaha kadar bekleyelim, sonra gidelim, bize de postayla yollasınlar kupayı' dedik. Hem bu, yönetimin kararıydı zaten, tek başıma değiştirme yetkisine sahip değilim." diye konuştu.
"TFF'NİN KARARLARI UEFA'DAN DÖNECEK"
Başkan Aysal, etik kurulu raporları, Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu'nun verdiği kararlar ve Futbol Federasyonu'nun kararlarının Türkiye'yi çok zor durumda bırakacağına da dikkat çekerek, şunları söyledi:
"Bu TFF, zaten tek adaylı bir seçimdi, geldiler, görevlerini icra ettiler, çok cesur kararlar aldılar, bu kararların UEFA'dan dönmesi kaçınılmaz, Türkiye'yi 2. sınıf ülke konumuna soktular.
Biz kulüplerin bu TFF'yi değiştirmek gibi bir alternatifi olabilir. Ama bu kulüplerin birlikte alması gereken bir karar, ben tek başıma sistemi değiştiremem. Don Kişot değilim. Birkaç kulüple bunu görüştük, devamını getireceğiz."
"BİZDEN KİMSE UEFA İLE GÖRÜŞMEDİ"
Aysal, UEFA ile görüşüp görüşmediklerinin sorulmasına ise "Eğer Galatasaray'a tesir edecek bir durum olursa UEFA ile görüşyürüz. Ama bugüne kadar ne ben ne de bir yöneticimiz ne de bizim yetkili kıldığımız biri UEFA ile görüşmedi." diye cevap verdi ve TFF'nin, UEFA kriterlerini yerle bir ettiğini de iddia ederek şöyle konuştu:
"TFF seçiminden önce bize 'Yurtışına çıkma hedefinizi etkileyecek bir şey yapmayacağız" dediler. Mesela Sadri Şener'e de kupa sözü vermişler. Biz de bunun üzerine destek verdik. Bizi de PFDK'ya sevketmeleri olayı ucuzlatmaktı, kurunun yanında yaşı da katmaktı. TFF kararlarıyla UEFA'nın 3-4 büyük kriterini yerle bir etti. Platini buraya geldiğinde açıklaması var 'Tamam siz böyle istiyorsunuz ama bizim prensiplerimiz var' diye. Kişilerle kurumların birbirinden ayrılması, şikenin sahaya yansımaması gibi UEFA'nın kesinlikle kabul etmeyeceği beklentiler var. Türk futbolunu koruyacak ve prestijini yükseltecek kararlar almalılar ama tamamen tersi oldu."
"FAZLA MI ŞEFFAF OLDUK?"
Başkan Aysal daha sonra konuşmalarını şöyle sürdürdü:
"Arkadaşlarımın hepsi elinden geleni yaptı. Herkes deneyimini bilgisini ortaya koydu. Bir yere kadar da geldik. Ama gayet tabii ki ters görüşler, basına ters açıklamalar da oldu. Ama biz de şaffaf olacağımız sözünü vermiştik. Bilemiyorum biraz fazla mı şeffaf olduk? Galatasaray'da alışılmamış bir durum bu. Galatasaray'da kol kırılır ve yen içinde kalır."
"DROGBA'YI BEN DE İSTERİM AMA..."
"İhtisas konularını çok iyi netleştirmek lazım. Herkes kendi tecrübeleri bazında kulübüne faydalı olmalı. Ben Fatih Hoca'nın görevini yapmaya kalkarsam, Fatih Hoca da benim görevimi yapmaya kalkarsa 100 puan geride kalırız. Mesela Ali Dürüst'teki kulüpçülük bende yok. Bende olanların bazıları da onda yok. Ali Dürüst bütün bu işleri büyük fedakarlıkla yaptı. Ben de kriz yönetimini üstlendim. Herkes sanıyor ki ben istediğim futbolcuyu alır satarım. Hayır yok öyle birşey. Ben bir futbolcuyu önce teknik heyete sormalıyım. Taraftar diyor ki git Drogba'yı al. Ben de beğeniyorum Drogba'yı ama Drogba'yı almanın 20 tane unsuru var. Kendisi ister mi, teknik heyet ister mi, karısı ister mi, kendi kulübü ister mi gibi... Bana şu anda isim sormayın çünkü hazır değilim bu konuda. Hazır olduğumda söylerim."
"TRANSFERDE NOKTA ATIŞI YAPACAĞIZ"
"Şu anda hiçbir oyuncu ile görüşmek istemiyoruz. Kurallara uymak için. Kabarık bir oyuncu listesi yok. Nokta atışı yapacağız. İyi bir takımımız var ama eksiklerin de farkındayız. Bu sezon kadroda derinlik yoktu, 1 kişi sakatlansa yerini zor kapatıyoruz. Neyse ki sağ salim bitirdiler sezonu. Bunda teknik heyetin de büyük payı var. Takım şu anda eksik, birçok takviye gerekiyor. Avrupa'da başarılı olacak bir kadro yaratmak zorundayız, bütün transferleri bu doğrultuda yapacağız."
"MELO'NUN KALMASINI İSTİYORUM"
"Fatih Hoca her oyuncunun sicilini tutar. 'Melo'nun özürünü kabul ettik ama affetmedik' derken bir daha böyle birşey yaparsa gerekeni yaparız anlamında söylüyor bence. Ama Melo bu olaydan pişman olmuş gibi göründü, sonraki davranışları da gayet uygardı. Ben Melo'nun kalmasını istiyorum. Melo'nun sevincini ise sempatik buluyorum. Enteresan bir gösteri, çocuklar falan da çok seviyor."
"UYUMLU ÇALIŞMALIYIZ"
"Galatasaray'a ilk geldiğim günden beri idari yapının yenilenmesi, mali yapının düzeltilmesi ve başarının da bunun üzerine inşa edilmesi gibi bir düşüncem vardı. Bu bir reçetedir, bu reçete olmaz sa başarı da olmaz. Burada görev dağılımının çok iyi yapılması lazım, çalışanların da bir makine gibi uyumlu çalışması lazım. Biz özendirici olmak istiyoruz. Eğer ben başarılı olursam, başkası için de özendirici olacak."
"2014'TE YENİ TESİSİMİZDE OLACAĞIZ"
"Florya artık Galatasaray'ın ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Daha modern, Arena'ya daha yakın bir tesis istiyoruz. Bunun çalışmaları yapılıyor. Birkaç araziye gittik baktık. Tahmin ediyorum ki biz bu yaz yerimizi seçeceğiz, 2014 yılının başlarında da yeni tesise taşınacağız."
"EN AZ 1, EN ÇOK 6 SENE BAŞKANLIK"
"Önümde 1 sene ile 6 sene arasında bir zaman var. En ez 1 sene, en fazla 6 sene başkanlık düşünebilirim. Kafamdaki işleri yapmadan gitmeyeceğim. Gitmeden de sistemi kuracağım ve bu sistem değişime uğramadan devam edecek."
SON VİDEO HABER
Haber Ara