Dolar

34,8698

Euro

36,6444

Altın

3.017,28

Bist

10.165,59

Engelli çocuklara işkence skandalı

Ürdün’deki rehabilitasyon merkezlerinde gizli kamerayla çekilen görüntüler kanları dondurdu. Zaten engelli oldukları için oldukça zor koşullarda hayatlarını sürdüren çocuklar merkez görevlileri tarafından dayak yiyor, aç bırakılıyor ve ihmal ediliyor…Bir engelli çocuk için ailesinden alınan aylık para ise 750 ila 1000 dinar arasında değişiyor. Yani 1500-2000 YTL arası!

14 Yıl Önce Güncellendi

2012-05-15 12:25:35

Engelli çocuklara işkence skandalı
TIMETURK / Defne Bayrak

Ürdün’de gazeteci Hanan Handakçı özürlü çocuk sahibi ailelerin şikayetleri üzerine harekete geçerek gizli kamera eşliğinde engelli çocuklara bakılan merkezleri ziyaret etti. Delil mahiyetinde çekilen görüntüler Ürdünlüleri ağlatırken Kral 2. Abdullah’ı da kızdırdı. Ürdün Kralı haber yayınlanır yayınlanmaz rehabilitasyon merkezlerini bizzat ziyarete gitti. Hükümete de durumu soruşturup incelemesi için 14 gün süre verdi.

Ürdün’de binlerce engelli çocuğun bırakıldığı 54 rehabilitasyon merkezi bulunmaktadır. Engelli çocukların ailelerine, çocuklarına en güzel şekilde muamele edildiği ve eğitildikleri bildiriliyor. Ancak aileler çocuklarını bırakıp ayrıldıktan sonra bu merkezlerde yaşananlar gerçeğin söylenenlerden çok farklı olduğunu gösteriyor.

Bazı ailelerin, çocuklarının İbn Haldun Rehabilitasyon Merkezi’nde kötü muamele ve ihmale maruz kaldığından yakınması üzerine BBC ekibi gizli kameralarla bu merkezi ziyaret etti. Daha merkeze girer girmez şahit olunan manzara aslında her şeyi apaçık gösteriyordu. Bir çocuk görevli tarafından yaka paça sınıfa sokulmaya çalışıyor. Öte yanda bir kız çocuğu saçından tutulmuş yerde sürükleniyor… Çocukların durmaksızın dayak yediği dikkat çekiyor.

Gizli kamera çekiminin yapıldığı ilk gün göreve başladığı öğrenilen bir görevlinin dahi çocuklara hiç şefkat göstermediği aksine gayet vahşi bir üslup kullandığı gözlemleniyor. Yeni göreve başlayan bu görevlinin çocuklardan birine ‘tamam sus, yerine otur’ dediği esnada kendisine bir gün önce çocuklara nasıl muamele etmesi gerektiği hakkında eğitim veren görevli geliyor ve yeni görevliye şöyle diyor: ‘Onlarla bu şekilde konuşma… Hayır canım, bir tanem…. Bu onlara fayda etmez. Nasıl da onlara bu şekilde seslendiğin takdirde yerlerinde oturmuş, sessiz bir şekilde kalacaklarını sanıyorsun? Yok canım yok öyle olmaz. Bak asıl böyle olur, şöyle tutarsın…’ Bir çocuğu yakasından tutup arkasından tekmeleyerek bir mekana oturtuyor. Sonra yeni görevliye nasihatlerine devam ediyor: ‘Onlar normal değil….’

BBC ekibi aynı işkencelerin tekrar edip etmediğinden emin olmak için aynı merkezi ikinci bir kez daha ziyaret etti. Ayrıca çocuklara kötü muamele yapıldığı duyulan ve yine Ürdün’ün başkenti Amman’da bulunan Razi Rehabilitasyon Merkezi’ne de gitti. Razi Rehabilitasyon Merkezi’ndeki çocukların hayatı da İbn Haldun Merkezi’ndeki engelli çocukların hayatından pek farklılık göstermiyor. Merkeze girer girmez bir çocuğun yerde sürüklenerek sınıfa sokulduğu, başka bir çocuğun bir odada yalnız başına bırakılarak ihmal edildiği dikkat çekiyor.

BBC muhabiri girdiği odalardan birinde ise bir yıl önce sandalyeye bağlı olarak cep telefonuyla görüntülediği aynı çocuğu yine sandalyede buluyor. Ve çocuk bez parçası gibi bir şeyle sandalyeye bağlı görülüyor. Başka bir odada sandalyede oturan bir kız çocuğu ise muhabir kendisine ilk seslendiğinde önce korkuyor. Ancak çocuk muhabirin kendisine sevgi ve şefkatle yaklaştığını hissedince ağlayarak yerinden kalkıyor. BBC muhabiri bu kız çocuğunu da bir yıl önce araştırmaya başladığında yine aynı şekilde terk edilmiş şekilde gördüğünü hatırlıyor. Kız çocuğu muhabirin yanında oturmuş ağlarken görevlilerden biri yanlarından geçiyor ve muhabire kız çocuğunu bırakmasını tavsiye ederek kendi kendine susacağını söylüyor.
Amman’daki Hilal Rehabilitasyon Merkezi’ne özürlü oğlunu bırakan baba Nasır, 15 yaşındaki oğlu Ahmet’i merkeze bıraktığında kendisinden oğlunun ortama alışması için 1 ay ziyarete gelmemesinin talep edildiğini ancak 20 gün sonra oğlunun telefon ederek kendisini çağırdığını söyledi.

Baba Nasır Şemmain o günü şöyle anlatıyor: ‘O gün görevlilere haber vermeden merkeze gittim. Hiçbir şey söylemeden sürpriz bir ziyaret gerçekleştirdim. Oğlumun yanına girdim. Yatakta yatıyordu. Kafası üstten sarılıydı.’ Baba Nasır daha sonra oğlunun başında ve yüzünde yaralanmış bölgeleri gösteriyor, oğlunun sol kolunun ve sağ elinin orta parmağının kırıldığını, kafasının üstünün tamamen kan içinde olduğunu söylüyor. Ardından çocuğuna ayağı için aldıkları cebire (kırık kemikleri yerinde tutmak için kullanılan tahta) ile vurduklarını ifade ediyor.

Rehabilitasyon merkezlerine gizli kameralarla gerçekleştirilen ikinci ziyarette de yerde oturmuş bir çocuğun ayakkabısını giymeye zorlandığı ve giymediği için darp edildiği görülüyor. Çocuğun ısrarla ayakkabısını giymek istememesi üzerine muhabir olaya müdahale ediyor ve ayakkabıyı giydirmek istiyor. Ancak ayakkabıyı giydirmek isterken çocuğun acı çektiğini ve bu nedenle ayakkabıyı giyemediğini fark ediyor. Görevlilere çocuğun neden acı çektiğini sorunca kendisine ayağının sabahtan beri kanadığını haber veriyorlar. Çocuğun çorabını çıkarınca çok kötü şekilde iltihaplanmış olduğunu görüyor. Görevliden tedavi edebilmek için alkol istiyor ancak görevli her yerde aradığını ve bulamadığını söylüyor. Dışarı gidip bir klinikten getirmesini istiyor. Görevli ise ısrarla etrafta bir klinik olmadığını savunuyor. Diğer görevlilerse mikrop öldürücü bir şey talebi üzerine muhabirle alay ediyor. Sonunda bulduğu mendillerle çocuğun ayağını tedavi etmeye çalışan muhabir merkezde hiçbir tıbbi malzeme bulunmadığını keşfediyor.

Rehabilitasyon merkezlerinde işkenceye maruz kalan engelli çocuklardan Ahmet’in avukatı bu tür davalardan bir netice alınabilinmesinin oldukça zor olduğuna işaret ediyor. Zira merkez sorumluları darp ettiklerini kesinlikle inkar ediyor ve çocuğun kendi kendine zarar verdiğini iddia ediyor.

Bu merkezlerde gece vakitlerinde işkencelerin daha da arttığına dikkat çekiliyor. Zira şahitlerin azalması görevliler tarafından fırsat olarak değerlendiriliyor ve çocukları istedikleri gibi dövebiliyorlar.

Görüntülerde bir görevli de diğer görevli arkadaşlarına, çocukların önünde gece bir çocuğa yaptığı işkenceyi anlatıyor. Görevli kadın çocuğun ısrarla uyumadığını, örtüsünü attığını, kendisinin de tekrar üstünü örttüğünü, ancak çocuğun yine de uyumadığını ve kendisiyle kalmak istediğini söylüyor. Çocuğun en sonunda yatağının üstündeki her şeyi fırlattığını ve boş yatağın üzerine oturduğunu belirten kadın kendisinin öfkelendiğinde bir felakete dönüştüğünü ve o anda çocuğu fırlatıp yatağa attığını, üzerini örttüğünü ve üzerine çullandığını açıklıyor. Ardından da gayet rahat bir tavırla bu hareketi üzerine çocuğun boğulup ölmesinden korktuğunu ve sonunda uyuduğunu ifade ediyor.

Ürdün’deki, ülkedeki yaşam koşullarına göre ücreti oldukça yüksek bu rehabilitasyon merkezlerinde çocukların en temel ihtiyacı olan yiyecek ihtiyaçları dahi gerektiği gibi karşılanmıyor. Kendilerine gayet iyi eğitim verildiği iddia ediliyor ancak görüntülerde sınıflarda çocukların boş masalarda oturdukları ve kendilerinden bir çizgi çizmelerinin dahi istenmediği gözlemleniyor.








Haber Ara