Füle, İstanbul'da 'Pozitif Gündem'E Start Verecek
Avrupa Birliği Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Füle'nin 17 Mayıs'taki İstanbul ziyareti ile 'pozitif gündem' olarak adlandırılan yeni bir süreç başlatılacak Avrupa Birliği Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle'nin Perşembe günü İstanbul'a yapacağı ziyaret sırasında Türkiye-AB ilişkilerinde 'pozitif gündem' olarak adlandırılan yeni bir süreç başlatılacak.
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-05-14 14:40:12
Alman yayın kuruluşu Deutsche Welle, Stefan Füle'nin İstanbul ziyaretine ilişkin haberinde Fransa'da Türkiye'nin AB üyeliği karşıtı Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin seçimde koltuğunu kaybetmesi, Türkiye'nin Avrupa Birliği umutlarını artırdığını belirtti.
"Pozitif gündem" kapsamında, siyasi engeller nedeniyle bugüne kadar askıda kalan müzakere başlıklarında, AB uzmanları ile teknik çalışmalara başlanacağını kaldeden DW, Türk vatandaşlarına vize muafiyeti konusunda diyalog ilerletileceğine de dikkat çekti.
YENİ BİR BAŞLIĞIN AÇILMASI BEKLENTİSİ
Türkiye'nin beklentisinin, Haziran ayında yeni bir müzakere başlığı daha açıp, süreci canlandırabilmek olduğunu kaydeden DW, "pozitif gündem ile de halen askıda olan önemli 8 müzakere başlığında, Türkiye ile AB müzakereler sürüyormuş gibi teknik çalışmaları sürdürecek. Siyasi tıkanıklık aşıldığında, Türkiye birçok başlıkta müzakereleri kapatmaya yaklaşmış olacak" dedi.
BÜYÜKELÇİ YENEL: "8 FASILDA ÇALIŞMA GRUPLARI KURULACAK''
DW, haberinde Türkiye'nin AB Daimi Temsilcisi Büyükelçi Selim Yenel'in değerlendirmelerine de yer verdi. Yenel, siyasi engellemeleri aşmayı, müzakere sürecinde ilerlemeyi istediklerini belirtirken "pozitif gündem"in temel unsurları, Ankara'nın beklentileri konusunda şunları söyledi:
"Pozitif gündemin kapsamında birçok unsur var. Bu pozitif gündem aslında Aralık ayında, AB Komisyonu'nun önerdiği bir faaliyetti. ve biz bunu kabul ettik. Kabul edişimizin nedeni de ilişkilerimiz şu an oldukça donmuş bir vaziyette. Onu canlandıracak ve geçici bir mekanizma olarak gördük. Yoksa üyelik müzakerelerinin yerine geçecek bir şey değildir. Ama dediğim gibi. Siyasi diyalog var, gümrük birliği var, enerji alanında işbirliği var. Terörle mücadele var. Vize var. Birçok konu var. Bunun yanı sıra bazı fasıllarda çalışmaların devam etmesini sağlayacak mekanizma öngörülüyor."
Büyükelçi Yenel, Stefan Füle'nin 17 Mayıs'ta Türkiye'ye gideceğini, Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış ile birlikte süreci başlatacağını anlatırken "Burada 8 tane fasılda, gayrı resmi olarak çalışma gruplarının kurulması öngörülüyor. Böylece biz kendimizi o fasıllarda hazırlamaya devam edeceğiz" dedi. Yenel şöyle devam etti:
"Bunun amacı nedir? Günün birinde siyasi engeller kalktığında, biz hiç olmazsa hazır olmuş olacağız. Bürokrasi çalışmış olacak. Bürokrasi kendini hazırlamış olacak. Aksi takdirde boşu boşuna bir vakit kaybı olmuş olacak. O vakit kaybını telafi edeceğiz. Eğer o 8 çalışma grubu başarılı olursa, bunun devamı da gelecek. Ama dediğim gibi bu geçici bir süre için öngörülen bir mekanizma."
VİZE DE GÖRÜŞÜLECEK
"Pozitif gündem" kapsamında, Türkiye ile AB arasında, siyasi diyalog, enerji, terörle mücadele, Türk vatandaşlarına vize muafiyeti gibi konularda da daha yoğun işbirliği hedefleniyor ancak son sözünü üye ülkelerin söyleyeceği ve Rum Yönetiminin 1 Temmuz'da AB Dönem Başkanlığını üsteleneceği için 2013 yılı başına kadar ciddi sonuçlar alınması beklenmiyor.
YENEL: "RUM DÖNEM BAŞKANLIĞI İLE HİÇ İLİŞKİMİZ OLMAYACAK"
Büyükelçi Yenel, Kıbrıs sorununun, Türkiye'nin AB sürecinde en büyük engel olduğunu da belirttiği açıklamalarında "AB'nin gelecek dönem başkanının, birleşik bir Kıbrıs olmasını arzu ediyoruz. Ancak Rum tarafından aldığımız işaretler maalesef buna çok olumlu bakmamızı engelliyor" dedi. Yenel, 1 Temmuz'da başlayacak olan Rum Dönem Başkanlığı sırasında Türkiye'nin takınacak tavrı şu sözleri ile anlattı:
"Eğer Rumlar bu inatlarını sürdürürlerse ve tek başlarına bu şekilde devam ederlerse, o zaman bu dönem başkanlığı süresince biz Türkiye olarak, Komisyon ile, Konsey ile, Dış İlişkiler Servisi ile, Parlamento ile ilişkilerimizi sürdüreceğiz. Ama Dönem Başkanlığı ile ilişkilerimiz hiç olmayacak. Zaten Lizbon Antlaşması'ndan sonra da Dönem Başkanlığı'nın rolü azaldı Dolayısıyla, fazla bir temas yeri zaten olmayacak. Bizi bir toplantıya çağırırlarsa, bu toplantıya kendileri başkanlık edeceklerse, ya da adanın kendi taraflarında bu olacaksa, biz buna katılmayacağız."
SON VİDEO HABER
Haber Ara