Renkleri zor algılıyorsanız dikkat
Katarakt genellikle ileri yaşta ortaya çıksa da, hemen her yaş grubunu etkisi altına alabiliyor.
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-05-13 15:39:14
Tıbbın ve teknolojinin gelişmesi insan ömrünü uzattığı artık herkesçe kabul edilebilir bir durum. Tabii bu durum beraberinde özellikle yaşa bağlı olarak görülen hastalıklarda artışa sebep oluyor.
Katarak da böyle bir hastalık; temelde göz içi merceğin şeffaflığını yitirmesi basitçe yaşlanması bile denilebilir.
Katarakt her zaman yaşlı hastalarda olmayabilir. Doğuştan katarakt bebeklerde görülebilir. Bazı metabolik hastalıklar ve kromozom anomalileri en çok sebepleridir.
Şeker hastalığı özellikle düzenli takip edilmediği durumlarda kataraktın beklenenden çok erken ortaya çıkmasına neden olabilir. Kortizon ve benzeri ilaçların kullanımı, radyoterapi yine kataraktın oluşumuna neden olabilir. Travma bir başka neden iken, gözü tutan üveit gibi inflamatuar süreçler de katarakta neden olabilir.
Kliniğe hastalarımız genelde görme keskinliğinde azalma, okuyamama, renklerde bozulma solma, sisli görme ileri kataraklarda görememe ve gözde beyazlık gibi
şikayetler ile başvururlar.
Muayenemize hastamızın görme keskinliğini değerlendirerek başlarız. Görmede gözlük ile düzeltilemezyen bir görme azlığı bizim için ilk bulgudur. Daha sonra biomikroskop ile yaptığımız muayenede gözün yapısını değerlendiririz. Bu esnada korneanın sakin ve şefaf olması gözde iltahabi bir süreç olmaması ve retina tabakasının (göz siniri ağ tabakası) problemsiz olması önemlidir. Herhangi bir enfeksiyon varsa önce tedavisi yapılmalıdır. Kornea problemli ise bununla ilgili hastaya bilgi verilmelidir aksi halde sadece katarakta müdahele hastamızı mutlu etmeyebilir. Retina tabakası ile ilgili problemler ise biraz daha karışıktır. Kataraktın derecesine ve tipine göre retina ilgili tedaviler için önce katarakt cerrahisi gerekebilir.
Yine oluşum şekline göre farklı tiplerde olabilir nükleer, kortikal, polar, arkasubkapsüler gibi isimler alır bu daha çok cerrahı ilgilendiren ameliyat planı yaparken değerlendirilen bir durumdur.
Önemli bir konu da “ne zaman ameliyat yapalım” dır. Burada asıl belirleyici hastadır. Görme düzeyleri düşük de olsa, “ben rahatsız değilim” diyen hasta bekleyebilir. Yine görme kaybı az ama durumdan mutsuz hastalar ameliyat edilebilir. Ameliyat kararı verdikten sonrası cerrahi beceri, kullanılan ekipman ve malzeme kalitesi hastanın taburcu sonrası tavsiyelere ve ilaç kullanımına uyması çok önemlidir.
Günümüzde teknoloji göz hastalıkları ve tedavisinde çok önemli yer alır. Katarakt cerrahisinde de Fakoemülsifikasyon kısaca fako denilen teknik kullanılmaktadır. Bu teknikte temel 2-3 mm düzeyinde bir kesi yapıp ameliyatı bu kesiden fako cihazı ile kataraktlı lensi eriterek temizleyip yine aynı kesiden göz içine lens konulmasıdır. Bu tekniğin avantajı gözün daha az travmaya maruz kalması ve daha hızlı iyileşmesidir; tabii cerrahi süreside kısalır. Operasyonun lokal anestezi ile yapıldığı düşünülürse uzun bir operasyon hasta için daha uzun bir stres demektir.
Yine çok merak edilen bir konu göz içi mercekleridir. Yerli yabancı menşeli birçok mercek mevcuttur. Üretim materyaline ışık filtrelerine göre tiplere ayrılır. Bunun yanında uzak ve yakın görmeyi aynı anda düzeltebilen çok odaklı merceklerde mevcuttur. Temelde ameliyat sonrası uzak görmenin gözlüksüz tam olmasına gayret edilir. Ama yakında okurken gözlük kullanmak gerecektir. Bununda istenmediği durumlarda daha önce bahsettiğimiz çok odaklı mercekler kullanılmalıdır.
Eğer her iki gözde katarakt mevcut ise ameliyatlar arasında 1 hafta kadar olması ideal bir süredir. Ameliyat sonrası görme kalitesinin oturması 1 ay kadar sürmektedir. Bu sürenin bitmesi ile yıllık kontroller yapılmak kaydı ile normal hayata dönülebilir.
SON VİDEO HABER
Haber Ara