Ergin gazetecilere Silivri'yi tanıttı
Gazetecilere Silivri Cezaevi'ni gezdiren Adalet Bakanı Sadullah Ergin, düzelmenin kendilerinden önce başladığını belirterek hakkı teslim etti. Ancak yatırımın büyük oranda son 10 yılda yoğunlaştığı biliniyor.
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-05-12 10:35:59
Zaman gazetesi haberi ; Mesela sağlık açısından dışarıdaki insanlardan iyi hizmet alındığı söylenebilir. Aile Sağlık Merkezi her blokta mevcut. Aile hekimleri geniş imkânlara sahip mekânlarda görev yapıyor. Kampüsteki devlet hastanesi, uzman sayısı itibarıyla muadillerine fark atıyor. Başka hastanelerde görmeye alışık olmadığımız alanlarda uzman doktorlar karşıladı bizi. Merak edilen meşhur tutukluların sağlık hizmetlerinden yararlanma sıklıkları hakkındaki bilgi de tatmin ediciydi.
Gıda mühendisi kontrolündeki mutfak hijyen ve temizliği ile hayretimizi mucip oldu. Öğle yemeğinde tattığımız karavana, ortanın üstü restoranlarda yenilebilecek türdendi. Bize özel olmadığını ispatlamak için son 4 ayın menüsünü verdiler. Ergenekon tutuklularının oluşturdukları 'tecrit' suçlamasının da gerçeği yansıtmadığı anlaşıldı.
Odalarda tek kişi kalmak, koğuşlarda kapasitenin altında mevcutla birlikte olmak kendilerinin talep ettiği bir imtiyazmış aslında. 4 kişilik koğuşta iki kişi kalan bir gazetecinin, yanlarına konulmak için yapılan bütün teklifleri reddettiğini öğrendik. Kamuoyuna bakarsanız ortaçağdan kalma zindanlarda tecrit hapsi yaşadıklarını zannedersiniz. Yanımızda çeşitli cezaevlerinde kalmış bilirkişi gazeteciler vardı ve onların kanaati genelde olumluydu.
Oral Çalışlar, kıdemli cezaevi bilirkişisi kimliği ile karşılaştırmalar yaptı. Ruşen Çakır'a kaç gün gözaltında kaldığını sordum. '60'tan fazla' dedi. 12 Eylül'de 'kanunî' sürenin 90 gün olduğunu düşünürsek az (!) bile diyebiliriz.
Bugün bu süre 4 günle sınırlı. Bakan Ergün, adliyenin ve hukuk sistemimizin temel sorunlarıyla ilgili de görüşlerini paylaştı. Başka bir yazıya havale ederek cezaevi ziyaretini iki anekdotla bitireyim: Cezaevi savcılarından biri intibalarımı almak isteyince 'beklediğimden çok iyi bulduğumu' söyledim. 'Sizi ağırlayalım.' esprisini 'Kalsın, altın da olsa kafes değil mi?' diye cevapladım.
Evet bütün iyileştirmelere ve insanî ihtiyaçların temini çabasına rağmen burası bir hapishane. İkinci anekdot bir genel müdürlük yetkilisinden. Yatırımların 250 milyon liraya baliğ olduğunu kaydettikten sonra, "Keşke bunlara ihtiyaç olmasa, kaynaklar dahi iyi yerlere aktarılsa... ama devlet olarak buna da mecburuz." dedi. Haklı söze ne denir?
SON VİDEO HABER
Haber Ara