Ezan bahane, linç şahane!
Sinema çevreleri ve kamuoyu birkaç gündür Film Arası dergisinin son sayısında çıkan Yılmaz Erdoğan röportajını tartışıyor.
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-05-11 10:10:52
‘Sinemada ezan sesi’ tartışmasında sanatçı Yılmaz Erdoğan’a yönelik eleştirilerin ‘yağcı’ ve ‘korkak’ olarak şekillenmesine, tepkiler sürüyor. Yılmaz Erdoğan’ın Gazeteci Gülcan Tezcan’a verdiği röportajda “Türkiye’deki bir sette günde beş kez ezan için durursun, ama filmde duyulmaz o ezan” sözüne tepki gösteren Tarık Akan, Erdoğan’ın ‘iktidarla olan ekonomik bağını güçlendirmek için böyle konuştuğunu’ savundu. Ertuğrul Özkök de Erdoğan’ı ‘iktidardan korkmak’la suçladı. Ahmet Hakan ise eleştiri dozunu arttırıp, “Hatta ve hatta ‘yalaka’ bile denir” diye yazdı. Yılmaz Erdoğan’a yönelik eleştirilere meslektaşları sert çıktı.Herkesin her şeyi özgürce söylemesi gerektiğini savunanlar, söz konusu dinî argümanlar olduğunda sayfalar dolusu eleştiri kaleme almaya başladılar. Erdoğan, şiddeti giderek bir linç kampanyasına dönüşen tartışmaya Twitter hesabından "Barıştırmak için söylenen, küstürmek için kullanılmaz." cümlesiyle tartışmalara cevap verdi. Peki, Erdoğan'ın Türk sinemasında ezanın yeri hakkında söyledikleri doğru muydu veya ona karşı yapılan şiddetli eleştirilerin altında yatan sebepler neler?
Meğer Afarozdan korkarmış Yılmaz!
Eğer Yılmaz Erdoğan,
'Ezan' demek için, 'materyalizmin kötülükleri' demek için 'bağnaz laiklik' demek için 'alfabe değişti çok kötü oldu' demek için , bu yaklaşımların iktidara gelmesini ve egemenlik kazanmasını beklemeseydi... Yani 'zor zamanlarda konuşma' cesareti gösterseydi... Muhakkak afaroz edilirdi, kesin bedel öderdi, hatta mavi gökyüzü dar edilirdi. Ama hiç değilse... Bir Allah'ın kulu kendisine 'yalaka' diyemezdi. Eh bu da hiç küçümsenecek bir şey değil! Yazının devamı için TIKLAYIN
____________________________________________________________________________________________________
Soyadından belli yandaş olduğu
Güce sahip olanın güçsüzü ezdiği bir demokrasi kültürü içinde tartışmak kolay değil. Muhafazakâr sanat tartışmalarının başladığı şu günlerde en zoru, Yılmaz Erdoğan gibi isimlerin durumu. Zira daha dün “Kürt müsün Türk müsün, safını seç” diye naralanan kesim şimdi de muhafazakâr sanat tartışmalarının başladığı savaş meydanında “Bizden misin onlardan mısın, safını seç” diye tutturuyor. Sizin safınızı seçmenize de gerek yok, bir-iki cümle bile bu insanların kafasında safınızı belirleyebiliyor. Şimdi bunları yazıyorum, Yılmaz Erdoğan ile sıkıfıkı arkadaşız da sanılmasını istemem (Ki olsak kime ne!). Bundan yıllar yıllar önce Yılmaz Erdoğan’ın yıldızının parladığı o dönemde en sert eleştirilerden birini yanılmıyorsam ‘Öküz’ dergisinde ben yazmıştım. Dönemin magazin hayatının tozunu attığı yıllarda ilk kez ‘Beyaz Kürtler’ benzetmesini kullanan da bendim. Yılmaz Erdoğan ile o gün bugündür aramız hep limonidir. Zaten mesele Yılmaz Erdoğan meselesi değil; mesele, yeni oluşan sosyal medyanın gazladığı bu linç kültürünün kodlarını deşifre etmemizin gerekliliği. Yazının devamı için TIKLAYIN
_____________________________________________________________________________________________________
Biz 20 yıldır söylüyoruz
İsmail Güneş (Yönetmen): "Ben 20 yıldır söylüyorum bunları. Ne hikmetse ben söyleyince haber olmuyor, Yılmaz Erdoğan söyleyince haber oluyor, ben de bundan rahatsızım. Biz bu eksikleri, kültür devriminin toplumumuza getirdiği tramvayı ve kendi kendimize yabancılaşma devrimini yıllarca söylüyoruz. Yılmaz Erdoğan da söylese İsmail Güneş de söylese doğru bunlar. Bunların altına imzamı atarım."
__________________________________________________________________________________________________
Başka yere çekmek yanlış
Ediz Hun (Oyuncu): “Ezan saygındır. Senaryoda varsa olur, tartışmayı başka alanlara taşımak yanlış. Yeşilçam’da eskiden, saygı açısından ezan sesi duyulduğunda çalışmalar ve diyaloglu sahneler bir müddet beklenirdi. Yeşilçam’da yine filmlerde özellikle kabristan başındaki sahnelerde ve bazı yerlerde ezan sesi filme eklenirdi. Burada senaryoya uygunluk aranabilir.”
____________________________________________________________________________________________________
Önce darbe yandaşlığınızla hesaplaşın.
Lale Mansur (Oyuncu): “Uzun bir röportajın içinden cımbızlıyorlar ve onun için röportaj yapmış gibi oluyor. Onu eleştiren Tarık Akan ve Ertuğrul Özkök en başta bunu bilenlerden. Hükümetten yeni filmi için para mı alıyormuş. Ne ilgisi var. Bugüne kadar yaptığı işlerin yandaşlıkla ne alakası var. Bu konuşan insanlar ne iş yapmış bu hayatta ona bakacaksınız. Ertuğrul Özkök’ün ona laf söylemeye yüzü yok. Ertuğrul Özkök’ün darbe yandaşlığını ne yapacağız peki? O zaman başkalarını da kendi gibi görüyor. Kendi yalakalık yapıyorsa Yılmaz’ın böyle bir şey yapmış olduğunu söylemesi normal. Polemik olsun diye konuşuyorlar.”
_____________________________________________________________________________________________________
Çan sesi olsa sevinirler
Hasan Kaçan (Oyuncu - Yazar): “Yapılan işlerin arkasında ezan sesi değil de çan sesi olsa daha çok daha mutlu olunur. Fonda ezan sesi olsun, önde birbirine yumulsun.. Çalmasa daha iyi böyle işlerde ezan.. Şu dörtlük yanıt olacaktır: “Genç abdalım herkesi mest olur sanma/ Her kurban derisi post olur sanma/ Her yüze güleni dost olur sanma/ İçi kafir dışı Müslüman çoktur...”
____________________________________________________________________________________________________
Vaktimizi hayırlı işlere ayıralım
Derviş Zaim (Yönetmen) : "Vaktimizi daha incelikli ve daha değerli tartışmalara ayırırsak, enerjiimizi onlara aktarırsak daha hayırlı olur. Daha derinlik kavrayışla ele alınacak meseleler, noktalar var. Onlara zaman ayırmanın daha faydalı olacağını düşünüyorum."
__________________________________________________________________________________________________
Bu yürekliliği göstermek önemli
M. Nedim Hazar (Sinema eleştirmeni-yazar) : "Anadolu'nun mert ve zihni açık insanına yakışan bir duruş. Bir kere üzüntü ve pişmanlığı, itiraf vardı yazılanlarda. Özellikle filmindeki kekeme imam ile ilgili. Batıcı kafanın esas kurbanının sanat olduğunu söyleyebilecek yürekliliği göstermek, az şey değil. Umarım Yılmaz Erdoğan sanata hakim zihniyetin lincine maruz kalmaz."
___________________________________________________________________________________________________
Kompleksli bir dönemden geçiyoruz
Murat Saraçoğlu (Yönetmen): "Kendimize has kompleksimiz var. Günde 5 vakit ezan okunuyor. İster ateist olun ister Müslüman, bizim toprakların ruhu bu.
Hikâye ederken de bu gerçeği kabul etmeliyiz, mesafe koyarak yok saymak bizi evrensel yapmaz. Kompleksli bir dönemden geçiyoruz ama aşacağımızı düşünüyorum."
___________________________________________________________________________________________________
Anlamsız bir tartışma
Alin Taşçıyan (Sinema eleştirmeni): "Türkiye'de sinemayla ilgili hiçbir tartışma gerçek manada olmuyor. Tartışma çok manasız. Bütün Batı filmleri kilise çanlarıyla dolarsa yandık. Biraz politik bir açıklama, ya adını koyalım ya da manasızlıktan kurtaralım. Ne demek istiyorsa net olarak ortaya koymalı. Pek çok filmde ezan sesi var aslında."
____________________________________________________________________________________________________
Amacı iktidarla bağını güçlendirmek
Tarık Akan (Oyuncu): Yılmaz Erdoğan'ın düşüncelerinin hiçbirine katılmıyorum. Tamamen yersiz bir açıklama, bunun böyle olmadığını herkes biliyor. Bence kendisi iktidarla olan ekonomik bağını geliştirip güçlendirmek için bu konuşmaları yapıyor.
Kafası karışık
Tunca Arslan (Sinema Yazarları Derneği Başkanı): Devrimlerin sanata darbe vurduğunu söylemek, en hafif deyimle, tarih ve özel olarak da sanat tarihi bilmemektir. Yılmaz Erdoğan, devrim nedir, karşı-devrim nedir, önce onları öğrenmeli. "Filmlerde ezana yer verilmez" gibisinden lafları ise açıkça bugünkü iktidara şirin görünme çabası olarak değerlendiriyorum. Türk sinemasının değişik dönemlerinden en az 500 film sayabilirim ezan sesi duyulan ve cami sahnesi bulunan. Röportajını okuduğum kadarıyla Yılmaz Erdoğan'ın kafası karman çorman, kavramları birbirine karıştırmış durumda.
__________________________________________________________________________________________________
30 yıl önce söylenmesi gereken sözler
Ümit Ünal (Senarist-Yönetmen):Yılmaz Erdoğan, bu sözleri steril bir kültürel iklimde yaşadığımız 25-30 yıl önce dile getirseydi çok doğru bulabilirdim. Yer yer doğru ama hayli gecikmiş tespitler yapıyor. Bugün ülkemizin yaşadığı kültürel kopuşu dert edinen ve işlerinde yansıtmaya çalışan çok sayıda sinemacı var. Dine, din adamlarına önyargıyla yaklaşmayan, ezan ya da dini öğeler barındıran çok sayıda film var. İlk aklıma gelenler 'Beş Vakit', 'Polis', 'Takva', 'Uzak İhtimal' Kendi çektiğim, yazdığım birçok filmde de ezan sesine yer verdim. Kastettiği sadece popüler sinema ya da TV dizileri ise bilemem.
Twitter'dan seçmeler ;
Umutislam
Filmlerdeki "ezansızlık dramını" gündeme getiren sanatçının 135 gündür Roboski için de tek kelam etmesini beklerdim..
hakan aygun
ezan sömürüsü yapan yılmaz erdoğan tüm dinciler gibi para derdindeymiş.akpden filmine teşvik koparmış!ferhan şensoy da tiyatrocu,bu da:((
alpaslan akkuş
yılmaz erdoğan filmlerde neden ezan okunmuyor diye sormuş.. sanırsın kendisi manav.. koysaydın birader..
Selami İnce
Yılmaz Erdoğan herhalde kredi isteyecek ya da projesine yardım talep ediyor.
Kapak Twitler
Seni seviyorum, ama seni sevmeyi eskisi kadar sevemiyorum. - Yılmaz Erdoğan -
DNZ
haber okumayayim diyorum dayananıyorum. açıyorum bakıyorum alakasız isimlerden SAÇMA LAFLAR. BKNZ. YILMAZ ERDOĞAN!
Özkan
Yılmaz Erdoğan pensilvanyaya mı ermiş lan..pardon hidayete dicektim
A. Savaş Özpınar
Çektiği filmlerde bırak ezanı, hatta Vizontele'de kekeme cami hocası koyarak ti yapan Yılmaz Erdoğan "filmlerde niye ezan yok" demiş. Kolpa!
Hasan Cücük
YIlmaz Erdoğan'ın 'ezan' eleştirisi tam bir ikiyüzlülük. Vizontele'deki 'kekeme imam' acaba Yılmaz Erdoğan'ın eseri değil mi????
Gulay Koc
Bu zamanın ruhuna uygun konuşmak da pek bir moda oldu. Bknz. Yılmaz Erdoğan
saroc
yılmaz erdoğan saçmalamış. günde 3 defa yemek yersin kaç defa tuvalete gidersin bunların olmadığı filmlerde var.
Yılmaz Erdoğan
'Düşünce özgürlüğü uygulanır, sadece talep edilmez.'
'Kızgınlığın hiç bir türü sukunet getirmez.'
SON VİDEO HABER
Haber Ara