Dolar

34,9456

Euro

36,7118

Altın

2.989,04

Bist

10.125,46

Büyüklere saygısız metrobüs nesli!

Büyüklere saygı notu oldukça zayıf olan yeni nesil, bir nevi ‘olimpiyat’ olarak nitelenen metrobüsle seyahatte belediye otobüsü, dolmuş, tramvay ve metroya göre daha acımasız. Sadece gençlerle sınırlı olmayan metrobüs kültürü, geç olmadan ele alınmalı...

14 Yıl Önce Güncellendi

2012-05-06 23:43:48

Büyüklere saygısız metrobüs nesli!

Her gün metrobüsü kullanan bir arkadaşımız, İstanbul’un bu yeni ulaşım sistemine “Metrobüs olimpiyatları” diyor. Özellikle sabah ve akşam saatlerinde üst geçitlerin basamaklarını hızla tırmanmak, seyyar satıcı ve dilenciler arasında slalom yapıp turnikelere ulaşmak, omuz darbeleriyle avantaj elde edip diğer vatandaşlardan daha önce metrobüse binmek, son düzlükte hızı artırarak en uygun yeri kapmak, oturacak veya yaslanacak bir yer kapamadıysan ayakta durmak, sağdan soldan gelen şarjlara karşı koymak, hava almak, birbirine yapışmış insanları yarıp inmek, iner inmez sigarasını yakanların dumanları altında soluk almadan merdivenlerden üst geçide çıkıp metrobüsün kapsama alanından bir an evvel çıkmak epey bir efor gerektiriyor çünkü.

Arkadaşımız “Son derece faydalı bir sistem olan metrobüs sayesinde formumu koruyorum!” diyerek espri yapmayı da ihmal etmiyor. Her türlü zorluğuna rağmen en hızlı ulaşım araçlarından biri olduğu için İstanbulluların yoğun ilgi gösterdiği bu sistemin sıkıntıları sadece yukarıda bahsettiklerimiz değil. İstanbul’daki macerası henüz 5 yıllık olan ve günde 800 bine yakın kişinin tercih ettiği metrobüsün kendine göre bir kültürü var. İnsanlar birbirine, özellikle de gençler büyüklere karşı çok acımasız ve saygısız olduğu için çok geç olmadan el atılması gereken bir kültür bu. Bu tespitlerimizin uzun bir gözleme dayandığını belirtip yaşanmış örneklerle bu kültürü analiz edelim.

 



Her sabah işe vaktinde yetişebilmek için arabamı Avcılar’da uygun bir yere park edip metrobüse geçiyorum. Her zaman olduğu gibi ilk durakta herkes yer kapabilmek için müthiş bir mücadele veriyor. Koltuklar dolunca insanlar oturmak için bir sonrakini beklemeye başlıyor. Bu arada kapıların önünde etten bir baraj oluşuyor. İki dakika daha beklemeyip ayakta da olsa sıradaki metrobüse binmek isteyen birinin o barajı delip geçmesi epey bir efor gerektiriyor. Zar zor da olsa yine metrobüse binmeye muvaffak oluyorum ve kapının karşısındaki boşluğa geçiyorum. Birkaç durak sonra 70 yaşlarında bir kadın biniyor.

Elinde küçük bir bavul. Ayaktaki yolcu sayısı epey arttığı için tutunabileceği uygun bir yer arıyor. Biraz kenara çekilip yer açıyorum. Hemen yanımızdaki koltukta iki genç oturuyor. Etraftaki herkes onlara bakıyor, acaba yer verirler mi diye. Ama gençlerin umurunda değil. Ayakta zor duran, metrobüs durup kalkarken bir öne bir arkaya savrulan yaşlı kadına gençlerin de duyacağı şekilde şöyle diyorum: “Teyzeciğim, yapacak bir şey yok! Yeni nesil maalesef böyle.

Eskiden eğitim ve öğretim vardı. Şimdi ise sadece öğretim... Zamane gençlerinin hayatı şıklardan ibaret ve o şıklar arasında büyüklere saygı yok. 4+4+4 eğitim sistemi örf+örf+örf ile zenginleştirilmezse, gidişat pek iyi görünmüyor.” Yaşlı kadın da emekli öğretmen olduğunu belirtip tespitlerimize katılıyor: “Eskiden biz öğrencilerimize dersler kadar toplumda nasıl davranmaları gerektiğini de öğretirdik. Şimdi ise hiç öğretilmiyor. Yazık, çok yazık!” Konuşmalarımıza vatandaşlar da bir şeyler söyleyerek katkıda bulunuyor. Gençler hâlâ oralı değil. Gençler kalkmayınca 60 yaşlarında biri kalkıp “Buyrun” diyor. Yaşlı kadın kabul etmiyor: “Çok teşekkür ederim beyefendi ama siz de yaşlısınız. Lütfen oturmaya devam edin!”

 



Bir başka sabah. İlk duraktaki manzara yine aynı. Etten barajı delip her zamanki yerime geçiyorum ve metrobüs hareket ediyor. İkinci durakta bekleyen yolcular arasında iki kadın var. Biri 50’li yaşlarda, diğeri de kızı veya gelini. Önlerinde çocuk arabası, ellerinde bebeğin çantası ve başka eşyalar. Birkaç orta yaşlı kişi çocuk arabasının metrobüse konulması için yardım ediyor. Ben de hemen yer değiştirip onlara yer açıyorum. Kapının karşısındaki boşluğa çocuk arabasını yerleştiriyorlar.

Etraftaki koltuklarda yine gençler oturuyor. Ya telefonda oyun oynuyorlar ya da kulaklıkla müzik dinliyorlar. Ayaktakiler yine iyimser davranıp gençlerden yer vermelerini bekliyor. Fakat nafile. Yer vermeye dair hiçbir emare yok. Bu arada kadınlar zor durumda. Ellerinde çantalar ve çocuk arabasında her an ağlamaya hazır bir bebek... Yine dayanamıyorum. Gençlere “Yer verseniz…” diyorum. Gençler kızgın kızgın bana bakıyor. “Niye rahatımızı bozuyorsun?” der gibi. Yer vermiyorlar. Ayaktaki orta yaş üstü insanlar ayıplıyor ama gençlerin işaretlediği şıklar arasında ‘örf’, ‘âdet’, ‘ayıp’ gibi kavramlar ne yazık ki yok! Hiç alınmıyorlar bile. Doğru cevap: E) Hiçbiri!

 




Biraz saygı...

Metrobüsten bir başka örnek. 30’lu yaşlarda bir bayan. 5 ve 1 yaşında iki oğlu var. Biri kucağında, diğeri oturduğu tekli koltuğun önündeki boşlukta. Etrafı göremediği için canı sıkılan 5 yaşındaki çocuk sürekli ağlıyor. Anne, inmelerine çok az kaldığını söyleyip çocuğu susturmaya çalışıyor. Ama çocuk ağlamaya devam ediyor.

Anne, diğer yolcuların daha fazla rahatsız olmaması için yerinden kalkıp büyük çocuğu koltuğa oturtuyor. Etrafı izlemeye başlayan çocuk susuyor. Bu sefer anne zor durumda. Bir eliyle küçük çocuğunu tutup diğer eliyle de bir yerlere tutunmaya çalışıyor. Tahmin ettiniz. Etraftaki gençler yine yer vermiyor. Kadın, son durağa kadar o şekilde gidiyor.

Hemen her gün bu tür örneklerle karşılaşmak son derece doğal metrobüste. Çünkü metrobüsün kendine has kültüründe kadınlara, yaşlılara, engellilere yer vermek diye bir örf, âdet yok ne yazık ki. Dolmuş, otobüs ve metroya kıyasla daha acımasız olan bu kültüre göre, oturduğun koltuk ininceye kadar senin tapulu malın. Yaşlı da olsa, kucağı çocuklu kadın da olsa asla kimseye vermemelisin. Etraftaki orta yaş ve üzeri bakışlardan etkilenmemek için cep telefonunda oyun oynamalı, müzik dinlemeli, kafanı cama doğru 90 derece çevirmeli veya uyuma numarası yapmalısın. Bu kadar kötü örnekten sonra yer verenlerin olduğunu da belirtelim. Tabii bunların maalesef azınlıkta kaldığını ilave ederek…

 



Uzun gözlemlerimize göre, metrobüs kültürü sadece bunlarla sınırlı değil. İnsanların bir yarış, bir mücadele içinde olduğu bu kültürde herkes kendini düşünüyor. İnsanların tek derdi, önce binmek, koltuk kapmak, ineceği yere kadar oturarak gitmek… Duraklara gelince, binecek olanlar ilk binen olmak ya da dışarıda kalmamak için kapıların önüne yığıldığından, inecek olanlar inemiyor. Özellikle sabah ve akşam saatlerinde her durakta böyle bir karmaşa oluşuyor.

 



Sıkıntılar artacak

Metrobüs yolculuğunun sıkıntılarından biri de sigara. İçenler “Açık hava kardeşim!” diyerek karşı çıkabilir fakat o kadar insanın içinde tüttürmek kapalı alanda sigara içmekten farksız. Metrobüsün gelmesini bekliyorsunuz ve aranızda 10 santim bile olmayan biri sigara içiyor. Üflediği her duman genzinize gidiyor. İçenlerin çoğunun metrobüs gelir gelmez sigarasını söndürmeden yere attığını (yere izmarit atmanın cezası 26 TL), çektiği son bir fırtı metrobüsün içine üflediğini belirtelim. Sigarayla ilgili sıkıntının merdiven ve üst geçitlerde de devam ettiğini ekleyelim.

Şu ana kadar Anadolu yakasındaki Söğütlüçeşme ile Avrupa yakasındaki Avcılar arasında hizmet veren metrobüs hattı, yakında Beylikdüzü’ne ulaşacak. Böylece ulaşımda bu sistemi kullanan insan sayısı daha da artacak. Tabii sıkıntılar da… Sadece yeni hat yapımlarına ve sistemin işletmesine odaklanmış görünen İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile İETT’nin çok geç olmadan metrobüs kültürüne yönelik ciddi çalışmalar da yapması gerekiyor.

 

 

 

İETT neler yapmalı? Metrobüslerde dikkat çeken en önemli sıkıntılardan biri; yaşlılara, bayanlara, engellilere yer verilmemesi. Belli aralıklarla (10-15 dakikada bir) bu yönde bir anons yapılabilir. Küçücük ekranlardaki uyarıları kimse görmüyor çünkü Yine belli aralıklarla metrobüs duraklarında ve üst geçitlere çıkan merdivenlerde sigara içilmemesi gerektiği sesli olarak hatırlatılabilir. Ayrıca duraklara ve durak girişlerine sigara konusunda uyarılar asılabilir. 4207 Sayılı Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanun’da kapalı alanlar “Tavanı veya çatısı olup yan yüzeylerinin yarısından fazlası kapalı bulunan yerler” şeklinde tarif ediliyor. İki tarafı da açık olduğu için metrobüs durakları kapalı alan olarak kabul edilmediği için buralarda sigara doğrudan yasaklanamıyor. Ama en azından “Metrobüs duraklarında ve merdivenlerde sigara içmediğiniz için teşekkürler” gibi bir hatırlatma yapılarak içenlerin daha dikkatli olmaları sağlanabilir. Araçlardaki ekranlarda, Boğaz Köprüsü’nden bomboş geçen bir metrobüste rahat rahat gazetesini okuyan ve mis gibi havayı ciğerlerine çeken Vatan Şaşmaz’lı reklamlar yerine, inip binerken nelere dikkat edilmesi gerektiği üzerine uygulamalı ve sesli videolar gösterilebilir. Sadece yeni hatların açılışındaki deneme seferlerinde gördüğümüz yetkili isimler, zaman zaman sabah ve akşam saatlerinde de metrobüse binip vatandaşın çektiği sıkıntılara daha yakından şahit olabilir.

Vatandaş metrobüste en çok nelere kızıyor? Tıklım tıklım dolu bir durakta metrobüs beklerken, bir metrobüsün bomboş şekilde dörtlülerini yakarak geçip gitmesine Metrobüs şoförlerinin ani kalkış ve frenlerine Kalabalık bir metrobüste ayakta gitmeye Özellikle sabah ve akşam saatlerinde durağa ulaşabilmek için bile uzun bir süre sırada beklemeye Tıklım tıklım gelmesinden dolayı bir türlü metrobüse binememeye Orta taraflar boş olmasına rağmen kapı önünde beklenmesine, inecek ve binecek olanların engellenmesine Kalabalık bir durakta, ayakta gitmemek için kapının önünde bir sonraki metrobüsü bekleyen kalabalığın sizin de metrobüse binmenize engel olmasına Kalabalık bir durakta, bir önceki metrobüse göre kapının yerini belirleyip tam orada beklerken, yeni metrobüsün yarım metre ileride veya geride durması sonucu ona da binememesine Bazı metrobüs şoförlerinin kaba saba davranışlarına ve konuşmalarına Ter kokularına İnilecek durağı kalabalıktan dolayı göremeyip kaçırmaya Cep telefonunda oyun oynayan, müzik dinleyen gençlerin genel olarak yaşlılara, bayanlara, engellilere yer vermemesine Duraklarda ya da merdivenlerde kalabalığın içinde sigara içilmesine Hattın bazı bölümlerinin delik deşik olmasına Zaten dar olan üst geçitlerin bir de seyyar satıcılarla işgal edilmesine Duraklara inen merdivenlerin çok dar olmasına Durak ve merdivenlere çöp, izmarit atılmasına, tükürülmesine...

Vatandaş metrobüste en çok nelere seviniyor? Durakta beklerken, metrobüsün tam önünde durmasına ve bindiğinde oturacak yer bulmasına Gece yarısından sonra bile metrobüs sayesinde taksiye fazla para ödemek zorunda kalmamasına Kalabalık bir durakta beklerken, bomboş bir metrobüsün gelip tam önünde durmasına Metrobüste hızla yol alırken, kilitlenen trafikte duran arabaları izlemeye Metrobüsten önce sabah işe gitmek için daha erken kalkması gerekiyorken, metrobüsün ona kazandırdığı fazladan 15-20 dakikayı da yatakta geçirmesine Metrobüs tıklım tıklım da olsa bir yere belli bir sürede gitmesine Yanında eşi, çocuğu varken bir gencin kalkıp yer vermesine Engellilerin ve çocuk arabalı kadınların inip binmelerine yardımcı olunmasına.

SON VİDEO HABER

Emlakçılar arasında silahlı çatışma: 2 ölü

Haber Ara