Yunan seçmen siyasî dengeleri altüst edecek

Fransa'da cumhurbaşkanlığı seçimlerinin gölgesinde kalsa da Avrupa'da hafta sonu kritik bir seçim daha yapılacak. İki buçuk yıldır ekonomik darboğazdaki Yunanistan, son 38 yılın en kritik genel seçimleri için pazar günü sandık başına gidiyor. Ülkeyi yaklaşık 40 yıldır dönüşümlü olarak tek başlarına yöneten iki büyük parti sosyalist PASOK ve muhafazakar Yeni Demokrasi Partisi'nin (YDP) ekonomik krizden canı yanan halk tarafından cezalandırılmasına kesin gözüyle bakılıyor.

Ekonomik krizin gölgesinde yapılacak tarihi seçimlerden, iktidarı tek başına göğüsleyecek bir partinin çıkması beklenmiyor. Son kamuoyu araştırmalarına göre geçen seçimlerde oyların yaklaşık yüzde 78'ini toplayan YDP ve PASOK, bu kez yüzde 38 kadar oy alacak. Bu oran ile iki büyük parti, mecliste küçük bir çoğunluğa dayanarak koalisyon hükümeti kurabiliyor. Gözlemcilere göre en kuvvetli seçim senaryosu bu. Ancak diğer senaryoya göre YDP ve PASOK, Avrupa Birliği'nin istediği kemer sıkma politikalarına karşı olan küçük partilerle geniş tabanlı bir koalisyon kuracak. Siyasi analistler, koalisyon hükümetleri konusunda tecrübesi bulunmayan ülkede partiler arasındaki derin görüş ayrılıklarının, Yunanistan'da istikrarsız bir süreci tetikleyebileceği endişesini dile getiriyor.

Seçimlerde, son anketlere göre parlamentoya 8-10 parti girecek. Özellikle PASOK ve YDP, bir aydan az süren seçim kampanyalarında son hamlelerini yüzde 20'yi geçen kararsız seçmeni etkilemeye yoğunlaştırdı. 10 milyon 787 bin nüfusu bulunan Yunanistan'da, yaklaşık 10 milyon kişi (9. 850. 802) oy kullanacak. Ülkenin üzerine karabasan gibi çöken ekonomik kriz döneminde halkın zirve yapan umutsuzluğu ile geleceğe yönelik karamsar tablo, siyasi dengeleri altüst etmiş durumda. Seçim kampanyasının ana gündemini ekonomik kriz oluşturdu. AB ve IMF ile imzalanan memorandum yanlısı PASOK ve YDP ile anlaşma karşıtı sağ ve soldaki küçük partiler, ekonomi politikalarına ilişkin birbirini suçlayarak propaganda yaptı. PASOK ve son PASOK-YDP hükümetlerinin ülkenin kurtarılması için AB ve IMF'den 110 ve 130 milyar Euro'luk krediler karşılığında hayata geçirdiği sert önlemler ile 2013 ve 2014 yıllarında 11,5 milyar Euro'luk ilave kesintinin vaat edilmesi, halkın dayanma gücünü iyice azaltmış durumda. Yüzde 21'lik rekor işsizlik, art arda maaş ve emekli aylıklarında yapılan kesintiler, sosyal haklara vurulan tırpan, devamlı artan hayat pahalılığı iki büyük partiye duyulan öfkeyi iyice perçinledi. Bu süreçte PASOK ve YDP'de yaşanan memorandum depremi, milletvekili transferleriyle kurulan küçük aşırı sağ ve sol partilerin güçlenmesiyle sonuçlandı. Kriz döneminde yapılacak ilk seçimlerde ülke için rekor sayılan 32 parti, yüzde 3 seçim barajını aşarak 300 üyeli parlamentoda daha fazla sandalye kazanmak için ter dökecek. Ekonomik kriz sinyalinin verildiği 2009 seçimlerinde yüzde 44'lük oy oranı ile Kostas Karamanlis liderliğindeki Yeni Demokrasi'den iktidarı devralan Yorgo Papandreu liderliğindeki PASOK, bu seçimlere Evangelos Venizelos liderliğinde giriyor. Parti, liderini değiştirmesine rağmen en büyük kaybeden olacak. Geleneksel parti seçmenini yanında görmek isteyen Venizelos, ek emlak vergilerini de kapsayan dayanışma vergilerinin kademeli olarak kaldırılması ile KDV'nin indirileceği sözünü verdi.

Anketlere göre birinci parti olacak olmanın rüzgarını arkasına alan YDP lideri Andonis Samaras ise kurumsal vergilerin düşürülmesini ve büyümeye dayalı istihdama katkıda bulunacak köklü bir değişim vaadinde bulundu. Küçük partiler ise AB ve IMF'nin sunduğu acı reçetenin reddedilmesi gerektiğini savunuyor.