Dolar

34,8657

Euro

36,6223

Altın

3.047,57

Bist

10.058,47

Çin sanal seddinde açık var

Google, kendi şebekesi üzerindeki yükü azaltmak için harici veri depolama sistemi olan Google Drive'ı geçen hafta tanıttı tanıtmasına ama, bir ihtimal 500 milyon kadar kişi hiçbir zaman bu ortama ulaşamayacak... Bu kişilerin tamamı Çin'de yaşıyor.

14 Yıl Önce Güncellendi

2012-05-04 09:58:55

Çin sanal seddinde açık var
BBC'den edinilen bilgiye göre;  Google Drive da, Çin'de hükümetin internet ortamında geliştirdiği ve istemediği verilerin izlenmesini engellemeyi amaçladığı ve bu yüzden Büyük Çin Güvenlik Seddi olarak anılan sanal duvara çarpan yasaklılar arasındaki yerini aldı. Kara listede tanıdık başka marka ve hizmetler de bulunuyor: You Tube, Google+, Twitter, Dropbox, Facebook ve Foursquare.

Google'ın sözcüsü BBC'ye yaptığı açıklamada, Çin toprakları üzerinden bu sisteme neden ulaşılamadığını araştırdıkları zaman, hizmete açılan ortamla ilgili herhangi bir teknik arıza olmadığını tespit ettiklerini söyledi.

Google sözcüsü, "Eğer Çin'de Google Drive'a ulaşılamıyor ise, bu konuyu Çinli yetkililere sormak lazım" dedi. Analistlere bakılırsa, sınırlama gerçekten de Çinli yetkililerin tasarruflarından kaynaklanıyor ve aslında bunda şaşılacak fazla bir şey bulunmuyor.

Pekin'de faaliyet gösteren danışmanlık şirketi BDA'nın başkanı Duncan Clark, Çin yönetiminin bazı Batılı internet sitelerine karşı husumet içinde olduğunu ve özellikle de sosyal medyayı ve video paylaşım ortamlarını hedef aldığını; bu tür sitelerin "toplum" üzerinde büyük etki yapabileceği için seçildiğini söylüyor.

Clark şu değerlendirmeyi de yapıyor: "Bu, kontrolü elde tutmaya çalışmakla ilgili bir şey; benzer bir şekilde Çinli yetkililer internet içeriğini kontrol altında tutmak istiyor. Uluslararası ortamların yerine yerel içerik sağlayıcılar tercih ediliyor. Bu yerelleri, otosansür yapan kuruluşlar olarak görmek lazım."

DUVARDAKİ ÇATLAKLAR

Çinli yetkililer bu denetimi uygulamaya geçirmek için internet trafiğini yakından takip ediyor. Benzer bir şekilde ülkeye "giriş" yapan içerikleri de denetlemek istiyor.

Büyük Çin Güvenlik Seddi birden fazla araç kullanıyor. Çin'e yönelik internet trafiğinin tamamı az sayıdaki kapıdan giriş yapıyor, bu da, gelen bilgiyi denetleme, sınır kontrolü yapabilme olanağı sunuyor.

Kimi durumlarda Pekin bir karar alarak belli bir siteye erişimi engelliyor. Bu siteler kara listeye alınmış oluyor. Yetkililerin elindeki denetleme ve sınırlama olanaklarından bir diğeri de belli alan isimlerine erişilmesini engellemek. Alan isimlerine ulaşılmasının engellendiği durumlarda Çin'deki bir kullanıcı "site bulunamadı" mesajıyla karşılaşabiliyor.

Ya da, bir site, kara listede değil ise ve fakat ilgili yasaklı kelime url olarak anılan internet adresinde bulunuyor ise, o zaman da siteye erişim engellenebiliyor.

Benzer bir durum, kullanıcının baktığı sayfada yasaklı bir kelime var ise de geçerli olabiliyor. Sansür daha ince yöntemlerle de yapılabiliyor. Bu denetleme biçimine özellikle sosyal medya ortamında rastlanıyor. Buna göre örneğin yasaklı bir kelime kullanılarak twitterda hazırlanan bir mesaj filtreleniyor ve yayımlama yapılır yapılmaz, savunma sistemi tarafından iptal ediliyor.
Ama Büyük Güvenlik Seddi'nin açıkları da yok değil.

Örneğin şubat ayında meydana gelen bir olayda Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Barack Obama'nın Google+'taki hesabı Çin'den gönderilen mesajlarla doldu taştı. Çinliler daha önce bu tür mesajları atamıyorlardı ancak o gün, güvenlik siperlerindeki zaaf, sosyal medya üzerindeki yasağın delinmesine ve Obama'ya Çin ile ilgili görüşlerini aktarmak isteyenlerin serbest kalmalarına yol açmıştı.

Londra'daki FreshNetworks adlı sosyal medya ajansında stratejist olarak çalışan Hamid Sirhan şöyle diyor: "Güvenlik duvarı mükemmel değil ve gerçekten de açıkları bulunuyor."

Sirhan şöyle devam ediyor: "Sınırlamaları bertaraf etmek için Çinli web kullanıcıları vekalet olarak adlandırılabilecek bir sistemle, başka kimlik kodlamaları altında bir tünel açıp duvarda ilerleyebiliyor. Yasaklı kelimelerle ilgili filtreleri atlatmak için de okunuşları aynı olduğu halde yazılışları farklı olan kelimeler kullanılıyor."

Tor, Ultrasurf ya da JonDonym gibi özel yazılımlar da Çin'deki güvenlik seddini aşmanın yollarını açıyor.
Sirhan, teknolojik bilgisi ileri düzeyde olan internet kullanıcılarının güvenlik duvarını aşma yeteneğine sahip olduğunu ancak Çinli kullanıcıların büyük bölümünün yerel içeriklerden memnun olduğunu da belirtiyor.

WEB KLONLARI

Çok fazla sayıda klon var Çin'de. Çin, Batı'daki web dünyasının kopyasını çıkaran bir ülke olarak biliniyor. Ancak asılları ile kopyaları arasında temel bir fark bulunuyor, o da, söz konusu bu "klon siteler" yerel denetim çerçevesini kendi kendine uyguluyor ve yerel yasalara uygun hareket ediyor.

BDA'dan Duncan Clark, yönetimin harici sitelere getirdiği sınırlamaların yerellerin işine yaradığını vurguluyor. Twitter'ın Çinli kopyası olan Sino Weibo, örneğin, 300 milyon kullanıcıya ait bir site konumunda bulunuyor; bu, Batılı orijinal sitenin iki katı daha fazla üyeliği temsil ediyor.

Çin güvenlik seddi google'de arama yapılmasını da engellerken, benzer bir işlevi gören yerel kopyası Baidu Tieba, ülkedeki arama faaliyetleri açısından ana iskele pozisyonunu tutuyor.

Baidu Tieba'da yönetimin rahatsızlık duyacağı bir içeğiri görmek mümkün olmuyor. Örneğin Baidu Tieba'da 1989'da kanlı bir şekilde bastırılan Tiananmen olayları hakkında bir şey bulmak söz konusu olmuyor ve benzer şekilde pek çok arama maddesi de filtreleniyor. Öte yandan söz konusu arama motoru genel içerikler hakkında çoğu zaman doğru sonuçlar getiriyor.

Baidu'nun harici şebeke sistemi üzerinden çalıştırdığı Wangpan adlı sanal oluşum, Google Drive'dan haftalar önce aktif hale gelerek, kullınıcılara 25 GB'lik depolama olanağı sundu.

Bu, Google Drive'ın sunduğu 5 GB'lik kapasitenin çok çok üzerinde ve Microsoft'un sunduğu depolama kapasitisiyle başabaş bir miktarı ifade ediyor.

DBA'dan Duncan Clark, Batılı kuruluşlara getirilen sınırlamaların meydanın yerel kuruluşlara kalmasına yol açtığını, yerellerin kısa vadede bundan faydalandığını ancak uzun vadede Çin'in zarar göreceğini düşünüyor.

Duncan, "Bu yerel şirketler küresel alanda faaliyete geçmek ister ve bunda başarılı olursa ne olacak?" sorusunu yöneltiyor.
"Hepimizin bildiği birşey var, o da Çin'in dünyanın imalat atelyesi olduğu. Ancak şimdi Çinliler bunun ötesine ilerlemek istiyor. Tasarım konusuna ilgi gösteriyorlar. Yönetim, Çin'in küresel düzeydeki imajı üzerinde etki etmek ve küresel sanayi kollarınd söz sahibi bir rol üstlenmek istiyor.

Söylemek istediğim şey şu: Bu şirketler bugünlerde yönetimin koruma şemsiyesi altında faaliyet gösteriyor; bu nedenle, ileride korumanın olmayacağı küresel ortamda işlevsel olmakta zorlanacaklardır."

"Ancak yönetim bu aralar daha çok kısa vadeli kaygılarla hareket ediyor ve ileriye bakmıyor."

KEDİ- FARE

Pekin'in kaygı duyması gereken bir diğer konu da, Clark'a göre, Çinli web kullanıcılarının gelecekte sergileyebilecekleri tepkili tavırlar. Clark'a göre bu tavrın kaynağı sadece, örneğin, Google'ı hakkıyla kullanamamakla ya da Batılı sitelere rahatlıkla ulaşamamakla ilgili olmayacak;bunun da ötesinde, yurtiçindeki sansürden duyulan rahatsızlıktan da kaynaklanacak. Son yaşanan bir olay bunun işaretini verdi aslında.

Yönetim mikro-blog olarak anılan twitter benzeri bir sitede yorum yapılmasını sağlayan düğmeyi etkisizleştirince, yaşanan gelişmeler, söz konusu kararın sadece üç gün ayakta kalabilmesiyle sonuçlandı.

Mikro-blog sitesi daha sonra eski halinde çalışmaya devam etti. Clark bu durum hakkında şunları söylüyor: "Devlet ve Çinli web kullanıcıları arasında bir kedi-fare kovalamacası yaşanıyor."

"Sonuçta kimin galip geleceğini merak ediyorum, gerçi bunu söylerken Çinli yetkililerin kolayca pes etmeyeceklerinin de farkındayım."



SON VİDEO HABER

Kassam, İsrail askerlerini araçlarıyla birlikte imha etti

Haber Ara