Ümit Aktaş 'antikapitalist Müslümanları' uyardı
Kendilerini 'Antikapitalist Müslümanlar' olarak tanıtan bir grup 1 Mayıs Salı günü Fatih Camii’nde ölen işçiler için gıyabi namaz kılıp Taksim Meydanı’na yürüyecekler. Ancak grubun İslam'la ilgili yaptığı açıklamalara yazar Ümit Aktaş'tan itiraz geldi.
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-04-30 16:33:33
Timetürk'e konuşan Aktaş, 'Yolun başında çıkmaza girmesinler, şimdiden uyarıyorum, düşünceleri sağlıklı değil' dedi.
Aktaş gençlerin girişimlerini desteklediğini ancak argümanlarının sorunlu olduğunu ifade etti. aktaş şunları söyledi:
"Kendilerini anti-kapitalist olarak tanımlayan Müslüman gençleri önemli bir dinamiği ifade ettikleri için ciddiye almaktayım. Ancak daha işin başında yapacakları vahim stratejik hataların onları çıkmazlara götüreceğini düşündüğüm için bazı uyarılarda bulunmayı da kendime bir görev telakki etmekteyim. Kapitalizmi protesto etmeleri veya 1 Mayıs’ta eylem yapıyor olmalarıyla ilgili hiçbir sorunum yok ve hatta bu gerek sola gerekse muhafazakârlara ait bazı tabuların yıkılması açısından da önemli bir girişim. Ancak sözgelimi fahişelik ya da eşcinsellikle ilgili yaklaşımlarının üzerinde yeterince düşünüp düşünmediklerine emin değilim. Belki de düşünmüş olabilirler ama yaklaşımları bana çok da sağlıklı gelmedi. Eşcinselliğin bir hastalık olup olmadığı ayrı bir mesele (hastalık olduğu kadar kalıtımsal tarafları da vardır çünkü); ama kimse Kuran’da eşcinselliğe karşı bir tavır yok, eşcinsellik hoş görülmekte gibi bir yaklaşım içerisinde olamaz. Kaldı ki bu durum oldukça temel bir yönle, Kuran’ın da atıfta bulunduğu fıtratla, yani insanî ontolojiyle ilgili bir sorundur. Canlıların birçoğu karşı cinslidir ve bu üremenin temel koşuludur. Kaldı ki sadece o değil, bu anlamdaki bir ikili temel, tüm varlıkların ontolojisinde bulunmaktadır. Yani fizik dünya kadar biyolojik dünya da “ikili” bir temele dayanır. Akrabalık, dil, üreme gibi birçok toplumsal olgu da bu temele dayanır. O nedenle eşcinsellik meselesi basit bir özgürlükler meselesi değildir. Elbet kimse eşcinseller yakılsın, öldürülsün, işkence görsün dememekte. Bir insan olarak elbette ki onların da yaşamaya hakları var. Ama bu onlara da alan açalım, gelsinler ve aramızda eşcinselliklerini özgürce yaşasınlar gibi bir söyleme de dönüşemez. Bu salt ahlâkî bir sorun değildir çünkü. İşin ucunda ontolojiye/fıtrata yönelik bir tahribat vardır ki, bunun sonunun nerelere gideceğini hiç kimse öngöremez.
Bir de şu “Oysaki Peygamber’in Mekke’de köleler ve fahişelerle yaptığı yürüyüşü taşlayanlar günde 5 vakit namaz kılan, oruç tutan, zekât veren, kurban kesen insanlardı” (başka bir röportajda) sözü de oldukça problemli. Peygamberin yanında fahişelerin yer aldığına dair bir bilgim yok. Bu sadece İsa (a. s.)’yı destekleyen Maria Magdalena için söylenir. O da, İsa’nın yanında yer almak için fahişeliğini bırakan biridir ve bu da oldukça doğru ve mümkün bir tutumdur. Ama nasıl ki hiç kimse Allah’a eş koşarak peygamberin yanında yer alamamaktaysa, hiç kimse fahişelik (“seks köleliği”) yaparak da peygamberin yanında yer alamaz. Bunlara karşı çıkanların “günde 5 vakit namaz kılan, oruç tutan, zekât veren, kurban kesen insanlar” oluşu ifadesi de oldukça kaba ve gerçekleri saptıran, sadece provakatif bir ifade. Çünkü o dönemde İslam’ın burada bahsi edilen temel ibadetleri tam olarak birer fariza haline gelmemişti. Müşrikler arasında cari olan ibadetler ise, her ne kadar benzerlik gösterse de, tam olarak bu biçimde anılamaz. Ayrıca peygamberin etrafındaki toplumun “komün” olarak tanımlanması da sorunlu ve sola angajmanı saptayan bir ifade. Yoldaş kelimesi bile daha sevimli olurdu, en azından Türkçe çünkü ve sahabe tanımına daha yakın bir ifade. Ama doğru ifade “cemaat” ya da “ashab”tır. Kavramsal doğruluklar ise düşünsel doğruluklarımızı sağlamak açısından vazgeçilmez önemliliktedir."
SON VİDEO HABER
Haber Ara